sumeyye
Sat 6 March 2010, 10:12 pm GMT +0200
Peygamberimiz Aleyhisselamın Mekke´de Üç Gün Daha Kalma Teklifinin Müşriklerce Kabul Edilmeyişi
Hudeybiye anlaşmasına göre; Peygamberimiz Aleyhisselamın Mekke´de kalacağı üç günlük müd det dolmuş bulunuyordu.[110]
Peygamberimiz Aleyhisselam, Kureyş müşriklerine:
"İsterseniz, zevcemle evlenme törenini yapmak üzere burada üç gün daha oturayım ve çekeceğim düğün ziyafetine sizi de çağırayım" diye Hz. Osman´la haber saldı. [111]
Peygamberimiz Aleyhisselam, bu vesile ile onları kendisine ısındırmak istemişti.
Kureyş müşrikleri, Hz. Ali´nin yanına geldiler ve:
"´Artıkyanımızdan ayrılıp git! Müddet dolmuştur!1 diye sahibine söyle!" dediler. [112] Peygamberimiz Aleyhisselama Hz.Ali ile haber saldılar. [113]
Kureyş müşrikleri, Peygamberimiz Aleyhisselamla ashabını Mekke´den çıkarma işini Huvaytıb b. Abduluzzâ´ya havale etmişlerdi. [114]
Huvaytıb b. Abduluzzâ ile Süheyl b. Amr, Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına geldiler. [115]
O sırada, Peygamberimiz Aleyhisselam, Medineli Müslümanların meclislerinden bir mecliste oturup konuşuyor ve yanında da Sa´d b. Ubâde bulunuyordu. [116]
Kureyş temsilcileri:
"Yâ Muhammed! [117] Müddetin dolmuştur! Çık, git artık yanımızdan!" dediler. [118]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Ben sizden bir kadını nikâhlamışüm. Onunla evlenme törenini yapıncaya kadar bırakılmamdan size ne zarar gelirdi"[119]
Ne olurdu, beni bıraksaydınız da, evlenme törenimi aranızda yapsaydım, sizin için yapacağımız düğün yemeğimizde de bulunsaydınız?
Böyle yapmak, size düşmez, yaraşmaz mıydı?" dedi.
Kureyş temsilcileri:
"Senin düğün yemeğinde bulunmak, bize gerekmez! [120]
Bize ne sen, ne de düğün yemeğin gerek![121]
Hemen çık git artık yanımızdan! [122]
Yâ Muhammedi Allah aşkına söyle! ´Toprağımızdan muhakkak çıkıp gideceksin!´ diye aramızda seninle muahede yapmadık mı?
İşte, o üç günlük müddet de dolmuştur!" dediler.
Sa´d b. Ubâde, onların Peygamberimiz Aleyhisselama karşı böyle kaba ve sert konuştuklarını görünce, son derecede kızdı[123] ve Süheyl b. Amfa:
"Ey anasının bilmem nesini yiyesice! [124] Sen yalan söylüyorsun! Burası ne senin toprağındır, ne de senin babanın toprağıdır! [125] Resûlullah Aleyhisselam, buradan, kendisi istemedikçe çıkmaz! [126] Vallahi, o buradan ancak muahedeye uyarak rızasıyla çıkar gider. Yoksa, zorla çıkıp gitmez!" dedi.
Sa´d b. Ubâde´nin bu sözleri üzerine, Huvaytıb b. Abduluzzâ ile Süheyl b. Amr sustular ve sindiler.
Peygamberimiz Aleyhisselam gülümsedi, sonra da:
"Ey Sa´d! Konak yerimizde, kavmimizden bizi ziyarete gelenleri incitme!" buyurdu. [127]
[110] Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 31, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 234.
[111] Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 64.
[112] E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 234.
[113] İbnEsîr, Kâmil, c. 2, s. 227.
[114] İbn İshak, İbnHişam, Sîre,c.4,s. 14.
[115] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 739, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 122.
[116] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 739, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 169, Diyarbekrî, c. 2, s. 63,64.
[117] İbn Abdilberr, İsti âb, c. 4, s. 1917.
[118] İbn İshak, İbn Hisam , Sîre, c. 4, s. 14, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 739, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 122, Taberî, Târîh, c. 3, s. 100, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 229.
[119] İbn Kayyım , Zâdu´l-mead, c. 2, s. 169, Diyarbekrî, TârıTiu´l-hamfs, c. 2, s. 64.
[120] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 14, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 739, 740, Taberî, Târîh, c. 3, s. 100, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 31.
[121] İbn Abdilberr, İsti âb, c. 4, s. 1917.
[122] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 1 4, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 740, Taberî, Târîh, c. 3, s. 100, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 31, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 191 7, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 229.
[123] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 740, Halebî, İnsânu´l-uyûn, c. 2, s. 33.
[124] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1917, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 229, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 2, s. 64.
[125] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 740, İbn Kayyı m, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 169, E bu´l-Fidâ, c. 4, s. 229, Diyarbekrî, c. 2, s. 64, Halebî,c. 2, s. 783, Zürkânf, Mevâhibü´l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 262.
[126] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1917-1918, Diyarbekrî, c. 2, s. 64.
[127] Vâkıdî, c. 2, s. 740, Diyarbekrî, c. 2, s. 64, Halebî, c. 2, s. 783, Zürkânf, c. 2, s. 242.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/186-188.