sumeyye
Sat 30 January 2010, 09:38 pm GMT +0200
Peygamberimiz (a.s.)ın Hz. Sevde ile Evlenişi
Nübüvvetin onuncu yılı, Ramazan ayında,[354] Osman b. Maz´un´un zevcesi Havle Hatun, Peygamberimiz (a.s.)ın evine gelip:[355]
"Yâ Rasûlallan! Evine girince, sanki Hatice´nin yokluğunu görür gibi oldum!" dedi.
Peygamberimiz (a.s.):
"Evet, öyledir. O, çocukların anası, evin sahibesi, görüp gözeticisi idi" buyurdu.[356]
Havle Hatun:
"Yâ Rasûl ali ah! Evlenmez misin?" dedi.
Peygamberimiz (a.s.):
"Kiminle?" diye sordu.
Havle Hatun:
"Kız istersen kızla, dul istersen dulla!" dedi.
Peygamberimiz (a.s.):
"Dul olan, kimdir?" diye sordu.
Havle Hatun:
"Zem´a´nın kızı Sevde´dir! Sana iman etmiş, söylediklerine tâbi olmuştur" dedi.
Peygamberimiz (a.s.):
"Haydi, git! Benim için dünürlük et!" buyurdu.
Havle Hatun, Hz. Sevde´nin yanına vardı. Ona:
"Yüce Allah, senin üzerine, hayır ve bereketten neyi indirdi, biliyor musun? dedi.
Hz. Şevde:
"Nedir o hayr ve bereket?" diye sordu.
Havle Hatun:
"Resûlullah (a.s.), seni kendisine istemek üzere, beni gönderdi" dedi.
Hz. Şevde:
"Sen, bunun olmasını istiyorsan, babamın yanına git! Bunu ona söyle!" dedi.
Zem´a; çok yaşlı ve yaşlılığı sebebiyle hacdan geri kalmış bir ihtiyardı.
Havle Hatun, onun yanına girip, kendisini Cahiliye devri selamıyla selamladı.
Zem´a:
"Kim bu?" diye sordu.
Havle Hatun:
"Hakîm´in kızı Havle!" dedi.
Zem´a:
"Başında ne hal var?" diye sordu.
Havle Hatun:
"Muhammed b. Abdullah, kendisine Sevde´yi istemek üzere, beni gönderdi" dedi.
Zem´a:
"Doğrusu, çok şerefli bir eşittir! Arkadaşın (Şevde), buna ne diyor?" dedi.
Havle Hatun:
"Bunu senin arzuna bıraktı" dedi.
Zem´a:
"Öyle ise, onu benim yanıma çağır!" dedi.
Havle Hatun, Hz. Sevde´yi çağırdı.
Zem´a:
"Kızcağızım! Bu Havle, Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib´in, kendisini, seni kendisine iste mek üzere gönderdiğini söylüyor. O, gerçekten, şerefli bir eşittir. Seni ona nikahlamamı istiyor musun?" diye sordu.
Hz. Şevde:
"Evet!" dedi.[357]
Fakat, Hz. Şevde, vefat eden kocasından beş-altı küçük çocuğu bulunduğu için, Peygamberimiz (a.s.)la evlenmeye cesaret edemiyordu.
Peygamberimiz (a.s.), onun tereddüt ettiğini görünce:
"Senin benimle evlenmene engel olan nedir?" diye sordu.
Hz. Şevde:
"Vallahi, ey Allah´ın Peygamberi! Yaratılmışlardan, bana, senden daha sevgilisi olamazken, benim seninle evlenmeme ne engel olabilir?
Fakat, şu küçük çocukların, sabah akşam senin başında bağırıp çağırmaları olmasa; ben bu işi seni memnun ve mesrur etmek için seve seve yaparım" dedi.
Peygamberimiz (a.s.):
"Senin benimle evlenmene, bundan başka, engel olan birşey var mı?" diye sordu.
Hz. Şevde:
"Yoktur vallahi!" dedi.
Peygamberimiz (a.s.):
"Allah sana rahmet etsin![358]
Develere binen Arap kadınlarının hayıriısı[359] Kureyş kadınlarının yararlısı olup,[360] onlar küçük çocuğuna karşı en çok şefkat gösterir, kocasına da elindeki işi hususunda en çok riayet eder" buyur-du.[361]
Hz. Şevde:
"Yâ Rasûl ali ah! Ne yapmamı bana emir buyurursun?" diye sordu.
Peygamberimiz (a.s.):
"Seni bana nikahlaması için, kavminden bir adama emret!" buyurdu.
Hz. Şevde de, Hâtıb b. Amr´a emretti.
Hz. Şevde, Hz. Hatice´den sonra, Peygamberimiz (a.s.)ın ilk evlendiği hatundu.
Bu evlilik, nübüvvetin onuncu yılı Ramazan ayının içinde vuku buldu.[362]
[354] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 53.
[355] İbn Sa´d, Tabakât, c. 8, s. 57.
[356] İbn Sa´d, Tabakât, c. 8, s. 57, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 4, s. 282.
[357] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 211 , Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 132.
[358] Ahmed b. Hanbel, c.1, s. 318-319, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 132-133, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 4, s. 270.
[359] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1 ,s.319, Buhârî, Sahih, c.6, s. 120, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1958, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 133, Heysemî, Meanau´z-zevâid, c. 4, s. 270.
[360] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 319, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 120, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 133, Heysemî, Meanau´z-zevâid,c. 4, s. 270-271.
[361] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 319, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 120, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1959, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 4, s. 271.
[362] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 53.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/177-180.