saniyenur
Fri 10 August 2012, 12:02 pm GMT +0200
Özet
Dört halifenin hepsi de, inandıklarım bizzat yaşadılar ve insanlara tavsiye ettiler. Ayrıca valilerine ve yüksek dereceli memurlarına, halkın iyiliği için âdilâne hareket etmelerini emrettiler. Hz. Ebu Bekir Amr b. As'ı Suriye seferine gönderirken ona şu tavsiyede bulundu: "Ey Amr! Açık ve gizli her işinde Allah'tan kork! Çünkü Allah seni ve yaptıklarını görüyor. Ahiret için hazırlan ve her hareketinde gayen Allah'ın rızâsı olsun. Yol arkadaşlarına, evlâdınmış gibi muamelede bulun. İnsanların sırlarını araştırma. Onlar hakkında davranışlarına göre hüküm ver. Dürüst ve âdil ol ki, bu hususta emrin altındakiler de seni takip etsinler." (Kenzu'l-Ummal, c. V).
İkinci halife Hz. Ömer, memurlarına her zaman şöyle derdi: "Ben sizi Peygamber'in ümmeti üzerine, onların efendisi olasınız diye tayin etmedim. Maksadım, insanların ibadetlerini düzenli olarak yapmalarını sağlamanız ve aralarındaki ihtilaflarda adaletle hükmedip onların haklarını vermenizdir." Aynı zamanda, halka da şunu ilân etmişti: "Ben memurlarımı, insanlara zarar verip, mallarını ellerinden almaları için değil, size dininizi ve Peygamber'in yolunu öğretmeleri için tayin ettim. Eğer herhangi birinize kötü muamelede bulunurlarsa, şikâyetini bildirsin. Hakkı tazmin edilecektir." (İmam Ebû Yusuf, Kita-bu' l-Harac).
Üçüncü halife Hz. Osman da valî ve yüksek dereceli memurlara benzer emirler gönderdi. Ülkelerde şeriatin tesisi ve insanların haklansın verilmesindeki rollerini vurguladı.
Aynı şekilde, dördüncü halife Hz. Ali de seleflerinin oluşturduğu geleneği devam ettirdi. Valilerinden birine yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: "Tebaanız ile aranızda bir engel bulunmasın. Bu tür engeller meydana getirmek, devlet görevlileri için gerçekte kısa görüşlülük ve cahilliktir. Bu engeller onları, devlet işleri hakkında doğru malumat almaktan mahrum edeceği gibi, önemsiz şeyleri büyük, gerçekte büyük olan meseleleri de küçük gösterir. İyiyi kötü, kötüyü de iyi gösterir. Bu yüzden hak İle bâtıl birbirine karışır." (İbni Kesir, c. ni).