- Peygamberimizden insanlığa büyük ders

Adsense kodları


Peygamberimizden insanlığa büyük ders

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Sat 26 February 2011, 12:59 am GMT +0200
Peygamberimizden insanlığa büyük ders



Peygamber Efendimiz (sas) kendisine karşı yapılan kaba haraketlere asla sinirlenmezdi. O hilim sahibiydi.

Ali İhsan Er'in yazısı

Hilim sahibi olan bir insan, yumuşak huylu, ağır başlı, soğukkanlılığını koruyup öfkesine yenik düşmediği için toplum içinde uzlaştırıcı olur. Nitekim kusurları görmeme, insanları bağışlama, iletişim adına herkese açık olma gibi tavırların hemen hepsi bu temel vasıftan kaynaklanır.

Yumuşak huylu ve bağışlayıcı ol

Hilim; yumuşak huylu, heyecana kapılmayıp öfkeyi yenme, nefsine hâkim olup kızmama ve gücü yettiği halde affetme, tahrik edici sebepler karşısında soğukkanlılığı koruma, ağırbaşlı olma gibi anlamlara gelir.

Hilim sahibi olan bir insan, yumuşak huylu, ağır başlı, soğukkanlılığını koruyup öfkesine yenik düşmediği için toplum içinde uzlaştırıcı olur. Nitekim kusurları görmeme, insanları bağışlama, iletişim adına herkese açık olma gibi tavırların hemen hepsi bu temel vasıftan kaynaklanır. Bu vasfa sahip insanların çok olduğu bir toplumda problemler en aza inmiş olur. O yüzden her şeyden önce hilim sahibi olmaya çalışmalıyız.

Şüphesiz ki, insanların en halimi, en yumuşak huylusu, Hz. Aişe annemize, "Ey Âişe, yumuşak davran. Zira yumuşaklık bir şeyde bulunursa mutlaka onu süsler, bir şeyden çıkarsa onu da çirkinleştirir." (Müslim, Birr, 78) buyuran Peygamber Efendimizdir. Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de, "Allah'ın bir rahmet eseridir ki, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer huysuz ve katı kalpli birisi olsaydın muhakkak onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi." (Âl-i İmran, 3/159) buyurarak Efendimizi bu sıfatından dolayı övmüş, bizlere de Efendimizin şahsında nasıl bir karaktere sahip olmamız konusunda mesajlar göndermiştir.

EFENDİMİZ, TAHRİKE KAPILMIYORDU


Bir gün Peygamberimiz, sahabîlerden hasta olan Hz. Sa'd bin Ubade'yi ziyarete gidiyordu. Yolda münafıkların elebaşlarından Abdullah bin Ubey'in de bulunduğu bir topluluğa rast geldi. Orada bir müddet durdu. İbn Ubey, Peygamberimize sataşmaya başladı. Ve küstahça, "Dikkat etsene adam, hayvanın yerden toz kaldırıyor, buradan uzaklaş, hayvanın bizi rahatsız ediyor!" diyerek ileri geri konuşmaya başladı.

Peygamberimiz oradakilere selâm verdikten sonra bazı şeyler anlattı. İbn Ubey, halkın Peygamberimizi dinlediğini görünce iyice çığırdan çıktı ve "Bize Müslümanlıktan bahsedip durma, sana gelen olursa ona istediğini anlatırsın!" diyerek, hakarete varan sözler sarf etmeye başladı. Fakat Peygamberimiz onun âdâb dışı davranışlarına bir karşılık vermiyor, anlatmaya devam ediyordu.

Buna karşılık büyük şair Abdullah bin Revaha ayağa kalkıp: "Ya Resûlallah, buraya her zaman geliniz, bize konuşma yapınız, sizi çok seviyoruz!" diyerek sevincini dile getirdi.

Bu sırada Müslümanlarla münafıklar arasında tartışma başladı. Kavga edecek duruma geldiler. Çok sakin davranan ve hiç öfkelenmeyen Peygamberimiz, onları yatıştırdı ve daha sonra oradan ayrıldı, yoluna devam etti. (Müslim, Cihad, 17)

NEZAKET DERSİ VERİYOR


Efendiler Efendisi'nin hilim ve yumuşak huyluluğunu gösteren bir örnek var ki bunu anlatmadan geçmek istemiyoruz. Hz. Enes bin Mâlik anlatıyor:

- "Peygamberimizle birlikte yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış sert yakalı ve kaba bir hırka vardı. Bedevinin biri koşarak geldi, Peygamberimizin arkasından yetişti ve cübbesini şiddetli bir şekilde çekti. Peygamberimizin hırkası yırtıldı ve yakası boynunda kaldı. Adamın kuvvetli çekişinden dolayı elbisenin sertliği Peygamberimizin boynunda iz bırakmıştı. Sonra bedevi:

- "Yâ Muhammed! Develerimi buğdayla yükle. Çünkü sendeki mal ne senindir, ne de babanındır."

Bedevinin yaptığı, çok kaba ve görgüsüzce bir davranıştı. Peygamberimiz üzüldü. Bedeviye döndü ve:

- "Önce beni incittiğin için özür dile" dedi. Bedevi:

- "Hayır, özür dilemiyorum" şeklinde karşılık verdi. Oysa Peygamberimiz bedeviye bir nezaket dersi vermek istiyordu. Fakat adam hiç de oralı değildi. Peygamberimiz, bedevinin kabalığına bakmayarak Sahabîlerine döndü:

- "Bu adamın develerinin birine arpa, diğerine hurma yükleyin" buyurdu. Adam sevinerek gitti. Sahabîler de Peygamberimizin bu güzelliğine hayran kaldılar. (Buhârî, Libas, 18)

Peygamberimiz her konuda olduğu gibi, hilmi ve yumuşaklığı ile de en öndeydi. Bize yakışan da elbette her şeyden önce hilim sahibi bir insan olabilmektir.

Bugün