sidretül münteha
Sat 26 March 2011, 04:52 pm GMT +0200
Osmanlı-İtalya Harbi
Avrupa devletlerinin sömürgeci olanları arasına en geç iştirak eden iki hükümetten biri Almanlar'sada, diğeri de İtalya olduğu târihen sabittir. Trablusgarb, 1 milyon 100 bin kilometre kare araziye sahipti. Nüfus ise; 900 bin kişiyi teşkil eden Arablardı. Bingazi ise, 700 bin kilometrekare olup, nüfus sayısı 330 bin civarındaydı. Bu Trablusgarb şehrinden bin kilometro mesafede olan Murzuk'da Senusî tarikatının bütün müslüman Afrika'da sözleri ahali indinde pek makbul sayılırdı. Trablusgarb valiliği yapmakta olan Müşir İbrahim Paşa aynı zamanda askerinde kumandanı idi. Ne varki; Abdülhamid Hân'ın dönemi idarecilerini tasfiyeye başlayan, ittihatçılar, bu paşayı azletmişler ve yerine de bir tâyin yapmamışlar, burası hem kumandansız hem de vâlisiz kalmıştı.
Târih; 23/Eylül/191 l'de, sadrıazam İbrahim Hakkı Pasa, ülkemizdeki Jandarma kuvvetlerini yeniden tanzim için vazifeli Robilan Paşanın davetinde bulunmaktaydı. Bu davet esnasında briç oynamakta bulunan sadrıazama bir zarf getirilir. Paşa; briçe devam eder. Madam Robilan; sadrıazamı ikaz eder ve bunun üzerine sadrıazam zarfı açtığından bir nota olduğunu görür. Notaya verilen ifadede 24 saat içinde cevap verilmesidir. Fakat sadrıazam zarfı açtığında zaman dolmuştu. Bu bakımdan nota'ya cevap verilmediğinden İtalya 29/Eylül/1911 'de bize harp ilân etmiştir. İbrahim Hakkı Paşa'nın; başıma gelen bu hâl meşrutiyetten önce olsaydı, hiç bir güç, kellemi omuzlarımdan düşürülmeyi önleyemezdi dediği rivayeti pek kuvvetlidir. Böylece Sultan Reşad döneminin ittihatçıların bizim sadrıazamımız diyecebilecekleri İbrahim Hakkı Paşa kabinesi bu vak'a münasebetiyle yuvarlanıp gitmeye başladı ve bunun yerine tecrübesi, başarılarından çok çok fazla bir eski sadrıazam yâni Sultan Hamid dönemi sadnazamı üzerinde ittifak edildi.