sumeyye
Mon 4 January 2010, 09:46 pm GMT +0200
Peygamberimizin Bir Özelliği De, Ümmetinden Herhangi Birinin Kendisine Adı İle Çağırmasının Haram Kılınmasıdır
Ebû Nuaym, bu konuda der ki: Peygamberin (s.a.v.) özelliklerin den biri de, ümmetinden herhangi birisinin, O´na adı ile çağırmasının haram kılınmış olmasıdır. Fakat bu, daha önceki ümmetlerde böyle de ğildi. Onlar, peygamberlerini adıyla çağırabiliyorlardı. Allah Teâla ön cekilerin durumunu bizlere hikaye eder ve buyurur ki:
"Dediler ki: Ey Mûsâ, bak bunların nasıl tanrıları var, bize de öyle bir tanrı yap! Mûsâ da dedi ki: Siz hakîkaten câhil bir topluluksunuz!" [59]
Diğer bir âyet-i celılesinde de şöyle buyurur; "Havariler demişlerdir ki: Ey Meryem oğlu îsâ..." [60]işte öncekiler için âyetlerin haber ver diği durum böyle...
Yüce Allah´ın bu ümmet için olan emri ise şöyledir: "Peygambere çağırmayı (veya peygamberin çağırmasını) herhangi birinizin çağırıl ması gibi tutmayınız!..." [61]
Yukarıda geçen âyet-i kerîme ile ilgili olarak Ebû Nuaym Dahhâk tarikıyla îbni Abbas´tan şu rivayette bulunur: îbni Abbas demiş ki: "Müslümanlar Önceleri Peygamberiruiz´e ismiyle hitâb ediyorlar ve: "Ey Muhammed, Ey Ebû´l-Kâsım!" diyorlardı. Allah Teâlâ, bu şekilde pey gamberine hitâb edilmesini müslümanlara yasakladı ve bu yasak ile peygamberinin büyüklük ve şerefini artırmış oldu. Bu yasaktan sonra müslümanlar da: "Yâ Nebîyyallah! Yâ Resûlallah!" diye hitâb eder ol dular."
Yine yukarıda geçen âyetle ilgili rivayetlerden biri de şudur: Bey-hakî, Alkarna ile El-Esved´ten rivayet ediyor. Onlar şöyle demişler; "Allah bu âyetle müslümanlara: "Ey müslümanlar, sizler peygamberinize "Ey Muhammed" diyerek hitap etmeyiniz, "Yâ Nebiyyallah, Yâ Resûlallah!" diyerek hitap ediniz, diye emretmektedir."
(Ebû Nuaym´m Hasan-ı Basri ile Saidbin Cübeyr´den olan rivayeti de bu mealdedir. Keza Katade´den sevkettiği rivayet de bu merkezdedir. Bunların hepsinin özeti; Peygamber (s.a.v.) ile konuşurken islâmi edebi takınmaktır. Bu da, yukarıdaki ayetin emrini yerine getirmek, aynı za manda Peygamber´in bedduasından da sakınmaktan ibarettir. Bu da, bu hususta verilen ikinci mananın hükmüne riayetten ibarettir.)"[62]
[59] A´raf suresi, 138
[60] Maide suresi, 112
[61] Nur suresi, 63
[62] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/370-371.