- Oruç

Adsense kodları


Oruç

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Eslemnur
Wed 13 October 2010, 12:42 am GMT +0200
III. Oruç

Oruç, ruhî ve bedenî bir ibadettir. Bu ibadetle çocuk hakiki ihlası öğrenir ve gizli yerde ilahi murakabenin farkına varır. Açlığa rağmen yemekten, susuzluğa rağmen su içmekten uzak kalmak suretiyle de çocuğun iradesi yine oruçla eğitilmiş olur. Ayrıca oruç, çocuğun arzu ve isteklerinin frenlenmesinde rol oynar. Çocuğa sabır ve dayanma gücü kazandırır. Sahabe, çocuklarını oruç ibadetiyle eğitmiştir, imam Buhârî, Sahih'inde "Çocukların Orucu" şeklinde bir bâb başlığı kul­lanmış ve orada Hz. Ömer'in Ramazan'da bir sarhoş için söylediği "Yazıklar olsun sana! Oysa bizim çocuklarımız oruç tutmaktadır" sözünü nakletmiş ve onu dövdüğünü zikretmiştir.

İbn Hacer, sözkönusu rivayetle ilgili şu bilgileri verir: Çocuğun orucu meşru mudur, değil midir? Cumhur (İslam alimlerinin çoğunluğu) orucun, bulûğ çağına varmamış çocuklara farz olmadığı görüşündedir. İbn Şîrîn ve ez-Zührî'nin de içinde bulunduğu bir grup se­lef alim ise müstehap kabul etmiştir, imam Şafiî de bu kanaattedir. Ona göre, güç ve takat getirdikleri vakit alıştırmak için çocuklara oruç emredilir. Şafiî, oruç tutma zamanı için namaz gibi yedi ve on yaş sınırını getirmiştir. İshâk oniki, Ahmed (b. Hanbel) ise bir rivayete göre on yaş sınırını koymuştur.

Evzâî de şöyle der: "Çocuk güç ve kuvvetten düşmeyecek şekilde peşpeşe üçgün oruç tutabildiği vakit, artık oruç tutması söylenir."

Birinci görüş cumhurun kanâatidir. Mâlikîlere göre meşhur olan görüş, çocuklar hakkında orucun meşru olmamasıdır. Esasen İmam Buhârî, bab başlığında Hz. Ömer'in sözünü zikretmek suretiyle imam Mâlik'i kibarca tenkide tabi tutmuştur. Çünkü hadislerin tearuzunda, yani ilk bakışta aralarında çelişki görülen rivayetler karşısında yapılacak nihâî şey, Medinelilerin amel ve tatbikatının aksini .ortaya koymasıdır. Sünnet konusunda titizliği ile maruf olan ve zamanında sa­habenin bol miktarda bulunduğu Hz. Ömer dönemindeki bir amel ve tatbikattan daha kuvvetli bir dayanak da olamaz. O, Ramazan'da oruç yiyen kimseye serzenişte bulunarak: "Nasıl oruç yersin? Halbuki bizim çocuklarımız oruç tutmaktadır!" demişti. Malikîlerden Îbnu'l-Mâcişûn şu sözüyle garip bir görüş ortaya koymuştur: "Çocuklar oruç tutmaya güç ve takat getirdikleri zaman velileri onlara orucu gerekli kılarlar yani oruca zorlarlar. Bu durumda çocuklar mazeret olmadan oruç yer­lerse, tutamadıkları günlerin kazası gerekir."[161]

Sahabenin, oruç esnasında teselli bulmaları ve gündüzün uzun­luğunu hissetmemeleri için çocuklarına oyuncak hazırlaması, onların, çocukların orucuna gösterdikleri önemi ortaya koymaktadır.

Rubeyyi' bint Muavviz anlatıyor: Rasûlüllah (s.a.v.) Âşûra sabahı Ensar köylerine: "Oruçlu olarak sabahlayan kimse orucunu tamam­lasın. Oruçsuz olarak sabahlayan da o günün geriye kalanını tamamlasın" diye haber gönderdi. Ondan sonra artık biz bu orucu tutmaya ve küçük çocuklarımıza da tutturmaya başladık. Mescide gider, çocuklara yünden yapılmış oyuncaklar edinirdik. Onlardan biri yiyecek için ağladığında, iftar vakti oluncaya kadar bu oyuncağı ona verirdik.[162]

İbn Hacer der ki: Hadis, çocukların oruca alıştırılmasının meşru olduğuna bir delil teşkil etmektedir. Çünkü bu hadiste geçen yaş grubu çocuklar, mükellef değildir. Ancak bu, alıştırmak üzere onlara eğitim açısından yapıldı.[163]

Sahabe çocuklarını toplar ve mübarek iftar vaktinde kabulünü umarak Allah'a dua ederlerdi. Abdullah b. Ömer, Rasûlüllah'tan (s.a.v.) şunu duyduğunu söyler: "iftarı anında oruçlunun kabule şayan bir duası vardır..."[164]

Abdullah b. Ömer de iftar anında aile efradım çağırır ve dua eder­di. Akıllı bir çocuğun Ramazan'ın son on gününde itikafa girmesinde bir beis yoktur. Çünkü bulûğ, itikafin sahih olması için bir şart değildir. Bu itibarla akıllı çocuğun itikafi sahihtir. Çünkü o, ibadet ehlindendir. Nitekim onun nafile orucu da sahih olmaktadır.[165]