- Peygamberimiz as ın terikesi ve borçlarının ödenişi

Adsense kodları


Peygamberimiz as ın terikesi ve borçlarının ödenişi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Thu 25 March 2010, 04:31 pm GMT +0200
Peygamberimiz Aleyhisselamın Terikesi ve Borçlarının Ödenişi


Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Bize mirasçı olunmaz: Biz ne bırakırsak, sadakadır." [807]

"Benim mirasçılarım, bir dinar bile bölüşemezler.

Kadınlarımın nafakasından ve mütevellînin masrafından sonra, ne bırakırsam sadakadır" buyur-muştur.[808]

Hz. Âişe´nin ve sahabilerden bazılarının bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselam vefat ettiği zaman miras olarak ne bir dirhem, [809] ne bir davar, ne bir deve, [810] ne bir erkek köle, ne bir kadın köle bırakmış, [811] ne de

(vasiyet edilecek malı bulunmadığı için) birşey vasiyet etmiştir. [812]

Peygamberimiz Aleyhisselamdan kalan, ancak bindiği ak bir katır ile Allah yolunda vakfetmiş olduğu bir arazi parçasından, [813] bir de kullandığı silahından ibaretti. [814]

Hatta, vefatı sırasında zırh gömleği bir Yahudide otuz sa1 arpa karşılığında terhin edilmiş bulunuy ordu. [815]

Hz. Ebu Bekir, halife olunca, Peygamberimiz Aleyhisselamın kime va´di varsa alacaklının gelip ala cağını alması için Medine´de nida ettirdi ve onları Bahreyn´den gelen mallardan ödedi.

Hz. Ali de, Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatından sonra:

"Resûlullah Aleyhisselamın kime bir va´di veya borcu varsa bana gelsin!" diyerek nida ettirdi.

Sağ oldukça her yıl adam gönderip kurban kesme günü Mina´da, Akabe yanında böylece nida ettirmeye devam etti.

Allah´ın kullarından gelip haklı haksız her isteyenin isteğini verdi.

Hz. Ali´den sonra, vefat edinceye kadar Hz. Hasan, ondan sonra da şehadetine kadar Hz. Hüseyin böyle yaptı. [816]





[807] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ.c. 2, s. 314, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 262, Buharı", Sahih, c. 8, s. 3, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1379, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 139, 145.

[808] İbn Sa´d, c. 2, s. 314, Ahmed, c. 2, s. 242, Buhârî, c. 3, s. 197, c. 8, s. 4 Müslim, c. 3, s. 1382, Ebu Dâvud, c. 3, s. 144.

[809] İbn Sa´d, c. 2, s. 260, Ahmed, c. 1, s. 300-301, c. 6, s. 136-137, Buharı, c. 5, s. 144, İbn Mâce, c. 2, s. 900.

[810] İbn Sa´d, c. 2, s. 260, Ahmed, c. 6, s. 136-137, İbn Mâce, c. 2, s. 900.

[811] İbn Sa´d, c. 2, s. 316-317, Ahm ed, c. 1, s. 300-301, c. 6, s. 137, İbn Mâce, c. 2, s. 900.

[812] İbn Sa´d, c. 2, s. 260, Ahmed, c. 6, s. 44, İbn Mâce, c. 2, s. 900.

[813] Ahmed, c. 4, s. 279, Buhârî, c. 3, s. 220, c. 5, s. 144.

[814] Buhârî, c. 4, s. 220, c. 5, s. 1 44.

[815] İbn Sa´d, c. 2, s. 313, Ahm ed, c. 1, s. 300-3001, Buhârî, c. 3, s. 231.

[816] İbn Sa´d, c. 2, s. 318-319.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 8/348-349.



RAMAZAN 7/D
Thu 16 April 2015, 04:17 pm GMT +0200
Es Selamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü . Rasûl-i Ekremin terike olarak bıraktığı maddî mirası yoktu. İrtihal ettikleri zaman ; altın ve gümüş cinsinden hiç bir parası çıkmadı. Yalnız, bir gümüş mühür vardı. Üzerinde "Muhammedün Resûlullah" ibaresi yaziliydi. Bu mührü, Rasûl-i Ekremden sonra, halifelerden Ebûbekr, Ömer ve Osman Hazretleri de kullanmışlardı.Oturduğu sedirin ayakları ağaçtandı. Rasûl-i Ekrem, bunun üstünde yatardı. Vefat ettikleri zaman, bu sedirin üzerine konulmuş, namazı'kılınmıştı.Bunlardan başka, Rasûl-i Ekremin bıraktıkları: Birkaç parça silâh ile bir beyaz katırdan ibaretti. Rasûlullahın Medinede: Bir bağ ile Fidek ve Hayber arazisinde hissesi vardı. Rasûl-i Ekrem bu araziyi sağlığında "vakf" etmişti. Kendisi de, bunların mütevellisi idi. Bu araziden çoğunun geliri; elçilere, misafirlere, borçlulara sarfedilirdi.