sumeyye
Sun 1 August 2010, 02:20 pm GMT +0200
Rafdaki Kitab
Sen rafta tozlanan kitap; haline aşina kimse bulamadın Ve yıllanmış tozlar içinde beyazladın ihtiyarladın
Sen nice devirler yüze göze sürülen ve rahmetten geldin diye ruhlara indirilen ve sonra ruhun dudaklarına ab-ı kevser gibi kadeh kadeh mana sunan ve kalblere inşirah verip onları canlandıran yegane beşaret dolu bir kitaptın
Sendin o susuzluktan yanan gönüllere ab-ı hayat sunan Bu dünyada bütün dostlarından ayrı, cüda, gariplerin tek tesellisi
Dost iline varmak isteyen sende bulur yolu, izi
Yaralarına merhem arayan yine sende bulur ebed reçetesini
Gönlü yanıp kavrulanların imdadına sen koştun ab-ı hayat ile
Felsefe ile aklı yaralıların hekimi sen oldun Onların ruhlarında bir ameliyat-ı cerrahiyye yapıp yeniden hayata kavuşturdun
Sensiz bir hayat düşünülemez Zira kürre-i arz seni çıkarsa başından divane olur İnsanlar şaşkına döner, bir kasırga eser, bir tufan olur
Her ruh senin ipinle asumanın kubbesine bağlı âvizeler gibi
Sensiz o bağından kopar da dağılır taru mar olur
Kalblerdeki ışık sensin, akıldaki nur, dimağdaki tat hep sen
Sen ileriye matuf her bakışımıza istikamet verensin
Attığımız her adımı sırat-ı müstakim üzerine daim ve kaim edensin
Sen raflarda tozlandın yıllar yılı gayri gel sineme gir, kalbime otur, ruhuma taht kur ve onu itminana kavuştur ey Yüce Kitap
Bıktık bu sıkıntıdan, usandık ebedden uzak yaşamaktan… Fenadan dağidarız Bizi bırakıp giden gurubdan; doğmadan batan güneşten, batmadan kaybolan seraptan bîzarız…
Gözümüz yaşlıdır sensiz Ruhumuz kan-revan sensiz,ıssız bir ülke gibi sensiz, susuz bir çöl gibi kurak ve çorak
‘‘Hasta olsam, ilacım, çorbam sütüm, o kitab
Suda mantarım, gökte paraşütüm o kitap’’
NFK
Dediği gibi şâirin sensin benim herşeyim ey sonsuzluğun ruhuma akan bestesi
Mehmet ERDOĞAN