- Rehine bırakılan şey

Adsense kodları


Rehine bırakılan şey

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Mon 24 January 2011, 04:31 pm GMT +0200
2. Rehine Bırakılan Şey:


Şâfiîler « Rehine bırakılması caiz olan şeyin üç şartı vardır» demişler­dir:

1-"Ayn olması, yani meydanda olup gözle görülen eşya cinsinde olması. Buna göre bir kimse bir başkasından olan alacağım ne borçlusuna, ne de bor­cuna karşılık, herhangi bir kimseye rehin olarak veremez.

2- Rehini verenin de, alanın da tasarruf edebilecekleri bir şey olması. Buna göre Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir kimseye rehin olarak verilmesi sa­hih değildir. İmam Mâlik «Rehin alan kimsenin okumaması şartı ile Kur'an-ı Kerim'in rehin olarak verilmesi sahihtir» demiştir. Bu ihtilaf, esasında, Kur'an-ı Kerim'in satışı caiz midir, değil midir ihtilafına dayanır.

3-Borcun vadesi geldiğinde satılabilecek şeylerden olması.
İmam Mâlik'e göre yeşil ekinler ve henüz olgunlaşmamış meyvalar gibi, borcun vadesi geldiği zaman satışı caiz olmayan şeyler de rehine bırakılabilirler. Fa­kat alacağın vadesi tamam olsa bile olgunlaşmadıkça alacağın tahsili için sa­tılmazlar, tmam Şafiî'den, olgunlaşmayan meyvalan, borcun vadesi tamam olduğunda kesilmesi şartı ile rehine bırakmanın caiz olup olmadığı hakkında iki rivayet gelmiştir. Ebû Hamid «İki rivayetin en sahihi, rehine bırakılması­nın cevazına dair olan rivayettir. İmam Mâlik'e göre eşyadan başka, sikkeli altın ve gümüş de rehine bırakılabilir. Gerek İmam Mâlik'e ve gerek İmam Şafiî'ye göre, rehine bırakılan şeyin rehine bırakan kimsenin mülkü olması şart değildir. Bu iki İmama göre başkasından emanet alman eşya da rehine bırakılabilir" demiştir.

Ulema, bir kimsenin yanında bulunan şeyin rehin olabilmesi için, o şe­yin o kimseye bir başkası tarafından rehin bırakılmasının şart olduğunda müttefiktirler. Fakat bir kimse, herhangi bir kimseden malını zorla aldıktan sonra, kendisinden malı zorla alman kimse diğerine «Sende rehin olarak kal­sın» derse, rehin olur mu, olmaz mı diye ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik «O mal, sahibinin bu sözü ile, zorla alınmış olan malın hükmünden çıkıp başkasının yanma rehin olarak bırakılmış olan malın hükmüne girmiş olur» demiş­tir. İmam Şafiî de «Kendisinden teslim alıp bir daha ona geri vermedikçe, yalnız bu sözü söylemekle, zorla alınmış malın hükmünden çıkmaz» demiş­tir.

Ulema, hisseli olan malın da rehine bırakılması caiz midir, değil midir diye ihtilaf etmişlerdir. İmam Ebû Hanife «Caiz değildir», İmam Mâlik ile İmam Şafiî «Caizdir» demişlerdir. Bu ihtilafın sebebi, hisseli olan mal da, müstakil olan mal gibi serbestçe tasarruf edilebilen bir mal mıdır, değil midir diye ettikleri ihtilaftır. [5]


[5] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/407-408.