- Rabbimizi Unutmadan Yaşamak

Adsense kodları


Rabbimizi Unutmadan Yaşamak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sat 24 September 2011, 05:49 pm GMT +0200
Rabbimizi Unutmadan Yaşamak



Ağustos 2007 - 104.sayı

Mehmet ILDIRAR kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Ölüm yokluk değildir. Bir mekândan başka bir mekâna göçmek, yer değiştirmektir. Her iki mekân da Allah'ın mülküdür. Allah’ın mülkünden yine Allah'ın mülküne sefer edilir. Fakat ahiretteki durum dünyada yapılanlara bağlıdır. Tevbenin önemi de bu yüzdendir. Ölümü bilen hazırlıklı olur. Ölüme hazırlıklı olan Allah'ı bilir. Ölümü ve Allah'ı bilen günahtan sakınır.

Tevbesiz kul olmaz. Peygamberler dahi sürekli tevbe ederlerdi. Bu isyandan değil, azamet-i ilâhiyeye layık olan tazimden, haşyetten, Allah'a olan muhabbetten dolayıdır. Allah'ı bilmek Allah'a itaati, Allah'a itaat Allah'ı sevmeyi gerektirir. Allah sevilince de Allah'tan korkulur. Sevgi ile korku müşterektir. Ben Rabbimi çok seviyorsam O'ndan korkarım ki emrine asi olmayayım ve Rabbimin fermanından bir lahza dışarıya çıkmayayım.

Allah'tan korkmak arslandan korkmak gibi midir? Hayır... Arslan maddi hayatımıza son verir. Bizi sakat bırakabilir ya da öldürebilir. Allah'tan korkmak haşyettir, O’na saygısızlık etmemeye titizlik göstermektir.

Allah'ı bilmek ilim ister. İlim de amel ister. İlmi olup amel etmeyenlerin ahirette karşılaşacakları şey hesap ve azaptır. “Niçin bildiğinle amel etmedin?” suali ile karşılaşırlar. Allah'ı bilmemek günaha ve isyana götürür. Ya Hakk’a giden yola girilir, ya nefse ve şeytana itaat eden yola... Üçüncü bir yol ve ahirette de üçüncü bir mekân yoktur. Ya cennet ve cemal veya cehennem ve azap...

Bu yüzden sırf dünya için çalışıp ahireti bırakmak olmaz. Asıl gaye ebedi saadetin yaşanacağı bir ahiret hayatına erişmektir. Bu sebeple dünyada yapılacak her şeyin ahirette iyi bir karşılığı olmalıdır. Dünyada ne için bulunduğunu bilmek, Rabbinden gafil olmamak şarttır.

Manevi ilimlere önem vermek, iç alemi daima kontrol edip kalplerin günahla, isyanla dolmasını engellemek ve yapılan her işin amel-i salih olmasına çalışmak, alimlerimizin, maneviyat büyüklerimizin şiarı olmuştur. Allah Tealâ da onların yardımcısıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: "Bizim uğrumuzda çalışanlara elbette yolları mızı açarız." (Ankebût, 69).

Rasulullah s.a.v. Efendimiz de: "Bir kimse öğrendiği ile amel ederse Allah Tealâ ona bilmediklerini de öğretir." buyurmuşlardr. Bildiklerini hayatlarına tatbik eden kimseler tevbeyi de hakkıyla yapmış olurlar. Zira tevbeden maksat bugün günah işleyip yarın tevbe etmek değil, Allah'ın rızasına uygun olmayan hallerden vaz geçmektir. Böylece "Eğer Allah’tan korkarsanız, Allah size iyiyi kötüden ayırt
edecek bir anlayış verir." (Enfal, 29) mealindeki ayete muhatap olunur. Bu anlayışı ele geçirmek çok önemlidir. Çünkü anlayış sahibi olan kişi, her hakkın gereğini yerine getirir. Allah Tealâ’nın, aile, akraba ve komşu gibi her tür hakkın gereğini yerine getirerek rahmete, merhamete mazhar olur.

Muhammed Parisa Hazretleri “Faslu’l-Hitab” isimli eserinde Ebu Said Ebu’l-Hayr Hazretleri’nin şöyle buyurduğunu naklediyor:

"Cüz’î aklımızla yaptığımız küçük bir işe kıymet verip onu büyük görüyoruz. Cenab-ı Hakk'ın bunca fazl u keremini, nihayetsiz rahmetini görmezlikten geliyoruz. Bu gaflet halinin, bu unutkanlığın büyük bir perde, kalın bir hicap olduğunu anlamamız, kötü huyların, süşî düşüncelerin, insanın gözüne perde olduğunu bilip bu hallerden kurtulmaya çalışmamız lazım geliyor. Biz hesabı kendimize göre yapıyoruz. Oysa Allah'ın kitabına göre olması gerekir. İşlerimizi Allah'ın emrine göre yapmamız gerekiyor. İki cihan erdinden kurtulmadıkça, yaratılmışların cümlesinden gözümüzü kesip Allah'a dönmedikçe hakiki hürriyete
ve hayra kavuşmaya imkan yoktur. Çünkü bizim düşüncemiz ya nefsimizin hesabı ya şeytanın, kötü arkadaşın iğvası ya da dünyanın muktezasıdır. Bunlarla Allah Tealâ Hazretleri’ni unutup, kulların köleliğini kabul etmiş oluyoruz."

Ebu’l-Hayr Hazretleri’nin sözünü ettiği köleliğe düşmeden yaşamanın yolu belli. Hayatımızın her anını Allah Tealâ’yı unutmadan yaşamak… O zaman yaptığımız bütün işlerimiz hayra döner, dünyada yaptıklarımız da ahirette kurtuluşumuza vesile olur.