sumeyye
Thu 27 January 2011, 04:20 pm GMT +0200
Oruç Vakti Uzatılmaz:
Rasûlullah (s.a.), nitelik bakımından aşınhğa kaçılmamasım önlemek için visal orucunu yasaklamış, sahur yemeğini teşvik etmiş, sahurun geç, iftann ise hemen yapılmasını emretmiştir. Bunlann hepsi, aşırılıktır ve cahiliye kalıntılanndandır.
"Şaban yarı olduğu zaman oruç tutmayın.[538] hadisiyle, "Ra-sûlullah'ı (s.a.) peşi peşine iki ay oruç tutar görmedim; Şaban ve Ramazan hariç. [539] şeklindeki Ümmü Seleme (r.a.) hadisi arasında bir farklılık yoktur. Çünkü Rasûlullah'm (s.a.), insanlara emretmediği şeyi kendisi için yaptığı olurdu.
Bunların çoğu, sedd-i zerîa ve küllî mazinnelerin[540] dikkate alınması gereği kabilindendir. Rasûlullah (s.a.), bir şeyi yerli yerince kullanmama, ya da riayet edilmesini emrettiği haddi aşarak bedeni yıpratacak ve nefsi bıkkınlık altına sokacak bir kerteye ulaşmak gibi bir ihtimalden emindi. Başkaları ise, bundan emin değildir. Dolayısıyla onlar, bu gibi konulann şeriat tarafından belirlenmesine ve aşınhğa yol açacak kapılann kapatılmasına muhtaçtırlar. Bunun içindir ki Rasûlullah (s.a.), başkalanna dört hanımdan fazlasıyla evlenmeyi yasaklarken, kendisine dokuz ve daha fazlasını helâl görmüştür. Zira, yasağın illeti, zulme imkân verilmemesidir. [541]
Ramazan Hilâlinin Sübutu:
Sonra hilâl, âdil ya da hali mestur olan bir müslümanın gördüğüne dair şehadetiyle sabit olur. Rasûlullah (s.a.), her iki suretle de amel etmiştir. Bir bedevi gelmiş ve: "Ben hilâli gördüm." demiştir. Rasûlullah (s.a.), ona, "Allah'tan başka tanrı olmadığına şehâdet eder misin?" demiştir. Adam, evet deyince, Rasûlullah (s.a.), "Muhammed'in, Allah'ın rasûlü olduğuna şehâdet eder misin?" demiş, adam yine evet deyince Rasûlullah (s.a.), Tâ Bilâl! İnsanlara yarın oruç tutmalarını ilân et!" diye emretmiştir. [542]
İbn Ömer (r.a.), kendisinin hilâli gördüğünü ve Rasûlullah'm (s.a.) oruç tuttuğunu haber vermiştir. [543]
Dinî mahiyet arzeden her konuda da hüküm aynıdır; çünkü bu konuda şahitlik, rivayete benzemektedir. [544]
Sahur, Berekettir:
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Sahuryiyin; çünkü sahurda bereket vardır.[545]
Sahurda iki bereket vardır:
i. Biri, bedenin sağlıklı olmasını, zayıf düşmemesini sağlaması bakımındandır. Zira tam gün boyunca oruç tutmak zaten zordur. Bir de sahur yemeyerek bu süre katlanamaz.
ii. İkincisi, dinin korunmasına yöneliktir ve aşırılığa kaçılıp da dinin tahrife uğramasına meydan verilmemesini temin etmeyi amaçlar. [546]
[538] Ebû Dâvûd, Savm, 12.
[539] Tİrmizî, Savm, 36; Nesâî, Sıyâm, 33.
[540] Mazinne: Bir şeyin genelde bulunduğu yer, illet, gerekçe. (Ç)
[541] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/160-161.
[542] Tirmizî, Savm, 7. Bu, mestûru'1-hal olan kişinin şahitliğine örnektir.
[543] Bu da âdil kimsenin şahitliğine örnektir.
[544] Yani aynen hadis rivayetinde olduğu gibi, âdil ya da mestûrul-hal olan bîr müslümanın şahitliği ile yetinilir.
Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/161.
[545] Müslim, Sıyâm, 45.
[546] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/162.