- Osmanlı İmparatorluğu'nun dönüşü

Adsense kodları


Osmanlı İmparatorluğu'nun dönüşü

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ayten
Sat 30 May 2009, 12:38 am GMT +0200
Osmanlı İmparatorluğu'nun dönüşü



Foreign Policy dergisinde Schliffer adlı yazarın kaleme aldığı yazı çok ilginç. Ali Babacan’ın Yemen’e gidişini anlatıyor. Peki, Babacan'ın Yemen'e gitmesi neyi ifade ediyordu? İşte cevabı:

Osmanlı İmparatorluğu’nun dönüşü!

Foreign Policy (Siyasi Politika) dergisinde Schliffer adlı yazarın kaleme aldıkları çok ilginç doğrusu.

Ali Babacan’ın, bir şubat günü Yemen’e gidişini anlatıyor. Yemen’de yüz yıllar öncesinden kalma, çamur ve tuğladan yapılma bir binanın önüne yürüyor Babacan ve binanın önüne gelince, yatağanlarını çekmiş, hazırolda bekleyen, çeşitli kabilelerin reislerini gördü. TC Dışişleri Bakanı önce şaşırdıysa da, sonradan bu karşılama biçiminin, yıllarca önce Osmanlı Valilerine yapılan bir ‘hoş geldin töreni’ olduğunu anladı. Ardından yerel danslar, davullar. Aşağı yukarı bir yüz yıldan bu yana hiç Türk böyle karşılanmamıştı Yemen’de.

Daha düne kadar, Türk Hükümetlerinden kimse Yemen’e uğramazdı bile. Sadece Yemen’e mi? Orta Doğu’daki ülkelerin hemen hemen hiçbirine. Cumhuriyetin kurluşundan bu yana, Türk hükümetleri, Doğu’yu, geri kalmışlıkla aynı bodrum katına oturturken, çağdaşlığı hep Batı’da aradılar.

Tabi, yüz yıllar boyu Osmannlı yönetiminde yaşayan Araplar da Türkiye’ye kuşku ve kaygıyla yaklaştı.

Bugün bunlar değişiyor.

Ve ‘Türk olan her şey moda olmaya başladı. Gerek Orta Doğu’da gerek Balkanlar, Türki devletler ve hatta Kafkaslarda. En basit örneği Türk dizileri rating rekorları kırıyor Arap ülkelerinde. Lübnan kaynaklı MBC uydu kanalı, salt Türk dizileri yayınlıyor ve ortalama 85 milyon kişi bu Arapça dublajlı dizileri izliyor.’

Bu arada, Londra’da yayınlanan Al Şark-ül Avsat adlı Arapça yayınlanan gazete, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun Dönüşü’ başlıklı uzunca bir yazı yazdı.

Bu strateji değişimi ve dış politika uygulamasının mimarı, şimdiki Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’dur hiç kuşkusuz. Davutoğlu’nun, sık sık değindiğim,

Stratejik Derinlik - Türkiye’nin Uluıslararası Konumu adlı kitabı, bu stratejinin ne olması gerektiğini açıklamıştı. ‘Türkiye, tarihsel bağlarına sırt çevirerek, siyasi ve ekonomik çıkarlarını da elinin tersiyle bir kenara itiyor!’ diye yazmıştı Davutoğlu kitabında. Sonunda stratejisi meyvelerini vermeye başladı! Türkiye’nin Suriye,İran ve Irak’la ticareti 2005-2008 yılları arasında, 7.3 milyar dolardan 14.3 milyar dolara fırladı! Daha on yıl önce neredeyse Suriye’yle savaşın eşiğine gelen Türkiye, bu gün Şam’la çok iyi ilişkiler içinde.

Düne kadar geçmişine ve Osmanlı’ya sırt çeviren Türkiye, bu gün Osmanlı mirasına sahip çıkmaya başladı. Bu, Cumhuriyeti, laikliği, Atatürk’ü inkar etmek değil koskoca bir imparatorluğun iyi yanlarını almak, benimsemek ve sahip çıkmak demek!