- Refah Anlayışı

Adsense kodları


Refah Anlayışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Sat 4 August 2012, 09:31 am GMT +0200
Refah Anlayışı

Fakir, yardıma muhtaç, yetim, köle-esir, yaşlı ve dullar yararına toplanan sosyal yardım, İslâm Peygamberi tarafından kurulmuştur. Hz. Muhammed, toplumun zayıf ve yardı­ma muhtaç fertlerinin her türlü maddî mahrumiyetten korunmalarının, devletin olduğu ka­dar toplumun zengin fertlerinin de görevi ol­duğunu vurgulamıştır. Toplumdaki muhtaç ve çalışamadığı için maddî ihtiyaçlarım gide­remeyen kimselere yardım etmek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak fertlerin dinî ve ahlâkî, devletin ise kanunî görevi haline geti­rilmiştir (Ayrıntılar için bkz,, Sîret Ansiklo­pedisi, c. II, bölüm 3).

Kur'ân ve Sünnet, sosyal refah ilkesini açık­ça belirtmiş ve iyi bir hayat seviyesi sağlama (hayat-ı tayyibe) ve refah (felah) telakkisini kolaylaştırma (3: 104), zorluklan kaldırma (106:4-20: 118, 119) esaslarını vurgulamış­tır. Bunun yanında müreffeh bir kuşak oluş­turmayı {Ebul Ala Mevdudî, Towards Understanding islam, Londra 1980, sh. 72-76) sevgi ve merhamet beslemeyi (48: 29-49:10) ahlâkî bozulmayı Önlemeyi (57: 25) açlık (20: 118-119) korku (2 38, 112) ve ruhî bo­zuklukları (23: 1-2: 5-7: 157-30: 38) ortadan kaldırmayı tavsiye etmiştir. Rasûlullah bü­tün insanlığa rahmetli ve merhametli bir ha­yat için kanunlar getirmiştir. Bu sebeple Kur'ân-ı Kerim, Hz. Muhammed 'i "insan­lığa rahmet" olarak tanımlar. Bundan dolayı tüm kurum ve kuruluşlar ve bilhassa devlet, şefkat ve rahmet özelliğini yansıtmalı, bütün insanlara müreffeh bir hayat sağlamalıdır.

İslâm Devleti'nin refah fonksiyonu, Hz. Mu­hammed'in şu hadisinde önemle belirtil­miştir. "Müslümanların işlerinden mesul yö­netici, eğer müslümanlar arasında denge kur­maya gayret etmezse, o, halkıyla birlikte cen­nete giremez." (Ebu Davud, Tirmizi, Beyhakî). Hz. Peygamber'in ashabı da İslâm'ın refah anlayışına sıkı sıkıya sarıldılar ve ilk defa Medine gerçek bir refah şehri oldu. Kur'ân ve Sünnetteki deliller ve âlimlerin, İslâm devletinin refahı sağlamak ile ilgili va­zifesi üzerine yazdıkları o kadar çoktur ki, bu devlete "refah devleti" dememek haksızlık olur (Umar Chapna, The Islamic Welfare State and its Role in the Economy, in Islamic Perspectives, Leicester 1979, sh. 196).

Refah ve saadettin devletin bir vazifesi oldu­ğu Hz. Muhammed'in peygamberliğinden ve "Medine refah devleti'nin kuruluşundan önce hiçbir devlet tarafından bilinmiyordu ve hiç denenmemişti. Bu durum şimdi tüm siyasîler ve siyaset yazarları tarafından mo­dern devletin en önemli görevi olarak kabul ediliyor. Bu anlayış, insanlığın faydası için Allah'ın, elçisi Hz. Muhammed 'e vahyettiğî Hak Yol'un yalnızca bir yönüdür ki, pekçok çağdaş Batı devleti bunu yeni yeni anlamıştır.