- Peygamberimizin Mübarek Elinin Eseri Olarak Derde Deva Seklindeki Mucizeleri

Adsense kodları


Peygamberimizin Mübarek Elinin Eseri Olarak Derde Deva Seklindeki Mucizeleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Wed 30 December 2009, 03:37 pm GMT +0200
Peygamberimizin Mübarek Elinin Eseri Olarak Derde Deva, Yüz Parlaklığı, Hoş Kokma Ve Saç Bitme Şeklindeki Mucizeler


Ahmed, Târih´inde Buhârl, îbn-i Sa´d, Ebu Yâlâ, Beğavî, Hasan bin Süfyân, Taberânî ve Beyhakl, Hamala bin Huzeym´den şu haberi nakletmiştir: Peygamber (s.a.v.) bir gün onun başını mübarek eliyle mesnetti ve ona dedi ki: ´Yüce Allah, sende birtakım bereketler meydana getirsin!" işte Hz. Peygamberin bu duasına mazhar olan Hanzala hak kında el-Zeyyâl der ki:

"Göğsü şişmiş bir koyun, verem hastalığına yakalanmış bir deve veya insanı tedavi edivermesi için Hanzala´ya getirirlerdi. O da elinin i-cine püskürür, sonra bu elini: "Allah´ın adı ve izni ile! Allah Resûlü´nün mübarek elinin eseri üzerine" diyerek o hasta olan yerin Üzerine kor, o kısmı meshederdi. O hastalık (şişkinlik) de Allah´ın izniyle geçerdi."

Beyhakl, Ebu´l-Alâ´nın şöyle dediğini nakletmektedir: "Bir gün, hasta yatmakta olan Katâde bin Melhân´ın ziyaretine gitmiştim. Bu sı rada evin arka tarafından bir adamın geçmekte olduğunu Katâde´nin yüzüne bakarak farketmiştim. Yani pencerenin arkasından geçmekte olan birisi ayna gibi parlamakta olan Katâde´nin yüzünden görülmekte idi. Sebebi ise, Peygamber (s.a.v.), Katâde´nin yüzünü eliyle meshetmîş-ti. Ben ise Katâde´yi sık sık göremezdim. Bu hastalığı sırasındaki ziya retim esnasında da işte onur yüzünün, böyle bir ayna gibi parlamakta olduğunu müşâhade ettim,"

Buhârl Târih´inde, Beğavî, îbn-i Mende, Ebu Nuaym, îbn-i Şahin ve Delâil adlı kitabında Sabit, çeşitli tarîklerden ve Bişr bin Muâviye´den şu haberi naklederler: Bişr, babası Muâviye bin Sevr ile birlikte Pey-gamber´e (s.a.v.) geldiklerinde, Rasulullah Bişr´in başını eliyle meshe-derek okşamış. Sonra yüzünü de meshetmiş ve onun için hayır duada bulunmuş. Peygamberimiz´in mübarek elinin bir eseri olarak onun yü zünde, atın alnındaki beyazlık gibi bir beyazlık parlardı. Kendisi için olan duası sebebiyle de, Bişr herhangi bir hastalığı meshettiği zaman, o hastalık iyi olur, şifâ bulurdu."

îbn-i Şahin şu haberi vermektedir: Huzeyme bin Âsim el-Ukelî, Peygamber´in (s.a.v.) huzuruna gelerek müslüman olmuş, Peygamberi miz de onun yüzünü eliyle meshetmiştir. işte bu zât, bu sebeble ölünceye kadar yüzünün güzelliğini ve tazeliğini hiç kaybetmemiştir."

Taberânî (gerek büyük, gerek orta Mûcem´inde) güzel bir senedle ve Beyhakl, Utbe bin Ferkad´m hanımı Ümmü Âsım´dan şu haberi ver mektedirler: "Biz, Utbe´nin nikâhında dört hanım idik ve içimizden her birimiz, Utbe´ye karşı daha sevimli görünebilmek için daha fazla süsle nip kokulanmayı severdik. Utbe ise, hiç bir koku sürünmediği halde, bizden daha iyi kokardı ve evinden çıkıp insanların yanma gittiği zaman insanlar; "Biz bundan daha hoş bir koku duymadık" derlerdi. Biz, bir gün kendisine bunun sebebini sorduğumuzda Utbe´nin cevabı şöyle oldu: "Bir gün ben, sevgili Peygamber´in (s.a.v.) zamanında hastalanmıştım. Cildim üzerinde yer yer şişkinlikler olmuş, müthiş kaşıntı yapıyordu. Çridip Hz. Peygamber´e hâlimi arz ettim. O da bana, avret yerim hâriç, bütün vücûdumu açmamı emretti. Ben de O´nun emrine uyarak açtım ve O´nun huzurunda oturdum. O da mübarek elinin içine püskürdü, sonra eliyle arkamı mesnetti. Sonra ben şifa bulup hastalığımdan kur­tuldum. İşte o günden itibaren de bende böyle çok hoş bir koku meydana gelmiş oldu ve de hiç eksik olmadı."

Beykakî ile îbn-i Asâkîr´in ise Vâil bin Hucr´dan rivayeti şöyledir; Ben, Peygamberle (s.a.v.) el tutuşup müsâfaha ederdim. Aradan üç gün geçtiği halde, O´nun mübarek elinin bir eseri olarak benim elimde miskten daha hoş bir koku bulunurdu."

Beyhakî Ebu´t-Tufeyl´den şu haberi nakleder: Leys Oğullarından bir adam şiddetli baş ağrısı çekiyordu. Perrâs bin Amr adındaki bu kişi, babası tarafından Hz. Peygamber´e götürülmüştü. Peygamber (s.a.v.) ise onun iki gözünün araşma düşen kısmın etini tutup çekti. Adamın şiddetli baş ağrısı da bu suretle geçmiş oldu. Aynı zamanda onun iki gözü arasındaki o yerde kıl meydana geldi."

Haberin râvîsi Ebu´t-Tufeyl der ki: Aradan bir müddet geçtikten sonra bir gün Ferrâs´a rastladığımda, dikkat ettim ve onun iki gözü a-rasuıda çıkan kılların, kirpi kılı gibi sert ve gür olduğunu gördüm. Sonra zaman geçti, bazı kimseler halîfe Ali´ye isyan ettiler. Hârûrâ´h bu kim selerle birlikte Ferrâs da isyan etmek istedi. Fakat babası onu bağlayıp habsetti. Bu sırada, Peygamber´in elinin eseri olarak taşıdığı iki gözü arasındaki kıllar da döküldü. O da bunu iyi karşılamadı. Kendisine de diler ki: "Bu sana, akimi başına alıp tevbe etmen için bir işarettir. Ha tanı itiraf edip tevbe etmelisin!" O da onların bu uyan ve tavsiyelerine uyarak bir güzel tevbe etti. Bir müddet sonra, iki gözü arasındaki o kıllar yeniden bitti."

Beyhakî, yine Ebu´t-Tufeyl´den ve başka bir tarîkten de şu haberi verir: Peygamber´in (s.a.v.) zamanında adamın biri bir oğlan çocuğu dünyâya gelince onu alıp Hz. Peygamber´e getirdi. Peygamberimiz o ço cuğun alnını eliyle meshedip okşadı ve onun için hayır duada bulundu. Sonra bu çocuğun alnında at yelesi gibi saç bitti. Bu çocuk büyüdü ve Haricîler zamanında onlara katılmak istedi. Alnındaki perçemi de dö-külüverdi. Kendisine nasihatta bulunup: "Üzerindeki Hz. Peygamber´in mübarek hâtırasını ve bereketini kaybettin. Belliki hatalı bir yoldasın. Hatanı itiraf edip bir güzelce tevbe etmelisin!" şeklinde sözler söylenildi. O da bu söze bakıp teybe etti. Sonra alnındaki saç yeniden bitti."

Tabakât´ında îbn-i Sa´d ise şöyle demektedir: "Heleb bin Yezîd, Peygamberin (s.a.v.) huzuruna geldiği zaman, başı saçkıran (kellik) hastalığına yakalandığından saçsız idi. Peygamberimiz´in, onun başını mübarek eliyle meshetmesi sebebiyle, saçı yeniden bitti, tşte bu yüzden de ona Heleb denildi. [29]




[29] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/160-162.