sumeyye
Wed 6 April 2011, 03:13 pm GMT +0200
ORUÇ KİTABI
Arap Dilinde orucun karşılığı olan savm, tutmak mânasındadır. Güneş göğün ortasında durduğunda, yani zeval vaktinde hareket etmez olduğunda; sâmeti'ş- şemsü denilir. Nitekim şâir Nâbiğa şöyle der:
“(Toz duman altında, diğeri gemini çiğniyor).
Bazı atlar yem yiyor, bazıları yemiyor.”
Dinî mânada savm; belli şeylere karşı kişinin kendisini tutmasıdır. Yani oruç kişinin kendini belli bir şekilde oruç bozucu üç şeyden uzak tutmasıdır. Oruç; belli kişinin, yani müslümanın belli bir sıfatla, yani hayız ve nifasdan temiz olarak, belli bir zamanda, yani fecr-i sâdıkın doğuşundan sonra meydana gelen gündüz aydınlığından başlayan ve güneş batıncaya kadar devam eden zamanda Allah (cc) a yaklaşmak gayesiyle yapılan bir ibadettir. Muhkem bir farizadır. Bunun farzlığını inkâr eden kâfir olur. Terkeden de fâsık olur. Farz oluşu Kitab, sünnet ve icmâ ile sabittir. Kitab'daki delil şu âyet-i kerîmelerdir:
“Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.” [1]
“Oruç size farz kılındı.” [2] Sünnetteki delil, namaz bahsinde geçen hadîs-i şerîf ile şu hadîs-i şerîfdir;
“Ramazan ayını oruçlu geçirin.” [3] Orucun farziyeti hususunda ayrıca icmâ-ı ümmet de vardır.
Orucun farz oluş sebebi; Ramazan ayıdır. Çünkü Ramazan orucu denilerek oruç bu aya izafe edilmektedir. Ramazan ayının ve günlerin tekessürü; o günlerde ve o ayda oruç tutmanın vücub sebebidir.
Gerek edâ ve gerekse kaza olarak Ramazan orucu tutmak; âkil ve baliğ olan her müslümana farzdır: Farzlığının delilini anlattık. Müslüman olma şartı da vardır; çünkü kâfir ibadete ehil değildir. Âkil, baliğ olma şartı da vardır; çünkü çocuk ve deli, dinî emirlere muhatap değildirler. 'Eda' dedik; Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.” [4] Kâza' dedik; bu hususda da Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Başka günlerde kaza etsin.” [5] Yani tutamadığı günler sayısınca kaza olarak diğer günlerde tutsun.
Adak ve keffaret oruçlarını tutmak ise, vâcibdir: Adak orucunu tutmak vâcibdir. Çünkü Allah (cc) şöyle buyurmuştur:
“Adaklarını yerine getirsinler.” [6] Hz. Peygamber (sas) de şöyle buyurmuştur:
“Adağını yerine getir.” [7]
Keffaret oruçlarına gelince; bunlarla alâkalı açıklama inşâallah ileride gelecektir.
Bunların dışındaki oruçlarsa, nafiledir: Arapçada nafile; fazlalık demektir. Şer'î ıstılahda ise; farzlardan ve vâciblerden fazla olan şey demektir. [8]
[1] Bakara: 2/185.
[2] Bakara: 2/183.
[3] Bu hadîsi Ebû Dâvud rivayet etmiştir.
[4] Bakara: 2/185.
[5] Bakara: 2/185.
[6] Hacc: 22/29.
[7] Bu hadîsi Buhari, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, Dârimî ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.
[8] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/251-253.