sumeyye
Tue 5 January 2010, 10:42 pm GMT +0200
Peygamberimizin Bir Özelliği De, Ümmetinden Yetmiş Bin Kişinin Hesaba Çekilmeksizin Cennete Gidecek Olmasıdır
Şeyh îzzüddîn bin Abdüsselâm der ki: "Peygamber (s.a.v.) Efendi-mîz´in kendisine verilmiş bulunan büyük özelliklerden biri de, O´nun ümmetinden yetmiş bin kişilik bir cemâatin, hiç hesaba çekilmeksizin doğruca cennete girecek olmasıdır. Bu, başka peygamberlerden herhan gi birisi için sabit değildir."
Buharî ve Müslim, îbni Abbas´tan rivayet eder. O şöyle der: Pey gamber (s.a.v.) birgün bizim yanımıza geldi ve bize şunu haber verdi: "Bana, ümmetler arz olundu. Bir peygamber arz edildi (gösterildi) ya-´ nmda ümmeti olarak bir kişi vardı. Diğer bir peygamberin de ümmeti iki kişiydi. Öyle peygamber gördüm ki, hiç ümmeti yoktu... (Zira peygam berliğini tebliğ ettiği kavimden hiç kimse ona inanmamıştı...) Yine bir peygamber gösterildi, yanında on kadar ümmeti vardı.... Derken, üm meti çok kalabalık olan bir peygamber, yanımdan geçirildi. Baktım, çok sayıda bir ümmet ve ben onlann, benim ümmetim olmasını arzu ettim... Bana denildi ki: "Bu, Musa ve onun ümmetidir." Sonra bana, "bak" diye emredildi. Baktım, o kadar kalabalık bir ümmet gördüm ki, bütün ufku kaplamıştı... Bana yine: "Şu tarafa, bu tarafa da bak" diye emredildi. Baktığımda, gerçekten her tarafı kaplamış bir kalabalık gördüm. Sonra bana yine denildi ki: "Bu gördüğün büyük topluluk, senin ümmetindir! Onlara ilâveten yetmiş bin kişilik bir topluluk daha vardır. Hiç hesaba çekilmeden cennete gireceklerdir." [254]
Tirmizî´nin hasendir kaydiyle Ebû Ümâme´den rivayet ettiği hadîs ise, şu anlamdadır: "Rabbim bana, ümmetimden yetmiş bin kişilik bir cemâati hiç hesaba çekmeksizin cennete göndereceğini va´d buyurdu. Onlara, bir azâb dahî yoktur. Onlardan her birinin arkasında da, yetmiş bin kişilik bir topluluk daha bulunacak ve bunlar da, hesâbsız ve azâbsız cennete gideceklerdir. Ayrıca Rabbim, üç büyük cemâati daha, kendisi cennete gönderecektir."
Taberânî ve Bey haki Ömer bin Hazm´dan rivayet eder. O şöyle der: Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Rabbim bana, ümmetimden yetmiş bin kişilik bir cemâati, hesâbsız ve azâbsız cennete koyacağım va´d buyurdu. Ben bunun artırılmasını istedim. Rabbim de bu isteğimi kabul etti ve yetmiş binden her birinin arkasında bir yetmiş bin daha olmak üzere cennete gördermeyi kabul etti. Ben bunun üzerine: "Rabbim, benim ümmetimin sayısı bu kadar olacak mı?" dedim. Rabbim de: "Ben, senin için onları bu sayaya ikmal edeceğim" buyurdu.[255]
[254] Bu hadîsin devamı şöyledir: "Sonra Peygamberimiz yanımızdan ayrılıp evine girdi. İnsanlar, bu yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar. Ba zıları: "Bunlar, belki islâm devrinde dünyâya gelmiş hiç Allah´a şirk koşmamış olanlardır." Bâzıları: "Bunlar, Peygamberimiz´e tam arkadaşlık etmiş olanlardır..." gibi çeşitli görüşler ileri sürdüler. Bu sırada evinden çıkıp yanımıza gelen Peygamber (s.a.v.); onların bu sözlerini kendilerinden dinledi ve sonra: "Bunlar; hastalanınca başkalarına okutmayanlar, dağ vur mayanlar, uğursuzluk duygusuna yer vermeyenler, bir de sâdece Allah´a güvenenlerdir!" bu yurdu. Ashâb arasından Ukkaşe bin Mıhsan ayağa kalkıp: "Dua buyurunuz da, Allah beni de onlardan kılsın!" dedi. Peygamberimiz de: "Sen onlardansın!" buyurdu. Sonra biri daha aya ğa kalkıp aynı istekte bulundu. Peygamberimiz de: "Ukkaşe senden önce davrandı" karşılı ğını verdi.
[255] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/438-439.