sumeyye
Wed 24 October 2012, 07:31 am GMT +0200
"Resulullah'ın İbadetlerle İlgili Tutum Ve Uygulaması Yeterlidir"
Resuhıllah (s.a.v.), her konuda olduğu gibi, ibadetler konusunda da uyulacak en güzel örnektir. O, hangi ibadetin, nasıl yapılacağı konusunda kendisine uyulmasını istemiş ve Kur'ân-ı Kerîm'de prensipleri belirtilen ibadetlerin ayrıntılarını bizzat açıklamış ve yorumlamıştır. Allah ve peygamberinin meşru kıldığı bu ibadetler, iyi anlaşılır ve doğru bir şekilde yapılırsa, yüksek bir zevke varılır, ibadetlerle ilgili aşırılıklara ya da bid'atlere de ihtiyaç duyulmaz.
Resulullah'ın ibadetler konusundaki bu mutlak otoritesi bir yana bırakılarak, gelenek ve göreneklerin dine hâkim olmasına izin verilemez. Milletlerin gelenek ve görenekleri birbirinden farklıdır. Din birliğine rağmen, bu farklılık görülür. Bu yüzden, din, gelenek ve görenek yerine konursa, din olmaktan çıkar. Çünkü din, ilâhî bir çerçevedir; insanların inanç ve ibadetlerinde, helal ve haram konularında yürüyecekleri çerçeveyi belirler. Onun için, gelenek ve göreneklerin dine üstün gelen otorite si yoktur. Bilakis din, gelenek ve göreneklere hâkim olup, kendi hükümlerini ihlâl etmeyen ve bir zarar doğurmayan gelenekleri kabul eder, hükümlerinden birini ihlâl eden ya da bir zarar ve kötülüğü mubah gören gelenekleri de reddeder. İslâm, gördüğü yerdeki gelenek ve göreneklerin iyi olanını kabul etmiş ve güçlendirmiş, zararlı olanını ayıklamış ve onunla mücadele etmiştir. Bu yüzden, ibadetler konusundaki bid'at sayılan gelenek ve göreneklerle usûlüne uygun bir biçimde ve sabırla mücadele edilmeli, onlara dine uygunluğu ve aykırılığı açılarından yaklaşıp, toplumun İslâmî kişiliğine sahip çıkması sağlanmalıdır.[38]
[38] Toplumun İslâmî kişiliğinin geliştirilmesi konusunda geniş bilgi için bkz. Muhammed et-Tâhir b. Âşûr, Usûlu'n-Nizâmi'l-İctimâî fı'l-İslâm, Tunus, 1976.