sumeyye
Thu 7 January 2010, 10:08 pm GMT +0200
Peygamberimizin Ve Diğer Peygamberlerin Bir Özelliği De, Onların Cinnet Getirmekten Mahfuz Olmalarıdır
Gerek peygamberimiz, gerekse diğer peygamberler; cinnet getirip mecnun (deli) olmaktan korunmuşlardır. Zira delilik, bir insan için çok büyük bir noksanlıktır. Deli bir insan asla peygamber olamaz! Bir pey gamber de asla delilik noksanlığına düşemez. Allah onları bu gibi nok sanlıklardan korumuştur. Ancak peygamberler de beşer oldukları için, maddi ve bedeni bazı sebeblerle bayılmaları caizdir. Bayılma, bir nevi hastalıktır. Peygamberler de hasta olurlar.
Şeyh Ebû Hamid (el-Gâzali) şöyle der: "Evet peygamberler için bayılmak caizdir. Fakat onların bayılmaları, kısa sürer. Onlar, uzun müddet baygın kalmaktan da masumdurlar." El-Bülkini de bu görüşe katılmıştır ve Havaşi´r-Ravza´da buna kesin olarak hükmetmiştir.
Sübki ise, peygamberler için hasıl olan iğmânın (bayılmanın), diğer insanlar için hasıl olan iğma gibi olmadığına tenbihde bulunmuştur. Bunun, sadece insanın maddi ve zahiri duygularına galebe çalan acı ve ağrılar neticesi hasıl olduğunu, yoksa bu sırada peygamberlerin kalble-rine bir baskı olmayacağım bildirmiştir. Bunun sebebim açıklarken de şöyle demiştir: "Zira bilinmektedir ki, peygamberlerin uyurken bile kaibleri değil, gözleri uyur. Onların uykudan muhafaza edilen kalbleri, herhalde bayılmadan da muhafaza edilmektedir. Evlâ ve layık olan bu dur."
(Bu, Sübki´nin sözü idi, burada bitti ve kanaatimizce, çok nefis bir açıklama idi.)
Peygamberler hakkında meşhur olan; onların rü´yada ihtilâm ol maktan da mahfuz olmalarıdır. Nitekim Imam-ı Nevevi Ravza adlı ki tabında bunun, onlar için mümteni´ olduğunu bildirmiştir.
Sübki ayrıca peygamberler için amalığın da caiz olmadığını söyle miş ve şöyle demiştir: "Amalık da bir noksanlıktır ve hiç bir peygamber âmâ değildir. Gerçi, Şuayb (a.s.)´ın âmâ olduğunu rivayet ederler. Fakat bıınun aslı yoktur. Yâkup (a.s.)´a gelince: Onunkisi de bir âmâlık değildi. Gözüne bir perde inmişti, sonra da bu zail olup gitti." [102]
[102] Ayette şöyle buyurulur: "Müjdeci gelip de Yusuf´un gömleğini onun yüzüne koyunca, derhal (gözü açılıp) görür oldu." (Yusuf, 96). Bu âyet, onun gözüne men perdenin, o sıralarda görmesine mâni olacak kadar kalın olduğunu ifade eder mâhiyettedir.
Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/512.