- Osmanlıyı bildiğimiz kadar

Adsense kodları


Osmanlıyı bildiğimiz kadar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Sat 2 June 2012, 11:16 pm GMT +0200
Osmanlı'yı bildiğimiz kadar Yunan'ız

İrini Kakoulidou, Yunanis-tan'daki Osmanlı eserleri hakkında araştırma yapan, eserlerin restorasyonu üzerine çalışan ve master tezi hazırlayan bir araştırmacı. Koulidou, "Osmanlı dönemine ve bu dönemdeki kültürel mirasa sahip çıkmazsak eksik kalacağız." diyor.

Her şey birkaç yıl önce başladı. Irini Kakoulidou, Ana-dolu'dan göç eden atalarının doğduğu toprakları, İzmir Urla'yı ziyaret etti. Büyükannesinin bitmeyen, her akşam tazelenen ve kusursuz bir masal gibi tekrarladığı hatıralarının izini sürecekti. Bayan Irini, Küçük Asya yolculuğundan yaşanmış ve güzel hikâyelerle döndü. Bir de makale yazdı. Yazdığı metin Anna Linth Vakfı'ndan büyük ödüle layık görülerek yılın makalesi seçildi.

Artık bayan Kakoulidou için yeni dünyanın kapıları açılmıştı. Urla'da, İzmir'de ve Anadolu'nun birçok yerinde gördüğü her bir yapının kendi doğduğu topraklarda da bir izdüşümü vardı. Atina'da, Selanik'te, Yanya'da, Rodos'ta, Girit'te ve ülkesinin her yerinde kimliğini taşıdığı babaannesinin, hayatını paylaştığı insanların, Türklerin ve Müslümanların izleri vardı. "Yunanistan'da Osmanlı mirasına ilişkin çalışmalarım İngiltere'de Islamic Studies University of Wales Trinity Saint David'te master programı olarak verdim." diyen Kakoulidou, hayatının rotasını da çizmiş oldu. Önce yakın çevresini örgütledi, sonra kurduğu 'Save The Ottoman Monuments in Greece' adlı sosyal paylaşım sitesi vasıtasıyla Yunanistan başta olmak üzere binin üzerinde Osmanlı kültürel mirasına duyarlı ve aktif olarak bilgi paylaşan kişilere ulaştı. Yunanistan'da birçok kişi sokağında, mahallesinde, yaşadığı şehirde veya unutulmuş bir köşede öylece kalan Osmanlı mirasına ilişkin yapıların, eserlerin haberini verdi.

Birlikte yaşadığımız 400 yıla, 'Osmanlı' diyemedikleri için 'Bizans sonrası' diye anlatıyorlar

Grup, çalışmalara başlar başlamaz karalama kampanyalarının da hedefi oldu. Birçok makul insan bile yapılan bu girişime anlam veremedi. "Antik Yunan'dan bugüne birçok tarihî eserimiz varken neden Osmanlı?" ya da "Tarihî eserleri restore edecek para olsa neden Osmanlı eserlerine harcayalım?" diyen dost sitemlerine de cevap yetiştirdi. O ise 'tarihimiz bir bütün' tezinden yola çıkarak 'Biz uzun ve derin bir geçmişe sahibiz. Tarihimizdeki en önemli dönemlerden biri de Osmanlı dönemi' gerçeğini anlattı. "Osmanlı diyemedikleri için birlikte yaşadığımız 400 yıl 'Bizans sonrası dönem' olarak anlatılıyor." diyen Kakoulidou, kalan tarihi eserleri de 'Bizans sonrası anıtlar' diye geçiştirdiklerini söylüyor ve ekliyor: "Oysa Osmanlı dönemindeki kültürel mirasa sahip çıkmazsak eksik kalacağız. Ne kadar Yunanız, bunu da bilemeyeceğiz. Ne kadar Osmanlı geçmişimizi bilirsek o kadar Yunan olacağız." "Yunanistan'da Osmanlı'dan kalan tarihî eserler bilinenin aksine korunmuş." diyen Kakoulidou, "Bu belki bilinçli bir şekilde olmamış. Bazıları depo, bazıları dükkan vs. gibi bir iş için kullanıldıkları için korunmuş" diyor. İyi bir sponsor ve farklı yayınlarla çalışmalarını devam ettirip bir an önce vakıflaşmak istiyorlar.

Yunanistan'da Osmanlı döneminden en fazla eser Serez, Yanya ve Selanik'te var. Girit ve Rodos adalarında da muhteşem eserler kalmış. Onun favorisi Girit Yalı Camii, Trikala'da Mimar Sinan'a ait muhteşem bir anıt cami. Yine Anabolu'daki (Nafplio) eserler. Yıldırım Beyazıt zamanından kalan Dimetoka'daki camiinin sadece Yunanistan için değil, bütün Osmanlı tarihi için çok önemli olduğunu belirtiyor. Atina'da fazla eser yok. Fethiye Camii, medrese ve sadece kapısı kalan birkaç hamam...

Grupta meraklı ve ilgili insanların yanında öğrenciler, yazarlar, romancılar, tarihçiler ve profesyoneller de var. Mesela, Christina Alexandrou bir yazar. Tarihi romanlar yazıyor. Türkiye'de de Litaratür Yayınları'ndan çıkan Lal-i Gül adlı bir romanı var. Roman, 1866 yılının Girit'inde ve İstanbul'da geçiyor. Niko Nikolayidis, tarih öğrencisi. Konstantinos Aspiodis, tiyatro eleştirmeni. Irini hanımın eşi Makis Andronopoulos ise 30 yıllık gazeteci. Beş yıl Kathimerini'de çalışmış. Papandreu'nun konuşma metinlerini hazırlamış 2009 seçimlerine kadar. Yaptıkları çalışmalar sadece sanal ortamda kalmamış. Bazen birbirlerinin evinde bir araya gelip Türk ve Yunan yemekleri yapıyorlar, müzik dinliyorlar ve sohbeti derinleştiriyorlar. Atina'da Osmanlı eserleri çerçevesinde yaptıkları bir geziye 200 üye katılmış. Türkiye'den ve Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden de üyeler var. Müslüman, Türk ve Yahudi üyeler zengin bir tarihin izini sürüyor.

zaman