- Rahman ve Rahim isimlerinin hikmetleri

Adsense kodları


Rahman ve Rahim isimlerinin hikmetleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Wed 6 October 2010, 02:46 pm GMT +0200
Rahman ve Rahim isimlerinin hikmetleri



Bismillahirrahmanirrahim

Rahman ve Rahim isimleri Bismillahirrahmanirrahim’e girdiklerinin ve her mübarek şeyin başında zikredilmelerinin çok hikmetleri var.

Onların beyanını başka vakte tâliken, şimdilik kendime ait bir hissimi söyleyeceğim.

Kardeşim, ben Rahman ve Rahim isimlerini öyle bir nur-u âzam görüyorum ki, bütün kâinatı ihata eder ve her ruhun bütün hâcât-ı ebediyesini tatmin edecek ve hadsiz düşmanlarından emin edecek, nurlu ve kuvvetli görünüyorlar. Bu iki nur u âzam olan isimlere yetişmek için en mühim bulduğum vesile, fakr ile şükür, acz ile şefkattir; yani ubûdiyet ve iftikardır.

Şu mesele münasebetiyle hatıra gelen ve muhakkikîne, hattâ bir üstadım olan İmam-ı Rabbânî’ye muhalif olarak diyorum ki:

Hazret-i Yâkup Aleyhisselâmın Yusuf Aleyhisselâma karşı şedit ve parlak hissiyatı, muhabbet ve aşk değildir, belki şefkattir. Çünkü, şefkat, aşk ve muhabbetten çok keskin ve parlak ve ulvî ve nezihtir ve makam-ı nübüvvete lâyıktır. Fakat muhabbet ve aşk, mecazî mahbuplara ve mahlûklara karşı derece-i şiddette olsa, o makam-ı muallâ-yı nübüvvete lâyık düşmüyor. Demek, Kur’ân-ı Hakîmin parlak bir i’câz ile, parlak bir surette gösterdiği ve ism-i Rahîm’in vusûlüne vesile olan hissiyat-ı Yâkubiye, yüksek bir derece-i şefkattir. İsm-i Vedûda vesile-i vusûl olan aşk ise, Züleyhâ’nın Yusuf Aleyhisselâma karşı olan muhabbet meselesindedir. Demek Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, Hazret-i Yâkup Aleyhisselâmın hissiyatını ne derece Züleyhâ’nın hissiyatından yüksek göstermişse, şefkat dahi o derece aşktan daha yüksek görünüyor.

Üstadım İmam-ı Rabbânî, aşk-ı mecazîyi makam-ı nübüvvete pek münasip görmediği için demiş ki: “Mehâsin-i Yusufiye, mehâsin-i uhreviye nev’inden olduğundan, ona muhabbet ise mecazî muhabbetler nev’inden değildir ki, kusur olsun.” 1

Ben de derim: Ey Üstad, o tekellüflü bir tevildir. Hakikat şu olmak gerektir ki: O muhabbet değil, belki yüz defa muhabbetten daha parlak, daha geniş, daha yüksek bir mertebe-i şefkattir.

Evet, şefkat bütün envâıyla lâtîf ve nezihtir. Aşk ve muhabbet ise, çok envâına tenezzül edilmiyor.

Hem şefkat pek geniştir. Bir zât, şefkat ettiği evlâdı münasebetiyle, bütün yavrulara, hattâ zîruhlara şefkatini ihata eder ve Rahîm isminin ihatasına bir nevi âyinedarlık gösterir. Halbuki aşk, mahbubuna hasr-ı nazar edip herşeyi mahbubuna feda eder. Yahut mahbubunu îlâ ve senâ etmek için başkalarını tenzil ve mânen zemmeder ve hürmetlerini kırar. Meselâ biri demiş: “Güneş mahbubumun hüsnünü görüp utanıyor; görmemek için bulut perdesini başına çekiyor.” Hey âşık efendi! Ne hakkın var, sekiz İsm-i Âzamın bir sahife-i nuranîsi olan güneşi böyle utandırıyorsun?

Hem şefkat hâlistir, mukabele istemiyor, sâfi ve ivazsızdır. Hattâ en âdi mertebede olan hayvânâtın yavrularına karşı fedakârâne, ivazsız şefkatleri buna delildir.
Halbuki aşk ücret ister ve mukabele talep eder. Aşkın ağlamaları bir nevi taleptir, bir ücret istemektir.

Demek, suver-i Kur’âniyenin en parlağı olan Sûre-i Yusuf’un en parlak nuru olan Hazret-i Yâkub’un (a.s.) şefkati, ism-i Rahmân ve Rahîm’i gösterir ve şefkat yolu rahmet yolu olduğunu bildirir. Ve o elem-i şefkate devâ olarak da “En iyi koruyucu Allah’tır; merhametlilerin en merhametlisi de Odur.” (Yusuf Sûresi, 12:64.dedirir.) (Mektubat, 8. Mektup)

Bediüzzaman Said Nursi

LÜGAT:

Acz : Âcizlik, Güçsüzlük
Âdi : Basit, Sıradan
Aleyhisselâm : Allah’ın Selâmı Onun Üzerine Olsun
Aşk-I Mecazî : Gerçek Sevgiliye Değil, Geçici Ve Sınırlı Bir Güzelliğe Karşı Duyulan Sevgi
Âyinedarlık : Aynalık, Ayna Tutuculuk
Beyan : Açıklama
Derece-İ Şefkat : Şefkat Derecesi
Derece-İ Şiddet : Şiddet Derecesi, Şiddetli Bir Derece
Envâ : Türler, Çeşitler
Fakr : Fakirlik, İhtiyaç Hali
Hâcât-I Ebediye : Sonsuz İhtiyaçlar
Hadsiz : Sınırsız
Hakikat : Gerçek, Doğru
Hâlis : İçten, Katıksız, Samimi
Hasr-I Nazar : Dikkati Sadece Bir Yere Yöneltme
Hayvânât : Hayvanlar
Hikmet : Gaye, Fayda
His : Duygu
Hissiyat : Hisler, Duygular
Hissiyat-I Yâkubiye : Hz. Yakub’un (A.S.) Hisleri, Duyguları
Hürmet : Saygı
Hüsün : Güzellik
İ’câz : Mu’cizelik Özelliği
İftikar : Allah’a Karşı Fakirliğini Hissetme Ve Gösterme
İhata : Kuşatma, Kapsama
Îlâ : Yüceltme
İsm-İ Âzam : Cenâb-I Hakkın Binbir İsminden En Büyük Ve Mânâca Diğer İsimleri Kuşatmış Olanı
İsm-İ Rahîm : Allah’ın Sonsuz Merhamet Ve Şefkat Sahibi Olduğunu Bildiren İsmi
İsm-İ Vedûd : Allah’ın Kullarını Çok Seven Ve Şefkat Eden, Kendisine Çok Sevgi Beslenildiğini Bildiren İsmi
İvazsız : Karşılıksız, Bedelsiz
Kâinat : Evren, Yaratılmış Herşey
Kur’ân-I Hakîm : Her Âyet Ve Sûresinde Sayısız Hikmet Ve Faydalar Bulunan Kur’ân
Kur’ân-I Mu’cizü’l-Beyan : Açıklamalarıyla Ve Anlatımıyla Mu’cize Olan, Benzerini Yapmakta Akılları Âciz Bırakan Kur’ân
Lâtîf : Hoş, Güzel
Mahbup : Sevgili
Mahlûk : Yaratık
Makam-I Muallâ-Yı Nübüvvet : Peygamberliğin Yüce Makamı
Makam-I Nübüvvet : Peygamberlik Makamı
Mânen : Mânevî Yönden
Mecâzî : Gerçek Olmayan
Mehâsin-İ Uhreviye : Âhirete Ait Güzellikler
Mehâsin-İ Yûsufiye : Hz. Yusuf’un Güzelliği Ve Ona Ait Güzellikler
Mertebe-İ Şefkat : Şefkat Derecesi
Muhabbet : Sevgi
Muhakkikîn : Gerçekleri Araştıran Ve Hakikatleri Delilleriyle Bilen Âlimler
Muhalif : Aykırı, Zıt
Mukabele : Karşılık
Mübarek : Bereketli, Hayırlı
Münasebet : Bağlantı, İlişki, Vesile
Münasip : Uygun
Nev’ : Tür
Nevi : Tür, Çeşit
Nezih : Temiz, Pâk
Nur-U Âzam : Çok Büyük Nur, Işık
Rahîm : Rahmeti Herşeyi Kuşatan, Sonsuz Şefkat Ve Merhamet Sahibi Allah
Sâfî : Duru, Katıksız, Temiz
Sahife-İ Nuranî : Nurlu Sayfa
Senâ Etme : Övme
Suret : Biçim, Şekil
Şedit : Şiddetli
Şefkat : İçten Ve Karşılıksız Sevgi
Tâlik : Sonraya Bırakma, Askıya Alma
Tekellüflü : Zahmetli, Zoraki
Tenezzül Etmek : İnmek, Alçalmak
Tenzil : İndirme, Alçaltma
Tevil : Yorum
Ubûdiyet : Allah’a Kulluk
Ulvî : Yüce, Yüksek
Vesile-İ Vusûl : Kavuşma Vesilesi
Vusûl : Kavuşma, Erişme
Zemmetmek : Kötülemek
Zîruh : Ruh Sahibi