sumeyye
Fri 12 February 2010, 12:10 pm GMT +0200
Peygamberimiz Aleyhisselamın Hz. Hamza´nın Vurulup Düştüğü Yeri Sorması
Müşrikler Uhud´dan çekilip gittikten sonra, başta Peygamberimiz Aleyhisselam olmak üzere, Müslümanlar şehitlerin yanına vandılar.[485]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Hamza´nın şehit düştüğü yeri göreniniz var mı?" diye sordu.
Birzât
"Halkın bozulup çarpışmaktan yüz çevirdikleri sırada, şu ağaçların yanında, Hamzayı:
´Ben Allah´ın ve Resûlünün arslanıyım!
Allah´ım! Şu Ebu Süfyan´la arkadaşlarının başa getirdikleri kötülüklerden uzak durur, Sana sığınırım!
Şu Müslümanların yaptıkları bozgunculuklardan dolayı da Senden özür ve af dilerim´ derken gördüm" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam Hz. Hamza´nın cesedine doğru ilerledi. Yanına varıp da cesedinin kesilip biçildiğini görünce dayanamadı, hıçkırarak ağladı.[486]
Hz. Hamza´nın cesedi, karnı yarılıp ciğeri çıkarılmış,[487] burnu ve kulakları kesilmişti.[488]
Peygamberimiz Aleyhisselam Hz. Hamza´nın cesedinin başında durunca:
"Hiçbir zaman, bir daha seninki gibi bir musibete uğranmayacaktır. Hiçbir yer de, şu durduğum yer kadar beni kızdırıcı olmamıştır.
Cebrail bana geldi de, ´Hamza b. Abdulmuttalib yedi kat gökler halkı içinde Allah´ın ve Resûlünün arslanıdır, diye yazılıdır´ dedi.
Andolsun ki, Allah Kureyşîlere karşı beni muzaffer kılacak olursa, ben de onlardan otuz ölüye böyle yapacağım![489]
Eğer benim gördüğüm şeyleri görünce Safiyye binti Abdulmuttalib´i üzmek ve benden sonra da bir sünnet ve âdet olmak korkusu olmasaydı, Hamza´nın cesedini gömmez, yırtıcı hayvanların karınlarına ve kuşların kursaklarına girsin diye olduğu gibi bırakırdım.[490]
Eğer Safiyye içinde bir üzüntü hissetmeyecek olsaydı, Hamzayı kurtlar kuşlar yesin de Kıyamet günü onların karınlarından haşredilsin diye, defnetmez, olduğu gibi bırakırdım!" buyurdu.[491]
Müslümanlar da, Peygamberimiz Aleyhisselamın amcasına yapılanlara son derece üzüldüğünü ve müşriklere kızdığını gördükleri zaman:
"Vallahi, eğer Allah bizi herhangi bir zamanda onlara galip kılarsa, Araplardan hiçbir kimseye yapılmadık bir şekilde onların burun ve kulaklarını keseceğiz!" dediler.[492]
[485] Vâkıdî, Megâzî.c. 1,s. 309.
[486] Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 199, Zehebî, Siyeru a´lâmi´n-nübelâ, c. 1, s. 134.
[487] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 286, Taberî, Tarih, c. 3, s. 25, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1 , s. 373, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 285, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe,c.2, s. 53, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 19, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 39.
[488] İbn İshak, c.3, s. 101, Taberî, c. 3, s. 25, İbn Abdilberr, c. 1, s. 373, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 39.
[489] İbnİshak,c. 3, s. 101, Vâkıdî, c. 1, s. 290, Taben, c.3, s. 25, Beyhakî, c. 3, s. 286, İbn Abdilberr, c.1, s. 373, Zehebî, Siyer, t 1, s. 132, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 39.
[490] İbn İshak, c. 3, s. 101, Teberi, c. 3, s. 25, Beyhakî, c. 3, s. 386, İbn Esîr , Kâmil, c. 2, s. 161, Zehebî, Megâzî, s. 166, Ebu´l-Fidâ, c. 4,s.39.
[491] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 3, s. 14, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 128, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 336.
[492] İbn İshak, c.3, s. 101-102, Taberî,c.3, s. 25, Beyhakî, c.3, s. 286, İbn Esîr, c. 2, s. 1 61, Zehebî, s. 166, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 39.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 4/196-197.