sumeyye
Fri 30 April 2010, 12:51 pm GMT +0200
HAFTANIN GÜNLERİ
ـ3161 ـ1 -عن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كَانَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَحَرَّى صِيَامَ يَوْمِ اِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ[. أخرجه الترمذي والنسائى. »التَّحَرّى«: التقصد .
1. (3161)- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) pazartesi ve Perşembe günlerinde oruç(la sevap) arardı."[99]
AÇIKLAMA:
Bu hadis, Resûlullah´ın haftanın iki gününde kasıd ve azimle oruç tuttuğunu göstermektedir. Kasıdla, azimle diyoruz, zira hadiste taharrî kelimesine yer verilmiştir. Bu, daha iyiyi araştırma, ona yönelme, kastetme mânalarına gelir. Bazı âlimler "taharrî, sevap taleb etmek, mübalağa ile ısrarla istemek manasına da gelir" demiştir.
Bu babta Hz. Hafsa, Ebu Katâde ve Üsame İbnu Zeyd´den de rivayetler mevcuttur.[100]
ـ3162 ـ2 -و عن أبي هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]تُعْرَضُ ا‘َعْمَالُ عَلَى اللّهِ تَعَالَى يَومَ اْثنَيْنِ وَالخَمِيسِ، فَأُحِبُّ أَنْ يُعْرِضَ عَمَلِى، وَأَنَا صَائِمٌ[. أخرجه الترمذي.
2. (3162)- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ameller Allah Teâla hazretlerine pazartesi ve perşembe günleri arzedilir. Ben, amelimin oruçlu olduğum halde arzedilmesini severim."[101]
AÇIKLAMA:
İbnu´l-Melek der ki: "Bu hadis, şu hadise muhalif değildir. "Gece ameli, gündüz amelinden önce, gündüz ameli de gece amelinden önce yükseltilir." Çünkü arzetme ile yükseltme arasında fark mevcuttur. Zira ameller haftalık olarak toplanıp bu iki günde arzedilmektedir. Bir Müslim hadisinde denir ki: İnsanların amelleri, haftada iki sefer, pazartesi ve perşembe günleri arzedilir. Kardeşi ile arasında husumet bulunan kul hâriç her mü´min mağfiret görür. Bunlar sulh yapıncaya kadar, "şu iki (zavallıya) bakın!" denilir."
İbnu Hacer bu rivayetin, amellerin Şâban ayında yükseltileceğini haber veren hadisle de (3156. hadis) ihtilafa düşmediğini belirtir ve ilaveten der ki: "Çünkü haftalık amellerin ayrıca yükseltilmesi ve yıllık amellerin de toptan yükseltilmesi câizdir."[102]
EYYÂMU´L-BδZ
ـ3163 ـ1 -عن عبد اللّه بن قتادة بن ملحان القيسي عن أبيه رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]كَانَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَأْمُرُنَا أَنْ نَصُومَ أَيَّامَ الْبِيضِ ثََثَ عَشْرَةَ وَأرْبَعَ عَشْرَةَ، وَخَمْسَ عَشْرَةَ، وَقَالَ: هُنَّ كَهَيْئَةِ الدَّهْرِ[. أخرجه أبو داود والنسائي .
1. (3163)- Abdullah İbnu Katâde İbni Milhân el-Kaysî, babası (radıyallahu anh)´ndan anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bize eyyam-ı bî´z´de yani ayın onüç, ondört ve onbeşinci günlerinde oruç tutmamızı emrederdi ve "Bunlar yıl orucu vaziyetindedir" derdi."[103]
AÇIKLAMA:
Bî´z kelimesi dilimize de girmiş bulunan beyaz´dan gelir. Kamerî ayın 13. 14. ve 15. geceleri ayın en parlak, en beyaz olduğu safhadır. Ay akşamdan sabaha kadar gökyüzünden ayrılmaz, dünyayı aydınlatır. Bu sebeple o günlere, ayın en aydınlık geceleri mânasında eyyâm-ı bî´z denmiştir. Daha doğru şekliyle geceleri aydınlık olan günler denmesi gerekirken aydınlık, güne izafe edilerek "eyyâmu´l-bî´z" (aydınlık günler) denilmiştir.
İşte Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bu günlerde oruç tutmayı müstehab addetmiştir. "Bu günlerde tutulacak oruçlar yıl orucu vaziyetindedir" demek de, o günlerde oruç tutulduğu takdirde sanki bütün yıl boyu oruç tutulmuş gibi sevap olur demektir. Bunun da hesabı, daha önce yaptığımız gibidir. Ayet-i kerime (En´am 160) hayırlı amellerin on misliyle mükâfatlandırılacağını haber verdiğine göre, ayda üç gün tutulan oruç, bir ay yerine geçer. Her ayda üç gün tutulunca toplamı yıl orucu olur.[104]
ـ3164 ـ2 -و عن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]كَانَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ َ يفْطِرُ أَيَامَ الْبِيضِ فِي حَضَرٍ، وََ سَفَرٍ[. أخرجه النسائى.
2. (3164)- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) eyyâmu´l- bî´z´de oruç tutmayı hazerde de seferde de bırakmazdı."[105]
ـ3165 ـ3 -و عن معاذة العدوية قالت: ]سَأَلْتُ عَائِشَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهَا أَكَانَ النَبىُّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَصُومُ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثََثَةَ أبَّمٍ؟ قَالَتْ: نَعَمْ قُلْتُ : مِنْ أَىِّ أيَّامِ الشَّهْرِ كَانَ يَصُومُ؟ قَالَتْ: لَمْ يَكُنْ يَبَالِى مِنْ أَيِّ ا‘َيَّامِ يُصُومُ[. أخرجه مسلم وأبو داود والترمذي .
3. (3165)- Muâzetu´l-Adeviyye anlatıyor: "Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)´den sordum: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) her ay üç gün oruç tutar mıydı?"
"Evet!" diye cevap verdi. Ben tekrar:
"Ayın hangi günlerinde tutardı?" dedim.
"Hangi günde oruç tuttuğuna ehemmiyet vermezdi" diye cevap verdi."[106]
AÇIKLAMA:
Bu rivayet, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın ay içerisinde üç gün oruç tutmada ısrar ettiğini, ancak bu üç günün muayyen günlerde olmamasına da şuurla dikkat ettiğini göstermektedir. Alimler, ayın belli günlerinde ısrar etmemesini, farz telakki edilmesi endişesiyle izah ederler: "Eğer hep aynı günlerde oruç tutsaydı halk bu günlerde oruç tutmayı farz telâkki ederdi" derler.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın her ay farklı günlerde nafile oruçlar tutmuş olması Ashab ve sonrakilerde farklı telakkiler hâsıl etmiştir:
* Bazı rivayetler bu üç günü eyyâm-ı bî´z olarak tarif eder. Bu günler kamerî ayın 13, 14 ve 15. günleridir.
* Bazılarına göre bunlar 12, 13 ve 14. günleridir.
* Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)´den gelen bir rivayette eyyâm-ı bî´z´den murad ayın 12. günü ile ondan sonra gelen iki perşembedir.
* Bu nafile oruçlar, Hasan Basrî´ye göre ayın başında, İbrahim Nehâî´ye göre sonunda tutulmalıdır.
* Hz. Aişe´ye göre bir ay cumartesi, pazar ve pazartesi günleri; müteakip ay salı, çarşamba ve perşembe günleri oruç tutulmalıdır.
* Ümmü Seleme´ye göre müstehab vakit, ayın ilk perşembesi ile onu takip eden pazartesi günleridir.
* Bazılarına göre pazartesi ve perşembe günleri tutmak müstehabtır.
* Her ayın ilk günü ile onuncu ve yirminci günleri oruç tutmanın müstehab olduğunu söyleyen de olmuştur.
* Bir başka görüşe göre her ayın ilk günü ile onbir ve yirmibirinci günlerindeki oruç müstehabtır.[107]
ـ3166 ـ4 -وعن أبى ذر رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ: رَسُولُ اللّه صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ صَامَ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثََثَةَ أيَّامٍ فَذَلِكَ صِيَامُ الدَّهْرِ، فَأنْزَلَ اللّهُ تَعَالَى تَصَدِيق ذَلِكَ فِي كِتَابِهِ: مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ أمْثَالِهَا. اَلْيَوْمُ بِعَشْرَةِ أيّامٍ[. أخرجه الترمذي والنسائى.
4. (3166)- Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim her ayda üç gün oruç tutarsa işte bu, yıl orucu olur. Allah Teâlâ hazretleri bu hususu te´yiden kitabında şu ayeti indirdi: "Kim bir hayır işlerse o kendisinden on misliyle kabul edilir" (En´am 160). Bir gün on misliyle kabul ediliyor."[108]
ـ3167 ـ5 -وعن عامر بن مسعود رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْغَنِيمَةُ الْبَارِدَةُ الصَّوْمُ فِي الشِّتَاءِ[. أخرجه الترمذي .
5. (3167)- Âmir İbnu Mes´ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Zahmetsiz ganimet kışta tutulan oruçtur."[109]