- Rab Olarak Sadece Allahı Tanımak

Adsense kodları


Rab Olarak Sadece Allahı Tanımak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
meryem
Tue 15 February 2011, 09:03 pm GMT +0200
Rab Olarak Sadece Allah'ı Tanımak

 "Rab" kelimesi,"terbiye"den gelir. Terbiye, bir şeyi kademe kademe, tedriç ile (yavaş yavaş) kemâline eriştirmektir.

Rab kelimesi Arabça'da genel olarak şu manalara gelir:

a. Melik ve Mâlik.

b. Kefil olan, rızık veren, ihtiyaçları karşılayan, koruyucu.

c. Hükümrân, kanun koyan, yöneten ve düzenle­yen.

c. Terebiye, idare ve ıslah işlerini yapan.

e. Allah bu tüm manalarıyla Alemlerin Rabbı'dır.[43]

"Rab" demek, her şeyin sahibi ve mutasarrıfı demektir. Allah'ın ıslâh ve terbiye yolundaki tasarrufu, yaratıkların hepsini kapsar. Bundan dolayı Allah'ı yaratıcı olarak kabul edip de hayata hükmeden başka ilâhlar aramak, tarih boyunca insanları gülünç duruma düşürmüştür. Hatta bir kısmı, Allah'a yaklaştırmaları için bu ilâhlara (putlara) taptıklarını söylemektedirler.[44] Bu, oldukça tutarsız bir savunmadır.

Kâinatın her zerresinde terbiye ve tekâmül kanunları geçerlidir. Çünkü her şeyde bir değişme ve gelişme söz konusudur. İnsanın yaratılışından doğup büyümesine, ihtiyarlayıp ölmesine, tohumun bitip meyve vermesine kadar her şeyde, bu terbiye kanununu görmek müm­kündür. Bu duruma göre, bugünkü âlem, dünkü âlem değildir. Bu da göstermektedir ki, her an bir mürebbînin etkisi üstümüzden eksik olmuyor. İşte bu mürebbî, Alemlerin Rabbı olan Allah'tır.

"Mürebbî=terbiye edici" yerine kullanılan "Rab" kelimesi, hâkimiyyet, isti'lâ, inayet, tedbir, zabt, telkin, irşad, tasarruf, emir ve nehiy, terğîb ve terhîb, taltif ve tekdir gibi terbiyenin bütün gereklerine sahib, kuvvetli ve ekmel bir mürebbî anlamına gelir.[45]

Kur'an'da "Rab", "Mürebbî" manasına kullanılmış­tır. Eğer Arabça'da mastar, "ism-i fail" manasna kulla­nılırsa, bu "mübalağa" ifade eder. O zaman "Rab" kelimesi, "her yönüyle, bütün boyutlarıyla terbiye eden" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla "Allah Rab"tır demek, "her şeye varlığını veren, geliştiren, değiştiren ve kemâle erdiren O'dur." demektir.

"Allah" lafzından sonra, "ulûhiyyet" belirtmek için Kur'an'da en çok (970 kere) geçen kelime, "Rab" kelimesidir.

İster peygamber, ister âlim, ister melek, isterse sıradan insanlar olsun, tanrılaştırılan varlıklar için Kur'an'da, "Rabb"in çoğulu olan "Erbab" kelimesi kullanılmıştır.[46] "Rabb"ın "Efendi ve sahib" manasına kullanıldığı da görülmektedir.

Kur'an'a ilk muhatab olan insanlar, "Allah”ı bir kavram olarak tanımaktaydılar.Yalnız "Tek Rab" olarak kabul etmiyorlardı. O'nun yanında, "Şefaatçi yarı tanrılar" olarak daha pek çok "Rablar" kabul etmekteydiler.[47]

Denilebilir ki, Hz.Peygamber tebliğine başladığı zaman, "Rab" olarak sadece putlarını hatırlamakdaydılar.[48]

Ancak Kur'an, bütün bu varlıkların elinden "ulûhiy­yet" manasındaki "Rab" vasfını alıp asıl sahibine, yani Allah'a vermiştir.

Kur'an'da Allah için, "Âlemlerin Rabbı", "Her şeyin Rabbı", "Göklerin ve yerin Rabbı", "Doğuların Rabbı", "Göklerin, yerin ve ikisi arısında olanların Rabbı", "Arşın Rabbı", "Sizin ve önceki atalarınızın Rabbı", "Doğu ve batının Rabbı", "Bu beldenin Rabbı", "Bağışlayan Rab", "İzzet ve kudretin Rabbı", "Sizin Rabbınız", "Rabbımız" gibi pek çok tanıtımlar yapılmaktadır.

Bizim kanaatimize göre bu tanıtımların gayesi şu olabilir:

Bilindiği gibi insan, bir yönüyle de çok zayıf yaratılmış bir varlıktır. Aslında insana bu zayıflığını telafi edecek pek çok güçler verilmiştir. Bunların başında "akıl" gelir. Eğer bu melekesini iyi kullanırsa, kâinattaki bütün varlıkların emrine verildiğini görecek, onların efendisi olacaktır. Ne varki insan, her zaman bunu görememektedir. Bu varlıkların büyüklüğü, gücü ve esrarı karşısında âdeta onlara taptığı ve onları "Rab" edindiği de olmuştur. Çeşitli araştırmalar neticesi ortaya çıkarılan tarihî belgeler, buna açıkça şahitlik etmektedir.

işte Kur'an, bu problemlerinin çözümü için insana şöyle seslenmektedir:

"Ey insan! Bütün bu varlıkları yaratan Allah'tır. Senin dışındakilerin hepsi de senin emrine verilmiş hizmetçilerdir. Sen, yer yüzünü benim adıma imar edecek güçlerle donatıldın. Seni özene bezene ellerimle şekillendirip yarattım ve ruhumdan üfürdüm. Sen güçlüsün; fakat benim gücümle boy ölçüşmeye kalkış­ma. Sana verdiğim güçlerden dolayı sakın şımarıklık da yapma. Diğer varlıkları da, güçlü görüp onlara tapınma­ya çalışma. Onların hepsinin yaratıcısı, terbiye edicisi, yönlendiricisi, nizama koyucusu, kısaca Rabbı benim... Sen her türlü nimetin arkasında asıl beni görmelisin..."

İşte Allah'ı "Rab" olarak tanımanın manası budur.[49]


[43] Mevdudi, age. c. 1, s, 35.

[44] Zümer: 39/3.

[45] Elmalılı H.Yazır: Hak Dini Kur'an Dili. Eser Kitabevi, İst.c. 1, s, 63-64.

[46] Ali İmran: 3/64, 80; Tevbe: 9/3; Yusuf: 12/39.

[47] Toshihiko Izutsu: Kur'an'da Allah ve İnsan, Ter: Süleyman Ateş, Kevser Yay.Ank. s, 187.

[48] Bak: Suat Yıldırım, Kur'an'da UIûhiyyet.Kayıhan Yay. îst. 1987, s, 89-97.

[49] Doç. Dr. Abdullah Özbek, Kur’an’da Tevhid Eğitimi, Esra Yayınları: 22-26.