- Osmanlı-Yunan Savaşı

Adsense kodları


Osmanlı-Yunan Savaşı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Sat 14 April 2012, 06:10 pm GMT +0200
Osmanlı-Yunan Savaşı

19. yüzyıl sonlarına gelindiğinde Osmanlı Devleti eski haşmet ve gücünden çok şey kaybetmişti. Topraklarının önemli bir kısmı elden çıkmıştı. Geri kalanların muhafazası için büyük fedakârlıklar yapılmaktaydı. Yakın zamana kadar Osmanlı idaresi altında yaşayan milletler, özellikle milliyetçilik akımlarının yayılması ve Avrupalı devletlerin tahrikleri neticesinde isyan etmişler, bağımsızlıklarını kazanmanın peşine düşmüşlerdi. Yunanlılar bu konuda ilk harekete geçen milletlerdendi. Özellikle 1877–78 Osmanlı-Rus Harbi'nden sonra Balkanlardaki durum tamamen Osmanlı'nın aleyhine dönmüştü. Savaşın sonunda imzalanan Berlin Anlaşması'nda Teselya ve çevresini elde eden Yunanlılar, Girit ve Yanya'yı (Epir) elde etmek için fırsat kollamaktaydı. Yaşanan bazı çetecilik hâdiseleri ve bu grupların tenkili, Avrupa basınında sürekli Türklerin Hristiyanları katlettiği şeklinde yankılar bulmaktaydı.

1896–97 kışına gelindiğinde Yunanlıların çetecilik faaliyetleri daha da şiddetlendi. Bâb-ı Âli büyük devletlerin bir müdahalesinden çekindiğinden teennîyle hareket ediyor, tedbirli bir şekilde meseleyi çözmeye çalışıyordu. Hâdiselerin daha da büyümesi, bazı bölgelerde düzenli Yunan kuvvetlerinin sınırı geçerek gerçekleştirdiği hâdiseler ve Yunan donanmasının faaliyetleri sabrın taşmasına sebep olmuştur. Yıldız Sarayı'nda toplanan meclis, 56 saat süren müzakerelerden sonra gerekirse Yunanlılarla bir savaşa girilmesi konusunda karar almıştı. Yunanistan 4 Aralık'ta tam seferberlik ilân etti. Gelişmeler üzerine 18 Nisan 1897'de Atina'daki elçimiz Asım Bey, Yunan Dışişleri Bakanı'na harp ilânını bildiren notayı verdi. Müşir Edhem Paşa başkomutan tayin edildi. Yunan ordusunun başında daha sonra kral olacak 29 yaşındaki Veliahd Konstantin bulunmaktaydı.

Savaş, 18 Nisan'daki Türk taarruzuyla başladı. Pınar Meydan Savaşı'nda Yunan ordusu dağıldı. Ancak Osmanlı ordusunun mümtaz komutanlarından Kırım ve 93 Harplerinin meşhur kahramanı Mirliva Hafız Abdülezel Paşa şehit oldu. Sonraki gün cereyan eden savaşta Mirliva Celâl Paşa şehit olduysa da Yunanlılar yine bozguna uğratıldı. Sultan Abdülhamid, Edhem Paşa'ya yıldırım savaşı yaparak büyük devletlerin müdahalesine imkân verilmeden Yunanistan'ın tasfiye edilmesi emrini verdi. Umumî taarruza geçen Osmanlı ordusu Tırhala ve Yenişehir'i alarak Golos üzerine yürüdü. Çatalca'da meydana gelen savaşta Yunan kuvvetleri yine bozguna uğratıldı. Yunanlılar Dömeke civarında bir savunma hattı kurmak istediler ve yeni takviyelerle ordularını güçlendirdiler. 17 Mayıs'ta meydana gelen savaş, kesin bir Türk zaferiyle neticelendi. Yunan ordusu tamamen dağıldı, başkomutanları ise canını zor kurtardı. Atina yolu tamamen Osmanlı ordusuna açılmış oldu.

Bu zafer Atina'da hükümetin düşmesine ve yeni kurulan kabinenin büyük devletlerin aracılığıyla barış istemesine sebep oldu. Rus Çarı gönderdiği telgrafla zaferi tebrik ederken, daha fazla kan dökülmemesi için Sultan Abdülhamid'den savaşı durdurmasını rica etti. 10 milyon altın savaş tazminatı ve işgal edilmiş olan Teselya bölgesinin teslimi karşılığında 19 Mayıs'ta mütareke imzalandı. 32 gün devam eden savaşta Osmanlı kuvvetleri 150 kilometre ilerlemişler, Atina'ya da oldukça yaklaşmışlardı. 3 Haziran'da İstanbul'da başlayan sulh konferansı 4 Aralık'ta neticelendirildi. Kesin bir mağlubiyete uğrayan Yunanlılar yine Avrupalı hâmîlerinin yardımıyla masa başından en az zararla kalktılar. Savaşta alınan Teselya Yunanlılara teslim edildi. Talep ettiğimiz 10 milyon altın savaş tazminatı ise, Yunan ekonomi ve maliyesinin iflâs etmemesi gerekçesiyle 4.100.000 altına düşürüldü, ufak tefek sınır düzeltmeleri yapıldı. Osmanlı-Yunan Savaşı'nın tek müspet neticesi Osmanlı ordusunun gücünün yeniden tecrübe edilmesi ve bu gücün verdiği moral olmuştur denebilir.

Osmanlı ordusunun bu kadar kısa zamanda böyle kesin bir zafer kazanacağına ihtimal vermeyen Batılı devletler, Osmanlı üzerindeki baskılarını artırarak 18 Aralık'ta Bâb-ı Âli'nin Girit'in muhtariyetini tanımasını sağladılar. Böylece, binlerce şehit vererek fethetmiş olduğumuz Girit'in 16 yıl içinde Yunanistan'a ilhakına sebep olacak sürece girilmiş oldu.

Nisanda Yaşanan Bazı Mühim Hâdiseler
9 Nisan 1711 Prut Zaferi
13 Nisan 1909 31 Mart Vak'ası
17 Nisan 1993 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Vefatı

SIZINTI