- Peygamberimiz a.sın Göklere Çıkarılışı

Adsense kodları


Peygamberimiz a.sın Göklere Çıkarılışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 31 January 2010, 03:47 pm GMT +0200
Peygamberimiz (a.s.)ın Göklere Çıkarılışı ve Orada Bazı Peygamberlerle Karşılaşıp Selamlaşması


Cebrail (a.s.), Peygamberimiz (a.s.)ı Beytü´l-Makdis´teki Sahra´nın [Sahre´nin] üzer ine çıkardı.

Peygamberimiz (a.s.), bakınca, orada, tabanı Sahra´da, tepesi semada, meleklerin inip çık tıkları, bakanların ondan daha güzel birşey görmedikleri birMirac´ın kurulu olduğunu gördü![74]

İbn İshak´ın (85-151 Hicrî), kendilerini herhangi bir kusurla kusurlayamayacağı kimselerin kendisine Ebu Saîd el-Hudrî´den rivayet ettiklerini açıklayarak bildirdiğine göre:

Peygamberimiz (a.s.) buyurmuştur ki:

"Beytü´l-Makdis´te olanlardan boşaldıktan sonra, Mirac´a götürüldüm.

Ben, şimdiye kadar, ondan daha güzel birşey görmedim.

O, öyle birşeydir ki; ölünüz, ölüm anında gözlerini ona diker![75]

Âdem oğullarının ruhları, göklere onun üzerinde çıkarılır!"[76]

Sahibim Cebrail beni kanadının üstüne koydu,[77] ona yükseltti.[78]

Gök kapılarından, Hafaza diye anılan kapıya kadar çıkardı."[79]

Peygamberimiz (a.s.)ın, Sidretül-Müntehâya kadar, göklere yükselişi hep bu Miraç ile olmuştur.[80]

Dünya semasına varılınca, Cebrail (a.s.),[81] o göğün kapısını çaldı.[82] Bekçisi olan meleğe:

"Aç!" dedi.

"Kimdir o?" [83] "Kimsin sen?" denildi.[84]

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Yanımda Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Evet! Gönderildi" dedi.[85]

Kapı açılıp dünya semasının üstüne çıktıkları zaman, orada oturan, sağında ve solunda birtakım karaltılar bulunan, sağına baktıkça gülen, soluna baktıkça da ağlayan bir zât ile karşılaşırlar.[86]

Cebrail (a.s.), Peygamberimiz (a.s.) a:

"Selam ver ona!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

O da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele etti[87] ve "Hoşgeldin, safa geldin salih peygamber! Salih oğlum!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.), Cebrail (a.s.) a:

"Kim bu?" diye sordu.[88]

Cebrail (a.s.):

"Bu, atan Âdem ((a.s.))´dır.[89] Sağındaki ve solundaki şu karaltılar da, onun soyundan gelen çocuklarının ruhlarıdır. Onlardan, sağında olanlar Cennetlik, solunda olan karaltılar da Cehennemliktirler! Sağına bakınca güler, soluna bakınca da ağlar!" dedi.

Sonra, ikinci kat göğe yükseldiler.[90]

Cebrail (a.s.) o göğün kapısını çaldı. [91] Bekçisine:

"Aç!" dedi.

"Kimdir o?"[92] "Kimsin sen?" denildi.[93]

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Evet!" deyince, göğün kapısı açıldı.[94]

İkinci semada, teyze oğulları olan İsa b. Meryem ve Yahya b. Zekeriyya (a.s.)larla karşılaştılar.[95]

Cebrail (a.s.):

"Bunlar, Yahya ve İsa ((a.s.))´dır. Selam ver onlara!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

Onlar da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele ettiler ve:

"Hoş geldin, safa geldin salih kardeş! Salih peygamber!" dediler.[96] Ve hayır dua ettiler.[97]

İsa (a.s.); orta boylu, hamamdan çıkmış gibi kırmızıya çalar ak benizli,[98] düz saçlı[99] ve yüzü çok benli idi.[100]

Sonra, üçüncü kat göğe yükseldiler.

Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı. Göğün bekçisine:

"Aç!" dedi.

"Sen kimsin?" denildi.

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kim var?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Gönderildi!" dedi.

Kapı açılınca, kendisine güzelliğin yarısı verilmiş olan Yusuf (a.s.)la karşılaştılar.[101] Peygamberimiz (a.s.):

"Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu.

Cebrail (a.s.):

"Bu, senin kardeşin Yusuf b. Yakub ((a.s.))´dur![102] Selam ver ona!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

O da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele ettikten sonra:

"Hoş geldin! Safa geldin! Salih kardeş! Salih peygamber!" dedi.[103]

Sonra, dördüncü kat göğe yükseldiler.

Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.

"Sen kimsin?" denildi.

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Gönderildi!" dedi.

Göğün kapısı açılınca, İdris (a.s.)la karşılaştılar. [104]

Peygamberimiz (a.s.), Cebrail (a.s.) a:

"Kim bu?" diye sordu.[105]

Cebrail (a.s.):

"Bu, İdris ((a.s.))´dır. Selam ver ona!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

O da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)a:

"Hoşgeldin! Safa geldin! Salih kardeş! Salih peygamber!" dedi.[106] Ve hayır dua etti.

Bundan sonra, beşinci kat göğe yükseldiler.

Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.

"Sen kimsin?" denildi.

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

"Gönderildi!" cevabıyla mukabele edildi.

Göğün kapısı açılınca, orada Harun b. İmran ((a.s.))´la karşılaştılar.[107] Kendisi, ak saçlı, gür ve ak sakallı idi. Son derece güzel yüzlü idi. Peygamberimiz (a.s.):

"Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu. Cebrail (a.s.):

"Bu, kavmi içinde sevdirilmiş Harun ((a.s.))´dır![108] Selam ver ona!" dedi. Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

O da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)a:

"Hoşgeldin! Safa geldin salih kardeş! Salih peygamber!" dedi.[109] Hayır dua etti.

Sonra, altıncı kat göğe yükseldiler.

Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.

"Sen kimsin?" denildi.

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Gönderildi!" dedi.

Göğün kapısı açılınca, orada Musa ((a.s.)) ile karşılaştılar.[110] Musa (a.s.); uzun boylu, esmer tenli,[111] yüksek burunlu,[112] kulaklarına kadar uzanan düz saçlı ,[113] hafif etli idi. [114]

Sanki, Şenue kabilesi erkeklerinden biri![115]

Peygamberimiz (a.s.):

"Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu.[116]

Cebrail (a.s.):

"Bu, kardeşin Musa b. İmran ((a.s.))´dır![117] Selam ver ona!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

O da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)a:

"Hoşgeldin! Safa geldin! Salih kardeş! Salih peygamberin [118] Ümmî peygamber!" dedi.[119] Ve hayır dua etti.

Sonra, yedinci kat göğe yükseldiler.

Cebrail (a.s.) göğün kapısını çaldı.

"Sen kimsin?" denildi.

Cebrail (a.s.):

"Cebrail´im!" dedi.

"Yanında kim var?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Muhammed ((a.s.)) var!" dedi.

"O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail (a.s.):

"Gönderildi!" dedi.

Göğün kapısı açılınca, orada İbrahim (a.s.)la karşılaştılar ki, kendisi sırtını Beyt-i Mâmur´a dayanış,[120] Beyt-i Mamur´un kapısının önündeki bir kürsü üzerinde oturuyordu.[121]

Beyt-i Mâmur´a her gün yetmiş bin melek girer, girenler de bir daha geri dönmezdin.[122]

Peygamberimiz (a.s.), Cebrail (a.s.)a´a bunun ne olduğunu sordu.

Cebrail (a.s.):

"Bu, Beyt-i Mâmur´dur!" dedi.[123]

İbrahim (a.s.) için de:

"Selam ver ona!" dedi.

Peygamberimiz (a.s.) selam verdi.

O da, Peygamberimiz (a.s.)ın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)a:

"Hoşgeldin! Safa geldin! Salih oğlum! Salih peygamber!" dedi.[124]

Kendisi, çok yaşlı, ulu ve heybetli bir zât idi.[125]

Ona, soyundan gelen çocuklarından simaca en çok benzeyeni de, Peygamberimiz (a.s.)dı.[126]

Peygamberimiz (a.s.), Cebrail (a.s.)a:

"Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu.[127] Cebrail (a.s.) da:

"Bu, atan İbrahim (a.s.)dır!" dedi.[128]





[74] İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 310.

[75] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 44-45, Taberî, c. 15, s. 14, Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 273, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 110-111 , Kastlânî, Mevâhibu´l-ledünniye, c. 2, s. 24.

[76] Taberî, c. 15, s. 12, Beyhakî, c. 2, s. 391 , Zehebî, Târîhu´l-islâm, s. 273, Ebu´l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 12, Suyutî, Hasâisü´l-kübrâ, c. 1, s. 488.

[77] İbn Esîr, Kâmil, c.2, s. 52.

[78] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 45, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 14, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 111, Kastlânî, Mevâhibu´l-ledünniye, c. 2, s. 24.

[79] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 45, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 14, Kastlânî, Mevâhibu´l-ledünniye, c. 2, s. 24.

[80] Zehebî, Târîhu?l-islâm, s. 273, Ebu´l-Fidâ, c. 3, s. 111.

[81] Ahm ed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 143, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 91 -92, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 1 48.

[82] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Beyhakî, DelâiI, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbîhu´s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 136, İbn Esîr, Câmiu´l-usûl, c. 1 2, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[83] Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 1 43, Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 148.

[84] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 1 48, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 178, Kadı lyaz, c. 1,5.136, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 1 44.

[85] Aynı kaynaklar.

[86] Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 1 43, Müslim, c. 1, s. 145.

[87] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208, Buhârî, c. 4, s. 248.

[88] Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c.1, s. 1 48.

[89] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208, Buhârî, c. 4, s. 248.

[90] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 143, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 92, Müslim , Sahîh, c. 1, s. 148, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 197.

[91] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302-303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 143, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu´l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[92] Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 1 43, Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 148.

[93] İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 143, Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

[94] Aynı kaynaklar

[95] İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 143, Müslim, c. 1, s. 1 45, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, c. 1 ,s.137, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

[96] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208, Buhârî, c. 4, s. 248.

[97] İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Buhârî, c. 4, s. 248, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, İbn E sîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 1 44.

[98] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Abdurrezzak, c. 5, s. 329, Buhârî, c. 4, s. 140, Müslim, c.1, s. 152.

[99] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Buhârî, c. 4, s. 84, Müslim, c. 1, s. 152.

[100] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41.

[101] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. Müsned, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbîhu´s-sünne, c.2, s. 179, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1 , s. 137, İbn Esîr, Câmiu´l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[102] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre,c.2, s. 48.

[103] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208-209, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 248.

[104] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü´n- nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbîhu´s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu´l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[105] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre,c.2, s. 48, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 107.

[106] Ahmed b. Hanbel, c.14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, c. 1, s. 146, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c.2, s. 179, Kadı lyaz, c.1, s. 137, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

[107] İbn E bi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü´n- nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbîhu´s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu´l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[108] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 2, s. 48.

[109] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 209, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 249.

[110] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbîhu´s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1 , s. 1 37, İbn Esîr, Câmiu´l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[111] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 2, s. 41, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 257,

[112] İbn İshak, İbn Hisam, Sîre, c. 2, s. 41.

[113] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1,s.257.

[114] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41 , Tirm izf, Sünen, c. 5, s. 300.

[115] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 329, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 84, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 152, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300.

[116] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 48, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 107.

[117] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 48.

[118] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 209, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 249.

[119] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 257.

[120] İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303-304, Ahmed b. Hanbel Müsned, c. 3, s. 148-149, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 146-147, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 384, Begavî, Mesâbîhu´s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu´l- usûl, c. 12, s. 53-54, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 1, s. 144.

[121] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c.2, s. 48-49.

[122] İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 1 49, Müslim, c. 1, s. 147, Beyhakî, c. 2, s. 384, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı lyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, c. 1 2, s. 54, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

[123] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 207.

[124] Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 209, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 92, Taberî, Tefsîr, c. 27. s. 53.

[125] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 209.

[126] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buhârî, c. 4, s. 141, Müslim , c. 1, s. 1 54, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300, Beyhakî, c. 2, s. 387.

[127] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buhârî, c. 4, s. 141, Müslim , c. 1, s. 1 54, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300, Beyhakî, c. 2, s. 387.

[128] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 49, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 257, Buhârî, c. 4, s. 249, Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 53.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 2/209-217.