sidretül münteha
Sun 16 October 2011, 03:32 pm GMT +0200
1. Rüya Hakkındaki Rivayetler
1. Enes b. Malik (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Salih bir kimsenin gördüğü sadık (doğru) ve sevindirici rüya Nübüvvetin kırk altıda biridir.»[1]
Bu hadis, Ebû Hüreyre (r.a.)'den de aynı şekilde rivayet edilmiştir.
2. Ebû Hüreyre (r.a.)'den: Resûlullah (s.a.v.) sabah namazım kılıp cemaate dönünce:
«— İçinizde bu gece rüya gören var mı?» diye sorar ve: «— Benden sonra Nübüvvet kalmayacak, ancak sadık (doğru) rüyalar kalacak.» buyururdu.
3. Atâ b. Yesar'dan: Resûlullah (s.a.v.): «Benden sonra Nübüvvetten, müjdeleyicilerden başka bir şey kalmayacak.»
buyurduğunda, oradakiler;
«— Müjdeleyiciler nedir ya Resûîallah?» diye sordular, o da:
«— Salih kimsenin gördüğü, yahut da başkasının onun için gördüğü sadık (doğru) rüylardır. O rüyalar, nübüvvetin kırkaltıda biridir.» buyurdu.[2]
4. Ebû Seleme'dcn: Ebû Katadc b. Rib'î diyor ki: Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu duydum: «Güzel rüya Allah'tan, kötü rüya da şeytandandır. Herhangi biriniz hoşlanmadığı bir şey görürse, uyandığı zaman sol tarafına üç kere üfle-sin ve o kötü rüyanın şerrinden Allah'a sığınsın. Böylece o rüya, kendisine zarar veremez inşaallah»
Ebû Seleme diyor ki:
«Bana dağlardan daha ağır gelecek bir rüya görseydim, bu hadisi duyunca arlık ona aldırış etmezdim.»[3]
5. Hişam'in babası Urve: «Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır. »[4] ayeti kerimesindeki müjde hakkında:
«O, salih kimsenin gördüğü veya başkasının onun için gördüğü sadık (doğru) rüyalardır.» diyor.[5]
[1][1] Buharı, Ta'bii, 91/2.
Hu ve benzeri hadislerde zikredilen Nebilîğîn cüzlerinden ve mahiyetinden asıl maksadın ne olduğunu ancak peygamberler bilebilir. Peygamber Efendimizin Nübüvveti yirmi üç yıl olup bunun ilk allı ayı sadık rüyalar halinde olmuştur ki hu da yirmi üç yılın kırk altıda biri eder. Nitekim Aişe (r.a)'dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Resûlullah (s.a.v.)'e gelen ilk vahiyler sadık rüyalar halindeydi, buyurulmuştur. (Bâcî, el-Mühteka, c.7, s 276).
[2] Mürseldir. Buharı, Zühri -Saîd b. el-Museyyeb- Ebu Hureyre yoluyla mevsul yapmıştır. Buharı, Ru'ya, 91/5.
[3] Buharı, Tıb, 76/39; Müslim, Ru'yn, 4262. Şeybanî, 921.
[4] Yunus, 10/64.
[5] Bu âyeti kerimenin tefsirinde Kâdî Beydâvî de şöyle diyor: Dünya hayatındaki müjde, Kur'an ve Resûlullah lisaniyle müttekilere verilen sevindirici haberler, onlara gösterilen salih rüyalar, onlara açılan keşifler ve son nefeste meleklerin kendilerine verdiği müjdelerdir. Ahiretteki müjde ise meleklerin kendilerini karşıhyarak vereceği kurtuluş ve saadet müjdeleridir, (el-Beydâvî, Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'vîl, c.l, s.443).