sumeyye
Wed 9 February 2011, 05:36 pm GMT +0200
Peygamber Gönderme Vakitleri:
a) Vakit, bir devletin ortaya çıkması ve onun vasıtasıyla diğer devletlerin hizaya getirilmesi vaktidir. İşte böyle bir zamanda Allah Teâlâ, o devletin dinini ikame edecek birini gönderir; Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.) gönderilişi böyle olmuştur.
b) Veya Allah Teâlâ bir kavmin bekasını ister ve onların diğer insanlara üstün kılınmasını diler; bunun için onları doğru yola iletecek, onlara Allah’ın kitabını öğretecek birini gönderir. Hz. Musa’nın (s.a.) gönderilişi de böyle olmuştur.
c) Veya bir kavim için takdir buyurulan bir devletin, ya da dinin sürekliliğini temin için yenileyici (müceddid) peygamberler gönderilir. Hz. Davud, Hz. Süleyman ve İsrail oğullarına gönderilen pek çok peygamberin gönderilişi de böyle olmuştur. Allah Teâlâ, bu peygamberlerin yardıma mazhariyetlerine hükmetmiş ve bunu ifade ile şöyle buyurmuştur:
“Andolsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir: Şüphesiz onlar, mutlaka mansûr ve muzafferdirler. Bizim ordumuz, şüphesiz üstün gelecektir.” [418]
d) Bunların ötesinde bir grup peygamber daha vardır ki, onların gönderilişi insanlara karşı getirilen delillerin tamamlanması içindir. [419]
Allah’u alem!
Peygamberlere Tabi Olmak Bir Mecburiyettir:
Bir peygamber gönderildiği zaman, halkın -doğru yolda olsalar bile- ona tabi olmaları vaciptir. Çünkü şanı yüce bir peygambere karşı koymak, ona düşmanlık etmek, Mele-i a’lâ’dan lanet inmesine sebebiyet verir ve melekler onların rezil-rüsvay edilmesi konusunda görüş birliği ederler. Bunun sonucunda yollar tıkanır, onların Allah’a yaklaşmalarına imkân kalmaz, çabalan hiçbir fayda vermez. Bu hal üzere öldüklerinde, üzerlerine inen lanet, onları her bir taraftan kuşatır. Kaldı ki, böyle bir durum esasen düşünülemez. Bu konuda Yahudilerin durumu ibret vericidir. Bunlar, dindeki aşırılıkları ve kitaplarını sık sık tahrife kalkışmaları yüzünden insanlar arasında peygamberlere en fazla ihtiyaç duyan bir millet olmuştur.
[418] Saffât: 37/172-172.
[419] Allah Teâlâ, insanların kendisine kulluk etmelerini istemekte ve herhangi bir mazerete meydan vermemek için de peygamberler göndermek suretiyle onlara karşı hüccet getirmekte, böylece onlara açık bir kapı bırakmamaktadır. Peygamberlerden sonra insanlar, ya kulluk edeceklerdir; ya da ihmal veya inatlarının cezasını çekeceklerdir. (Ç)