- "Vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi." sözü hadis midir?

Adsense kodları


"Vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi." sözü hadis midir?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
halim
Fri 17 February 2017, 07:16 am GMT +0200
"Vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi." sözü hadis midir?Vermeyi istediği halde, isteklerimiz neden olmaz?...

Bu söz hadis değildir. Büyük âlim ve mutasavvıflar arasında, büyük bir hakikati ifade etmek üzere kullanılan bir kelam-ı kibardır. Aslı Farsçadır ve şöyledir:

“Eğer ne hâhî dad, ne dadi hâh.” Manası şudur: “Vermeyi istemeseydi, istemeyi vermezdi." (bk. Nursi, Mektubat, s.302).

Bunun açılımı şudur: Allah sonsuz merhamet sahibidir. Bu merhametinin bir gereği olarak yarattıklarının ve özellikle de insanın muhtaç olduğu her şeyi yaratmıştır. Mesela; insanın hayatını sürdürmesi için suya, havaya, ışığa, toprağa, gıdaya ihtiyacı vardır. Görmeye, işitmeye, düşünmeye, konuşmaya ihtiyacı vardır. Ve bunların hepsi de var edilmiştir. Bu durum, bu işlerin varlığı ile insanın varlığı arasında çok yakın bir ilişkinin, bir bağlantının olduğunu açıkça göstermektedir. Bu ise, söz gelimi; gözü yaratanla, güneşi yaratanın, kulağı yaratanla havayı yaratanın, gıdayı yaratanla mideyi yaratanın aynı usta olduğuna işaret etmektedir. Buna göre denilebilir ki: Eğer Allah insana gördürmek istemeseydi, ona görme arzusunu ve görme duyusunu, gözü vermezdi.. Şayet yiyecek vermek istemeseydi, yemek yeme arzusunu vermezdi. İnsandan evlenmelerini istemeseydi, onlara evlenme duygusunu vermezdi.

İşte bu noktada söz konusu kural -yukarıda açıklandığı üzere- Allah’ın sonsuz merhametine, nihayetsiz ilmine ve sınırsız kudretine bir delil olarak kullanılmaktadır. Bundan hareketle, insanlara verilen, beka arzusu/sürekli hayatta kalma isteği, onların ebedî bir hayata aday olduklarının, öldükten sonra bir gün mutlaka yeniden diriltilip yeni bir hayata başlayacaklarının çok açık bir belgesi olarak sunulmaktadır.

Nitekim Allah, o sonsuz rahmetini öteki hayatın varlığına güçlü bir gerekçe olarak takdim etmiştir. İlgili ayet mealen şöyledir:

“Allah sonsuz merhametiyle sizi kıyamet gününde mutlaka bir araya getirip toplayacağını kendi kendine söz vermiştir.” (Enam, 6/12).
Yine Allah şöyle buyurmuştur:

“ Deki: Duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin ki.”(Furkan, 25/77),
“Rabbiniz buyurdu ki; Bana dua edin ki, size icabet edeyim.” ( Mumin, 40/60).
İşte bu ifadelerden anlıyoruz ki; insanları kendisine muhtaç yaratan da, onlardan bu ihtiyaçları için kendisine dua etmelerini isteyen de, dualarına icabet edeceğini söz veren de Allah’tır.

Bu ayetlerin ışığında denilebilir ki; eğer Allah insanlara istediklerini vermek istemeseydi, onlara isteme kabiliyetini vermezdi. Midenin, açlık diliyle yaptığı duayı kabul etmek istemeseydi, ona ne açlık duygusunu, ne de açlığı seslendirme arzusunu verirdi. Öyleyse insana ebedi yaşama, varlığının sonsuz olmasını isteme, sevdikleriyle sürekli beraber olma duygusu ve sitekelrini veren Allah, elbette onların bu isteklerinin karşılığını da verecektir. Bu dünyada bunlar olmadığına göre demek ki başka ve ebedi bir alemde o isteklerin karşılığı da olacaktır.

Evet, bizi yaratan Zât, şu âlemi seyretmemizi istemeseydi, ana rahminde bize göz takar mıydı? Bu güzelim sesleri işittirmek dilemeseydi bize kulak verir miydi? Bu açıdan âhiretin varlığına en büyük bir delil insan ruhuna konulan bu “ebedî yaşama arzusu"dur.

İlave bilgi için tıklayınız:

Allahu Teala bizden dua etmemizi istediği halde neden dualarımıza farklı şekillerde cevap veriyor. Her istediğimizi neden kabul etmiyor?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bilal2009
Fri 17 February 2017, 08:48 pm GMT +0200
Rabbim bizleri samimiyet ile isteyenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

ceren
Fri 17 February 2017, 09:40 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Allahin bize verdigi nimeti bilen ve ihtiyac sahiplerine allahin rizasi icin veren kullardan olalim insallah...

HALACAHAN
Sat 18 February 2017, 12:27 pm GMT +0200
Bu soz hadis degildir Ama kiymetli bir soz bizleri dua etmeye tesvik edeen guzel bir soz