ehlidunya
Fri 2 September 2011, 02:31 pm GMT +0200
Osmanlı anlaşmazlıkları sofrada çözüyordu
"Bosna-Hersek bir zamanlar bizim olan ancak şimdi, oradan gelmiş olanlara göçmen denen bir ülke. Vaktiyle bizim olan yerlerden gelen insanlar yabancı! Kültürel hafızamız bu kadar zayıf mı?" diye soruyor, H. Yıldırım Ağanoğlu üç aylık 'Yemek ve Kültür' dergisinin yaz sayısında.
Ağanoğlu, "Bir belgenin zaman tünelinde Saraybosna'da mutfak kültürü" başlıklı yazısında 1859 yılında Bosna eyaletindeki Müslüman çiftlik sahipleri ile Hıristiyan ortakçılarının arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için bir konakta misafir edilmeleriyle ilgili belgeyi inceliyor. 39 günlük misafirlik masraflarının devlet tarafından ödenmesinin devletin şanına uygun olacağı sadrazam tarafından Sultan Abdülmecid'e bildirilmiş, padişah da bu teklifi münasip görmüş. Uzun listeye bakınca Ramazan şerefine yemeklerin külfetli çıktığı, hiçbir masraftan kaçınılmadığı görülüyor. Günde iki öğün sofra kurulmuş, her sofrada 7 kişi ağırlanmış. Her sofraya 7 adet et, sebze ve pilav tabağı, 1 börek ve 2 tatlı tabağı olmak üzere toplam 10 tabak yemek koyulmuş. Yemek sonunda verilen tatlı çeşitlerinin çokluğu ve tüketilen kahve miktarı dikkat çekici. Belgeyi yorumlayan Yıldırım Ağanoğlu, "Anlaşmazlıkların çözüleceği ya da yeni anlaşmaların sağlanacağı en iyi yer tabii ki sofralardır. Bu belgeden çıkarabileceğimiz diğer bir sonuç ise Osmanlı Devleti'nin bunu tespit etmiş olmasıdır." diyor. Yemek ve Kültür dergisi, 25. sayısında Türk ve dünya mutfağından örneklerle devam ediyor.
zaman
"Bosna-Hersek bir zamanlar bizim olan ancak şimdi, oradan gelmiş olanlara göçmen denen bir ülke. Vaktiyle bizim olan yerlerden gelen insanlar yabancı! Kültürel hafızamız bu kadar zayıf mı?" diye soruyor, H. Yıldırım Ağanoğlu üç aylık 'Yemek ve Kültür' dergisinin yaz sayısında.
Ağanoğlu, "Bir belgenin zaman tünelinde Saraybosna'da mutfak kültürü" başlıklı yazısında 1859 yılında Bosna eyaletindeki Müslüman çiftlik sahipleri ile Hıristiyan ortakçılarının arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için bir konakta misafir edilmeleriyle ilgili belgeyi inceliyor. 39 günlük misafirlik masraflarının devlet tarafından ödenmesinin devletin şanına uygun olacağı sadrazam tarafından Sultan Abdülmecid'e bildirilmiş, padişah da bu teklifi münasip görmüş. Uzun listeye bakınca Ramazan şerefine yemeklerin külfetli çıktığı, hiçbir masraftan kaçınılmadığı görülüyor. Günde iki öğün sofra kurulmuş, her sofrada 7 kişi ağırlanmış. Her sofraya 7 adet et, sebze ve pilav tabağı, 1 börek ve 2 tatlı tabağı olmak üzere toplam 10 tabak yemek koyulmuş. Yemek sonunda verilen tatlı çeşitlerinin çokluğu ve tüketilen kahve miktarı dikkat çekici. Belgeyi yorumlayan Yıldırım Ağanoğlu, "Anlaşmazlıkların çözüleceği ya da yeni anlaşmaların sağlanacağı en iyi yer tabii ki sofralardır. Bu belgeden çıkarabileceğimiz diğer bir sonuç ise Osmanlı Devleti'nin bunu tespit etmiş olmasıdır." diyor. Yemek ve Kültür dergisi, 25. sayısında Türk ve dünya mutfağından örneklerle devam ediyor.
zaman