- Risalei Nur dünya işlerine alet olamaz!

Adsense kodları


Risalei Nur dünya işlerine alet olamaz!

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Fri 10 September 2010, 12:17 am GMT +0200
Risale-i Nur dünya işlerine alet olamaz!



Bismillahirrahmanirrahim

Aziz, sıddık kardeşlerim,


Risale-i Nur dünya işlerine âlet olamaz, dünya işlerine siper edilmez. Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar onunla kasten istenilmez. İstenilse, ihlâs kırılır, o ehemmiyetli ibadet şekli değişir. Yani, çocuklar gibi, döğüştükleri vakit Kur’ân’ı başına siper eder. Başına gelen zarar Kur’ân’a geldiği gibi, Risale-i Nur, böyle muannid hasımlara karşı siper istimal edilmemeli.

Evet, Risale-i Nur’a ilişenler tokatlar yerler; yüzer vukuat şahittir. Fakat Risale-i Nur, tokatlarda istimal edilmez ve niyet ve kasıtla tokatlar gelmez. Çünkü sırr-ı ihlâs ve sırr-ı ubudiyete münafidir. Bizler, bize zulmedenleri, bizi himaye eden ve Risale-i Nur’da istihdam eden Rabbimize havale ediyoruz.

Evet, dünyaya ait harika neticeler, bazı evrad-ı mühimme gibi, Risale-i Nur’a çokça terettüp ediyor. Fakat onlar istenilmez, belki veriliyor; illet olamaz, bir fâide olabilir. Eğer istemekle olsa, illet olur, ihlâsı kırar, o ibadeti kısmen iptal eder. Çabuk bu hâdiseyi teskin ediniz. Yoksa münafıklar istifade edecekler; belki onların parmağı var.

Evet, Risale-i Nur’un o kadar dehşetli muannidlere karşı galibâne mukavemeti, sırr-ı ihlâstan ve hiçbir şeye âlet edilmemesinden ve doğrudan doğruya saadet-i ebediyeye bakmasından ve hizmet-i imaniyeden başka bir maksat takip etmemesinden ve bazı ehl-i tarikatın ehemmiyet verdikleri keşf ve kerâmât-ı şahsiyeye ehemmiyet vermemekten ve velâyet-i kübrâ sahipleri olan Sahabîler gibi, veraset-i Nübüvvet sırrıyla, yalnız iman nurlarını neşretmek ve ehl-i imanın imanlarını kurtarmaktır.

Evet, Risale-i Nur’un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkikası herşeyin fevkindedir; başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor.

Birinci neticesi:
Sadakat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var.

İkinci neticesi:
Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle, herbir hakikî sadık şakirdi binler dillerle, kalblerle dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisanla tesbih etmektir. Ve Ramazan-ı Şerifteki hakikat-i leyle-i Kadir gibi, kudsî ve ulvî hakikatleri, yüz bin elle aramaktır.

İşte, bu gibi netice içindir ki, Risale-i Nur şakirtleri, hizmet-i Nuriyeyi velâyet makamına tercih eder; keşif ve kerâmâtı aramaz ve âhiret meyvelerini dünyada koparmaya çalışmaz ve vazife-i İlâhiye olan muvaffakiyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstahak oldukları şan ü şeref ve ezvak ve inâyetlere mazhar etmek gibi, kendi vazifelerinin haricinde bulunan şeylere karışmaz ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalışırlar, “Vazifemiz hizmettir, o yeter” derler.

Ve saniyen:
Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve Ramazan-ı Şerifin mecmuunda gizlenen hakikat-i leyle-i Kadri kazanmak için, Risale-i Nur şakirtlerinin şirket-i mâneviye-i uhreviyeleri muktezasınca, herbiri, mütekellim-i maalgayr sîgası olan “Bizi koru, bize merhamet et, bizi bağışla” gibi tâbiratta, “biz” dedikleri vakit, Risale-i Nur’un sadık şakirtlerini niyet etmek gerektir. Tâ herbir şakirt umumun namına münacat edip çalışsın. Ve bu biçare ve az çalışabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeşinize, o hüsn-ü zanları yanlış çıkarmamak için, geçen Ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum. (Kastamonu Lahikası)

Bediüzzaman Said Nursi

LÜGAT:

Aziz : Çok Değerli, İzzetli, Saygın
Cihet : Yön, Taraf
Ehemmiyet : Önem
Ehl-İ İman : Allah’a Ve Allah’tan Gelen Herşeye İnanan Kimseler, Mü’minler
Ehl-İ Tarikat : Tarikata Mensup Olanlar
Evrad-I Mühimme : Önemli Virdler, Zikirler
Galibâne : Üstün Gelerek
Hasım : Düşman
Himaye : Koruma
Hizmet-İ İmaniye : İman Hizmeti
İbadet-İ Tefekküriye : Tefekkür İbâdeti
İhlâs : İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah’ın Rızasını Gözetme; Samimiyet
İllet : Asıl Sebep, Maksat
İstifade Etme : Faydalanma, Yararlanma
İstihdam : Çalıştırma, Kullanma
İstimal Etme : Kullanma
Kasten : Bilerek Ve İsteyerek
Kerâmât-I Şahsiye : Şahsî Kerâmetler
Keşif : Kalb Gözüyle Görme, Mânevî Âlemlere Ait Bazı Olayları Ve Hakikatleri Görme
Muannid : İnatçı, Direnen
Mukavemet : Direnç, Dayanıklılık
Münafık : İki Yüzlü, İnanmadığı Halde İnanmış Görünen
Münafi : Zıt
Neşretmek : Yaymak
Rab : Herbir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Veren, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulunduran Allah
Saadet-İ Ebediye : Sonu Olmayan, Sonsuz Mutluluk
Sahabî : Hz. Peygamber’i (A.S.M.) Dünya Gözüyle Gören Ve Onun Yolundan Giden Müslümanlar
Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı
Sırr-I İhlâs : Samimiyet, İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme Sırrı
Sırr-I Ubûdiyet : Kulluk Sırrı
Terettüp Etmek : Sonuç Olarak Ortaya Çıkmak, Neticelenmek
Teskin : Sakinleştirme, Rahatlatma
Velâyet-İ Kübrâ : En Büyük Velîlik; Tarikat Berzahına Uğramadan, Zahirden Hakikate Geçen Ve Peygamber Varisliğinden Gelen Velîlik
Veraset-İ Nübüvvet : Peygamber Efendimizin Varisi Durumunda Olan, Büyük Âlim Ve Velîlerin Yolu
Vukuat : Meydana Gelen Olaylar
Biçare : Çaresiz
Cihet : Yön, Taraf
Ezvâk : Zevkler, Lezzetler
Fevkinde : Üstünde
Galebe Etme : Üstün Gelme
Hakikat : Gerçek, Doğru
Hakikat-İ Leyle-İ Kadir : Kadir Gecesinin Hakikatı, Sırrı
Hakikî : Asıl, Gerçek
Hâlisen : Katıksız, Samimî Olarak
Harekât : Hareketler, Davranışlar
Hizmet-İ Nuriye : Risale-İ Nur Hizmeti
Hüsn-Ü Zan : Güzel Zanda Bulunma
İhtiyar : Dileme, İstek, İrade
İnâyet : Allah’tan Gelen Yardım, İhsan, İyilik
İstiğfar Etme : Af Dileme, Tevbe Etme
Kanaat : Yetinme, İnanma, Razı Olma
Kerâmât : Kerâmetler; Allah’ın Bir İkramı Olarak, Onun Sevgili Kullarında Görünen Olağanüstü Hal Ve Hareketler
Keşif : Kalb Gözüyle Görme, Mânevî Âlemlere Ait Bazı Olayları Ve Hakikatleri Görme
Kudsî : Her Türlü Kusur Ve Noksandan Uzak
Lisan : Dil
Mazhar : Ayna Olma, Erişme
Mecmu : Bütün, Genel
Melâike : Melekler
Muhlisen : Samimiyetle
Muktezasınca : Gereğince
Muvaffakiyet : Başarı
Münâcât : Dua, Allah’a Yakarış
Müstehak : Lâyık, Hak Etmiş
Mütekellim-İ Maalgayr : Birinci Çoğul Şahıs, Biz
Namına : Adına
Netice-İ Muhakkika : Neticesinden Şüphe Edilmeyen Gerçek
Revaç : Rağbet, Değer, Kıymet
Sadakat : Bağlılık, Sebat
Sadık : Bağlı, Doğru
Saniyen : İkinci Olarak
Senet : Delil
Sîga : Kip
Şakirt : Talebe, Öğrenci
Şirket-İ Maneviye-İ Uhreviye : Âhirete Dönük Manevî Şirket, Ortaklık
Tabirat : Tabirler, İfadeler
Tahakkuk Eden : Gerçekleşen
Takarrur : Karar Bulma, Yerleşme
Tesbih : Allah’ı Her Türlü Noksan Ve Kusurdan Yüce Tutarak Şanına Lâyık İfadelerle Anma
Ulvî : Yüce, Yüksek
Umum : Bütün
Vazife-İ İlâhiye : İlâhî Vazife
Velâyet : Velilik