sumeyye
Sat 19 December 2009, 10:24 pm GMT +0200
Rasulullah (s.a.v.)in Mekke-i Mükerreme´ye Girişi
Rasulüllah (s.a.v.), yanında beyaz bayrağı, başında siyah sa rığı olarak, devesinin üzerinde fetih suresini okuyarak Mekke-i Mükerreme´ye girdi. Ayetleri terennüm ile tekrarlıyor, lafız ve manalarını güzelleştiriyordu. Allah için tevazu edip başını önü ne eğmişti. Zituva mevkiine vardığında kırmızı renkli güzel bir hırka giydi. Allah´ın kendisine ikram ettiği fetih nimetini gö rünce de tevazundan dolayı başını önüne eğdi.
Rivayete göre fetih gününde adamın biri Hz. Peygamberle konuşurken vücudu tiril tiril titremeye başlamış, tevazundan dolayı yüceliği daha da artan Hz. Peygamber ona şöyle demişti: "Rahat ol. Ben, kurutulmuş et yiyen Kureyşli bir kadının oğlu yum." Gücü arttıkça tevazuu da artan Hz. peygamber hakkın da îbn Kesir şöyle diyor:
"Sel gibi büyük bir ordunun başında Mekke´ye girerken Hz. Peygamberde görülen bu tevazua bakın. Bir de Kudüs´teki Mes-cid-i Aksa´nm kapısından rüku ve secde halinde ´ya rab günah larımızı bağışla´ diyerek girmekle emrolunan îsrailoğullarımn kıç üstü sürünerek buğday tanesi´ demelerine bakın ve aradaki farkı düşünün."
Mazhar olduğu nimetlerden dolayı daha da mütevazi olan, nimetlerin hakkını nasip şükrünü ifa eden Muhammed (s.a.v.) nerede? Nimet gördükçe şımaran tsrailoğulları nerede?
Her nimetin şükrü, cinsine göredir. Kuvvetin şükrü, adalet ve merhamet dağıtmaktır. Yükselişin şükrü, alçakgönüllü ol maktır. Cenab-ı Allah, peygamberini araplardan hiç kimseye nasib olmayan bir yüceliğe erdirmişti. Hiç bir peygamber, ken di ümmeti içinde onun kadar yücelmemişti. Onun bu ali cenap-lığı ve alçak gönüllülüğü, şerefini daha da artırmıştı.
Buharide de anlatıldığı gibi Hz. Peygamber, üst taraftan, Küdey´den Mekke´ye girmişti. Rivayetlerin en sahihi budur.