sumeyye
Mon 1 February 2010, 11:16 am GMT +0200
Peygamberimiz (a.s.)ın Konuşması
Ensardan bazıları da, Hz. Abbas´a:
"Senin söylediklerini dinledik!" dedikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)a:
"Yâ Rasûlallan! Sen de konuş!
Bizden, kendin için, Rabbin için, istediğin sözü al!" dediler.
Bunun üzerine, Peygamberimiz (a.s.) konuştu ve Kur´ân-ı Kerîm okudu.
Onları Allah´a davet ve İslâmiyete teşvik etti.[37]
"Yüce Rabbim için şartım;[38] sizden istediğim,[39] O´na hiçbir şeyi eş ortak koşmaksızın ibadet etm eniz dir.[40]
Kendim için şartıma,[41] isteğime gelince:
Kendimi ve ashabımı barındırmanız,
Bana ve ashabıma yardımcı olmanız,
Kendilerinizi savunduğunuz, koruduğunuz şeylerden bizleri de savunup korumanızdır.[42]
Kadınlarınızı ve çocuklarınızı savunup koruduğunuz şeylerden beni de savunup koruyacağınız hakkında, sizinle bey´atyapayım!" buyurdu.[43]
Berâ1 b. Ma´rur, hemen, Peygamberimiz (a.s.)ın elini tutup:
"Olur! Seni hak din ve kitabla peygamber gönderen Allah´a andolsun ki; çoluk çocuklarımızı savunup koruduğumuz şeylerden seni de koruyacağız!
Bizimle bey´atlaş yâ Rasûlallah!
Biz, vallahi, savaş erleri ve silah erleriyiz!
Bu, bize ecdadımızdan miras kalmıştır!" diyerek konuşurken, Ebu´l-Heysem Malik b. Teyyihan sözün arasına girdi ve:
"Yâ Rasûlallah! Bizlerle o adamlar (Yahudiler) arasında antlaşmalar, sözleşmeler var!
Biz, onları, seninle yapacağımız bu bey´atımızla kesip atmış oluyoruz!
Allah seni muzaffer kıldıktan sonra, bizi bırakıp kavminin yanına dönmeyi arzu eder misin?" dedi.
Peygamberimiz (a.s.) gülümsedi. Sonra da:
"Hayır! Benim kanım, sizin kanınızdır!
Benim zimmetim, sizin zimmetinizdir!
Ben sizdenim! Siz de bendensiniz!
Ben, sizin savaştığınız kimselerle savaşırım!
Ben, sizin barıştığınız kimselerle barışırım![44]
Sizlerden bana oniki nakîb çıkarınız ki, onlar kavimlerinin vekili, temsilcisi olsunlar!" buyurdu.
Bunun üzerine, Medineli Müslümanlar, dokuzu Hazrec´den, üçü de Evs´ten olmak üzere, oniki nakîb (temsilci) çıkardılar.[45]
[37] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre.c. 2, s. 84, İbn Sa´d, c. 1, s. 222, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târîh, c. 2, s. 228, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 446, İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 163, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 302-303, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 160, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 44.
[38] Ebu Nuaym, Delâil.c.1, s. 303, Zehebî, Târîh, s. 303, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 163.
[39] İbn Sa´d, c. 4, s. 9, Beyhakî, c. 2, s. Zehebî, s. 302, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 163, Heysemî, c. 6, s. 48.
[40] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 9, Taberî, Tefsîr, c. 11, s. 35, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 1, s. 303, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 451, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 300, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 48.
[41] Ebu Nuaym, Delâil.c.1, s. 303, Zehebî, s. 299-300.
[42] Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 451, Zehebî, Târîh, s. 299, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 162-163, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 4849.
[43] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 84, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târîh, c. 2, s. 238, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 447, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 163, Zehebî, s. 303.
[44] Taberî, Târîh, c. 2, s. 238-239, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 447, Zehebî, s. 303, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 159-161, Heysemî, Mecma, c.6,s.44.
[45] İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 85, İbn Sa´d, c. 3, s. 602, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 239, Beyhakî, c. 2,s. 447448, İbn Esîr, Kâmil, c.2,s. 99, İbn Seyyid, c. 1 , s. 164, Zehebî, s. 303, Ebu´l-Fidâ, c.3,s. 161, Heysemî, c. 6, s. 44, İbn Haldun. Târih. c. 2. ks.2. s. 13.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/270-272.