hafiza aise
Mon 4 July 2011, 04:43 pm GMT +0200
20— Putların Yıktırılması:
Rasûlullah (s.a.), Kabe çevresindeki putlar için birlikler gönderdi. Bu putların hepsi kırılarak yok edildi. Lât ve Uzzâ ile bir üçüncüsü olan Menât da bunlardandır. Hz. Peygamber'in (s.a.) münadisi Mekke'de şöyle bağırdı: "Kim, Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa; evinde hiçbir put bırakmasın, hepsini kırsın!"
Hz. Peygamber (s.a.), Ramazan ayının bitimine beş gece kala, Halid b. Velid'i Uzzâ putunu yıkması için gönderdi. Halid, ashabtan otuz süvari ile birlikte gitti. Putu yıkıp Rasûlullah'a (s.a.) döndü ve olanları haber verdi. Rasûlullah (s.a.): "Bir şey gördün mü?" diye sordu. Halid: "Hayır" dedi. Rasûlullah (s.a.): "Sen onu tam olarak yıkamamışsın, dön ve onu yık." buyurdu. Halid öfkeli öfkeli geri döndü. Kılıcını sıyırdı. Bu sırada karşısına çırılçıplak, kapkara ve saçı başı dağınık bir kocakarı çıktı. Putun hizmetçisi kocakarıya bağırmaya başladı. Halid kılıcım vurup kanyı ikiye böldü. Sonra Rasûlullah'a (s.a.) dönüp olanları anlattı. Hz. Peygamber (s.a.): "Evet, işte o Uzzâ'dır. Artık ülkenizde kendisine tapılmasından edebiyen ümidini kesmiştir." buyurdu. Bu put Nahle'de bulunuyordu. Kureyş ile bütün Kinâneo-ğullarmm putu idi. Onların en büyük putu buydu. Onun bakıcıları Şeybânoğulları idi.
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) Amr b. Âs'ı, Huzeyl kabilesinin putu olan Suvâ'i yıkmaya gönderdi. Amr der ki: Putun yanına vardığımda bakıcısı da oradaydı. Bana: "Ne istiyorsun?" diye sordu. "Rasûlullah (s.a.) bana, bu putu yıkmamı emretti." dedim. Bakıcı: "Buna gücün yetmez." dedi. "Niçin?" diye sordum. "Seni bundan alıkoyar." dedi. Ona: "Sen hâlâ bâtıl üzerindesin. Yazıklar olsun sana. Bu put işitir veya görür mü hiç?!" dedim ve yanına yaklaşıp putu kırdım. Sonra arkadaşlarıma emrettim, putun hazinesini yıktılar. İçeride hiçbir şey bulamadık. Sonra bakıcıya: "Nasıl, gördün mü?" diye sordum. Bakıcı: "Ben Allah'a teslim oldum." dedi.[905]
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) Sa'd b. Zeyd el-Eşhelî'yi Menât üzerine gönderdi. Kudeyd yakınlarında Müşellel'de bulunuyordu. Evs, Hazrec, Gassan ve diğer kabilelerin putu idi. Sa'd yirmi süvari ile yola çıktı. Ordaya vardıklarında bakıcısı yanındaydı. "Ne istiyorsunuz?" diye sordu. "Menât'ı yıkmayı" dedim. Bakıcı: "İşte sen, işte o." dedi. Sa'd puta yönelip üstüne doğru yürüdü. Karşısına çırılçıplak, kapkara, saçı başı dağınık bir kadın çıktı. Feryad edip bağırıyor ve göğsünü dövüyordu. Bakıcı, kadına: "Menâfi yanına al ve isyankârları parçala." dedi. Sa'd vurdu ve kadını öldürdü. Sonra putun yanına geldi. Arkadaşlarıyla birlikte onu yıkıp parçaladılar. Hazinesinde hiçbir şey bulamadılar.[906]
[905] tbn Sa'd, 2/İ46.
[906] îbn Sa'd, 2/146-147.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/465-466.
Rasûlullah (s.a.), Kabe çevresindeki putlar için birlikler gönderdi. Bu putların hepsi kırılarak yok edildi. Lât ve Uzzâ ile bir üçüncüsü olan Menât da bunlardandır. Hz. Peygamber'in (s.a.) münadisi Mekke'de şöyle bağırdı: "Kim, Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa; evinde hiçbir put bırakmasın, hepsini kırsın!"
Hz. Peygamber (s.a.), Ramazan ayının bitimine beş gece kala, Halid b. Velid'i Uzzâ putunu yıkması için gönderdi. Halid, ashabtan otuz süvari ile birlikte gitti. Putu yıkıp Rasûlullah'a (s.a.) döndü ve olanları haber verdi. Rasûlullah (s.a.): "Bir şey gördün mü?" diye sordu. Halid: "Hayır" dedi. Rasûlullah (s.a.): "Sen onu tam olarak yıkamamışsın, dön ve onu yık." buyurdu. Halid öfkeli öfkeli geri döndü. Kılıcını sıyırdı. Bu sırada karşısına çırılçıplak, kapkara ve saçı başı dağınık bir kocakarı çıktı. Putun hizmetçisi kocakarıya bağırmaya başladı. Halid kılıcım vurup kanyı ikiye böldü. Sonra Rasûlullah'a (s.a.) dönüp olanları anlattı. Hz. Peygamber (s.a.): "Evet, işte o Uzzâ'dır. Artık ülkenizde kendisine tapılmasından edebiyen ümidini kesmiştir." buyurdu. Bu put Nahle'de bulunuyordu. Kureyş ile bütün Kinâneo-ğullarmm putu idi. Onların en büyük putu buydu. Onun bakıcıları Şeybânoğulları idi.
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) Amr b. Âs'ı, Huzeyl kabilesinin putu olan Suvâ'i yıkmaya gönderdi. Amr der ki: Putun yanına vardığımda bakıcısı da oradaydı. Bana: "Ne istiyorsun?" diye sordu. "Rasûlullah (s.a.) bana, bu putu yıkmamı emretti." dedim. Bakıcı: "Buna gücün yetmez." dedi. "Niçin?" diye sordum. "Seni bundan alıkoyar." dedi. Ona: "Sen hâlâ bâtıl üzerindesin. Yazıklar olsun sana. Bu put işitir veya görür mü hiç?!" dedim ve yanına yaklaşıp putu kırdım. Sonra arkadaşlarıma emrettim, putun hazinesini yıktılar. İçeride hiçbir şey bulamadık. Sonra bakıcıya: "Nasıl, gördün mü?" diye sordum. Bakıcı: "Ben Allah'a teslim oldum." dedi.[905]
Sonra Hz. Peygamber (s.a.) Sa'd b. Zeyd el-Eşhelî'yi Menât üzerine gönderdi. Kudeyd yakınlarında Müşellel'de bulunuyordu. Evs, Hazrec, Gassan ve diğer kabilelerin putu idi. Sa'd yirmi süvari ile yola çıktı. Ordaya vardıklarında bakıcısı yanındaydı. "Ne istiyorsunuz?" diye sordu. "Menât'ı yıkmayı" dedim. Bakıcı: "İşte sen, işte o." dedi. Sa'd puta yönelip üstüne doğru yürüdü. Karşısına çırılçıplak, kapkara, saçı başı dağınık bir kadın çıktı. Feryad edip bağırıyor ve göğsünü dövüyordu. Bakıcı, kadına: "Menâfi yanına al ve isyankârları parçala." dedi. Sa'd vurdu ve kadını öldürdü. Sonra putun yanına geldi. Arkadaşlarıyla birlikte onu yıkıp parçaladılar. Hazinesinde hiçbir şey bulamadılar.[906]
[905] tbn Sa'd, 2/İ46.
[906] îbn Sa'd, 2/146-147.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/465-466.