Hadice
Wed 1 June 2011, 08:06 am GMT +0200
Abdulmuttalibin, Rukaykanın Rüyasında Yağmur İstemeğe Rasûlullah’la Birlikte Çıkması
140) Abdulmuttalib'in yaşıtı olan Rukayka anlatmaktadır:
Peşpeşe gelen kuraklık ve kıtlık yılları, Kureyşlilerin mallarını alıp götürmüş, kemikleri inceltmişti. Uyurken veya dalgınken, birisinin boğuk bir sesle: Ey Kureyş topluluğu! O gönderilecek olan peygamber, sizin aranızdan çıkacaktır. Onun ortaya çıkma zamanının gölgesi, üzerinize düşmüştür. Bu, onun yıldızlarının başlangıcıdır. O, size yağmur ve bolluk getirecektir. Dikkat edin! Sizin soyca en üstününüz ve şerefliniz olan, uzun boylu, iri kemikli, ak tenli, kaşları ve kirpikleri uzun, yanakları düz, kalkık burunlu, iyi bir şöhreti ve kendisine ait bir sünneti olan kişiye bakan. O ve oğlu gitsir Sizden de her kabileden bir adam gitsin. Yıkansınlar, koku sürünsünler. Rüknü (Hacer-i esvedi) istilam etsinler. Sonra Ebu Kubeys'e çıksınlar. O adam yağmur duası yapsın ve cemaat de amin desin. O zaman istediğiniz yağmura, geçim bolluğuna kavuşursunuz.
Allah biliyor, çok korkmuş, tüylerim diken diken olmuş ve aklım karışmış bir halde sabahı ettim. Rüyamı anlattım. Harem'e yemin olsun! Mekke vadisindeki herkes: Bu, ancak, Şeybetulhamd'dir, Şeybe'dir, dedi.
Kureyşlilerin hepsi onun başına toplandı. Aynı zamanda her kabileden birer adam gitti. Yıkandılar, koku süründüler, Hacer-i esved'i istilam edip Ebu Kubeys dağının çıkabildikleri kısmına kadar çıktılar.
Hepsi dağın zirvesinde yerlerini alınca, Abdulmuttalib, yanında henüz buluğa ermemiş veya ermek üzere olan Rasûlullah (s.a.v.) olduğu halde ayağa kalktı ve şöyle dedi: Ey ihtiyaçları gideren, gam ve kederleri kaldıran Allah'ım, sen Öğretilmeden bilensin. Nimet ve ihsanları esirgenmeyen, karşılıksız istenilensin. Bunlar, senin erkek ve kadın kullarındır. Bunlar, senin Harem'inin yanında barınıyorlar, (kurak geçen) yıllarını sana şikâyet ediyorlar. Kurak geçen yıl, deve ve davarları gibi hayvanlarını yok etti. Allah'ım! Bize, bereket, bolluk ve ucuzluk getiren yağmur yağdır.
Kâ'be'ye yemin olsun! Çok geçmeden, gök yarılıp yağmur boşanmış, vadi sel sularıyla dolmuştu. Kureyş'in yaşlılarından ve büyüklerinden Abdullah Ibn Cud'ân, Harb İbn Unıeyye ve Hişam Ibnu'l-Muğire'nin Abdulmuttalib'e şöyle dediklerini duydum: Batha halkı (Mekke halkı) senin sayende yaşadı.
Bu konuda Rukayka, yüce Allah'ın kendilerine Abdulmuttalib sayesinde yağmur ihsan ettiğini açıklayan dört beyitlik bir şiir söylemiştir. [145]
Yağmur ve bereketi kaybettiğimizde, Allah, Şeyhe tul-hamd vasıtasıyla, memleketimizi hemen yağmurla suladı.
Yağmur getiren bir bulut gökten cömertçe su verdi. Onun sayesinde hayvanlar ve ağaçlar canlı kaldı.
Onun işi mübarektir. Onun vasıtasıyla bulutlardan yağmur istenir. Halbuki insanlar arasında onun hiçbir değeri yoktur.
O, Allah'ın, uğurlu bir lutfudur. Muzar'ın birgün müjde ettiği kimselerin en hayırhsıdır. [146]
[145] Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 11/15-19; Ibn Sa'd, Tabakatü'l-Kübra, I/90; Maverdi, Alamu'n-Nubuvve.
[146] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 101-102.