reyyan
Tue 5 April 2011, 07:28 pm GMT +0200
Otuz Üçüncü Pencere
5
6
Bütün geçmiş Pencereler, Kur'ân denizinden bazı katreler olduğunu düşün; sonra Kur'ân'da ne kadar âb-ı hayat hükmünde olan envâr-ı tevhid var olduğunu kıyas edebilirsin. Fakat bütün o Pencerelerin menbaı ve madeni ve aslı olan Kur'ân'a gayet mücmel bir surette, gayet basit bir tarzda bakılsa dahi, yine gayet parlak, nuranî bir pencere-i câmiadır. O pencere ne kadar kat'î ve parlak ve nuranî olduğunu, Yirmi Beşinci Söz olan İ'câz-ı Kur'ân Risalesine ve On Dokuzuncu Mektubun On Sekizinci İşaretine havale ediyoruz. Ve Kur'ân'ı bize gönderen Zât-ı Zülcelâlin Arş-ı Rahmânîsine niyaz edip deriz:5
6
7
8
9
10
8
9
10
5 "Hamd o ALLAH'a mahsustur ki, kuluna kitabı dos doğru bir şekilde indirmiş ve o kitapta hiçbir tezat ve eğriliğe yer vermemiştir." Kehf Sûresi, 18:1-2.
6 "Elif lâm râ. Bu bir kitap ki, insanları inkâr karanlıklarından iman nuruna çıkarman için sana indirdik." İbrahim Sûresi, 14:1.
7 "Ey Rabbimiz! Eğer unutur veya hata edersek bizi onunla hesaba çekme." Bakara Sûresi, 2:286.
8 "Ey Rabbimiz! Bizi hidayete eriştirdikten sonra kalblerimizi tekrar sapıklığa meylettirme." Âl-i İmrân Sûresi, 3:8.
9 "Ey Rabbimiz! Duamızı kabul buyur. Muhakkak ki Sen herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla bilensin." Bakara Sûresi, 2:127.
10 "Tevbemizi de kabul et. Şüphesiz ki Sen tevbeleri çokça kabul edersin ve rahmetin herşeyi kuşatmıştır." Bakara Sûresi, 2:128.