- Rasulullah´ın Yola Çıkışı

Adsense kodları


Rasulullah´ın Yola Çıkışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 19 December 2009, 10:21 pm GMT +0200
Rasulullah´ın Yola Çıkışı


Rasulullah (s.a.v.) sefere çıkmak üzere yola koyuldu. Medine´de kendi vekili olarak da Külsüm bin Husayn bin Utbe bin Halef el Gıfari´yi bıraktı ki insanlar, idarecilik hususunda soy farkı gözetilmemesi gerektiğini anlasınlar. Gerektiğinde Hz.Peygamber, ensardan ve Kureyş´in çeşitli batınlarına bağlı muhacirlerden de idareciler tayin etmişti.

Rasulullah (s.a.v.), Ramazanın onuncu gecesinde yola çıktı. Oruçluydu. Beraberindekiler de oruçluydular. Küdeyd mevkii ne vardığında orucunu bozdu. Çünkü Seferi idi. Seferinin de orucu tutmamasına müsaade vardır. Bu hususta Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur:

"İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar."

Cenab-ı Allah, azimetlerini verdiği gibi ruhsatlarım da ver meyi sever. Arap çöllerinde sefere çıkmak, azabın bir parçası dır. Cihad halinde oruç tutmamak, bünyeyi güçlendirir. Cihad edebilecek kadar güçlenmek için gerekeni yapmak, şer´an iste nen bir şeydir. Öyle anlaşılıyor ki fetih seferine çıkan mü´min-ler, Ramazanda oruç bozmayı sakıncalı görmüşlerdi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.), kendisine bir kase su getirilmesini istemiş ve herkesin görmesi için de gündüzleyin o suyu içip orucunu açmıştı. Ve oruçsuz olarak Mekke´ye gitmişti. Yoluna devam etmiş ve Cuhte mevkiine vardığında amcası Abbas´la karşılaşmıştı. Abbas, ailesiyle birlikte hicret etmek üzere yola çıkmıştı. Zaten daha önce müslüman olmuş ve Kabe-i muazzamada şikayet görevini devam ettirmişti.

Ebu Süfyan bin Haris bin Abdülmuttalip ve Abdullah bin Umeyye bin Mugire gibi bazı yakınları, yolda peygamber efen dimizle karşılaşmışlar, yanma girmek için izin istemişlerdi. Bu hususta Ümmü Seleme onunla konuşmuştu. O, her zaman dostluk gösteren ve iyilikte bulunan bir kimseydi. Ümmü Sele me ona: "Bunlar senin amcan oğulları, halan oğulları ve hısım larındırlar ya Rasulallahr demiş, peygamber efendimiz de ona şu karşılığı vermişti: "İkisine de ihtiyacım yoktur. Amcam oğlu benim ırzımı çiğnedi; halam oğlu ve hısımım da Mekke´de bana çok fena şeyler söyledi!" Zira bu adam Mekke´deyken peygam ber efendimiz kendisini imana davet ettiğinde şu cevabı ver mişti: "Gözlerimin önünde göğe merdiven dayayıp yukarı çık madıkça ve oradan, senin Allah tarafından gönderilen bir pey gamber olduğuna tanıklık eden dört melek ve bir ferman getir medikçe vallahi sana inanmam!"

Hz.Peygamber bu iki adamla görüşmemekte ısrar etti. Ken dilerine bu hususta izin verilmediğini duyan amcası oğlu Ebu Süfyan, yanında küçücük bir oğlu olduğu halde şöyle dedi: "Vallahi kendisiyle görüşmem için bana ya izin verir, ya da şu çocuğumun elinden tutup çöle gider, sonra da açlıktan ve su suzluktan Ölürüz!" Onun böyle demesi üzerine Peygamber efendimiz onlara acıdı. Çünkü kendisinin akrabalarıydılar. Ay rıca onlar İslam´a da meyletmişlerdi. İslamiyet´e girmek ise, da ha önce işlenmiş olan kötülükleri yok eder.