hafiza aise
Sun 15 April 2012, 11:07 am GMT +0200
Oruç kuşum
Eylül 2007 24.SAYI
Benim adım oruç kuşu. Dolanırım dağı taşı. En güzel çiçeklere konar, misk kokularını bir bir toplarım. Bütün bir yıl boyu soğuk sıcak demeden dolaşırım. Neden böyle yaptığımı merak ettiniz değil mi? On bir ayın sultanı Ramazan ayı için toplarım mis kokuları. Bu ayda oruç tutan çocukların oruç kuşu olup kalplerinin bir köşesine konarım. Zaten Ramazan ayı da yılda bir kere gelip bir ay misafir kalıp gitmiyor mu? Tıpkı göçmen kuşlar gibi…
Ramazan ayı, yeryüzündeki en güzel ay. Her yıl farklı günlerde, aylarda ve mevsimlerde misafir olur. Bazen ilkbaharda bazen de sonbaharda. Lapa lapa yağan kıştan tutun da kavurucu sıcakların olduğu yaza kadar her mevsimde görürsünüz onu. Bütün aylar, insanlar, çiçekler Ramazan ayını çok sever. Ayların sultanı derler ona. Çeşitli şenliklerle, birbirinden güzel manilerle karşılanır. Her yıl bir kere iner yeryüzüne ve bir ay kalıp gider. Yalnız giderken her yıl on gün daha erken geleceğine söz verir. Böylece bütün aylarda misafir olup gönüllerini hoş eder.
Ben oruç kuşunuz, Ramazan ayı gelir gelmez bütün bu güzellikleri yaşamak için sahur vakitlerini gözlerim. Sahur, gündüz oruç tutabilmek için müminlerin gece kalkıp yemek yedikleri bir vakittir. İşte ben yalnızca sahur vakitlerinde görünürüm. Onun için bana oruç kuşu derler. Sahurda oruç tutmaya niyetlenenlerin yüreklerine konarım. Akşam olana kadar da bir yere kıpırdamam.
Onun için beni görmek isteyenler göremez, arayanlar bulamazlar. Ama ben hep Ramazan ayı gelince gözleri gülen, yürekleri kıpır kıpır sevinçle dolan her Müslüman çocuğun kalbinde kanat çırparım. Geceleri sahura kalkan, ışıkları yanan evlerin üzerine konarım. Öyle bir günü beklerim ki oruç tutan müminleri kanatlarımın arasına alıp Cennete uçmanın özlemini çekerim. Eğer sizler de bir oruç kuşuyla tanışmak isterseniz sahur vaktini gözleyin.
Duamız
Orucumuzu kabul et Allahım!
Allahım! Fakirin, yoksulun, küçüğün, büyüğün orucunu kabul et.
Ayşe Karnap / Rize
Bilmeceler
1- Anne kırkayağın en çok yorulduğu gün hangisidir?
2- Adamın biri güneşin doğduğu yer olan doğuya dönükse, arkası ne olur?
3- Küçük kara kutu, içi insan dolu.
4- Gökte gördüm köprü, rengi yedi türlü.
5- Zilim var, kapım yok.
Cevaplar; 1- Yavrularının ayaklarını yıkadığı gün, 2- Gölge, 3- Televizyon, 4- Gökkuşağı, 5- Telefon.
Fıkra
Adamın biri yolda yürürken bir çocuk görür. Onunla konuşmak ister. Çocuğa “Senin adın ne?” dedikten sonra “Dur, baş harfini söyle de ben tahmin edeyim” der. Çocuk cevap verir: (Y). Adam, “Yasin” der. Çocuk başını sallar bilemedin der gibi. Adam “Yusuf” der çocuk yine “Yok” der. Adam neredeyse “y” harfiyle başlayan bildiği bütün isimleri bir bir sayar. Ama çocuk bir türlü “Evet” demez. İyice sinirlenir adam, “Ne senin adın?” diye çıkışır. Çocuk cevap verir: “YAMAZAN…”
Ayşeciğin köşesi
Babamin “tekne orucu”
Ayların sultanı Ramazan ayı geliyor. Ramazan’ın neşe ve sevinci bizim evin dört bir yanını sardı. Hep birlikte Ramazan alışverişini bile yaptık. Renk renk kurdeleler aldım. Odamı süslemek için. Dün akşam da babamla birlikte süslemeye çalıştık. O sırada babam bana çocukluğunda ilk kez oruç tutuğu günü anlattı. Çok güzel ve ilginç bir hikayeydi bu. Ben de sizinle paylaşmak istedim.
Babam ilk orucunu sonbaharda tutmuş. Okullar da tatilmiş o zaman. Eskiden çocukların tuttuğu oruçlara “tekne orucu” derlermiş. Sahura kalkan çocuklar öğleye kadar bir şey yemezlermiş. Öğle yemeğini yedikten sonra da akşama kadar ağızlarına bir lokma koymazlarmış. Akşam olur olmaz iftar sofrasına herkesten önce oturup akşam ezanını beklerlermiş. “Bir an önce ezan okunsun da iftarımızı yapsak” diye… Sonraki gün tekrar aynı şekilde sahura kalkar oruç tutarlarmış. Akşam yemekten sonra babama annesi şöyle dermiş: “Yarım gün tutuğun oruçları ben kaynakçıda kaynak yaptırırım. Böylece tam bir gün oruç tutmuş olursun.” İşte böyle tutulan oruca “tekne orucu” derlermiş. Doğrusu ben bu orucu çok sevdim. Hem yiyorsun hem de oruç tutuyorsun.
Kadriye BAYRAKTAR