sumeyye
Thu 13 September 2012, 12:24 pm GMT +0200
Ortak Vakitli Namazlar: [117]
a) Cumhur’a göre, namazların ortak vaktinin bulunuşu, cem için sebep değildir.
b) İmamiye/Caferiye Mezhebine göre, öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazlarının müşterek vakti bulunmaktadır:
1) Öğle ile İkindinin Ortak Vakti: Öğlenin özel vakti zevalden sonra, ikindinin özel vakti gündüz sonunda kılacak kadarlık zaman geçince veya kalınca gerçekleşir. Bu ikisi arasındaki vakit, ortaktır ve bu ortak vakitte, öğle ile ikindi bir arada kılınabilir. Ancak, vakit sadece ikindiyi kılacak kadar darahrsa, önce ikindi, sonra öğle namazı kılınır.
2) Akşam ile Yatsının Ortak Vakti: Akşamın özel vakti, gurûbtan kılınacak kadar zaman geçince, yatsının özel vakti de gece yarısına yatsıyı kılacak kadar zaman kalınca gerçekleşir. Bu ikisi arasındaki vakit, ortaktır ve bu vakitte ikisi birlikte kılınabilir.
Bu bakış açısıyla Caferî Mezhebi, iki namazı birleştirmeyi sürekli bir şekilde tanımış olmaktadır.
İhtiyaç:
a) Cumhur’a göre, hadarda (mukimken) gerçek cem caiz leğildir, sûrî cem yapılabilir. [118]
San’ânî’nin belirttiğine göre, cem’u takdîm’de büyük bir güçlük vardır. Namazı bu şekilde kılanlar, onu âdeta vakti girmeden kılmış olurlar. Bu çeşit, takdim edilen namazlar mantık, meftıum, umûm veya husus delâletlerinden birine dayanmaz. [119]
b) Nevevî’nin Müslim şerhinde [120] belirttiğine göre, imamlardan bir grup, alışkanlık edinmemek kaydıyla hadarda cem’in cevazına izin vermiştir. İbn Şîrîn, Rebîa, Malikîlerden Eşheb, Hattâbî’nin belirttiğine göre şafiîlerden el-Kaffâlu’1-Kebîr, Ebu İshak el-Mervezî, bir grup hadisçi ve İbn Şubrume ile İbnu’l-Munzir bu görüştedir. [121]
Hanbelî Mezhebine göre de, hac sırasındaki cem’in sebebi, madem ki dua ve hutbe için vakit ayırmaktır, öyleyse her ihtiyaç durumunda cem meşru olur; ancak, bunu alışkanlık haline getirmemelidir[122]. Fakat hanbelî İbn Kudâme, yolculuk, yağmur, hastalık ve fırtına dışındaki sebeplerin cem için özür olmayacağını belirtir. [123]
San’ânî’nin belirttiğine göre, İbn Abbas’tan rivayet edilen cem’le ilgili hadis [124] bu konuda delil olamaz. Çünkü, takdim veya te’hîr türlerinden biri için belirli değildir. Sahabe ve tâbi’înden nakledilen eserler de delil olamaz; çünkü bu, içtihada açık bir konu değildir. [125]
c) Bazılarına göre, hadarda, sûrî cem yapılabilir. Kurtubî, bunu müstahsen (iyi; görüp tercih etmiş, malikî İbn Mâceşûn, hanefî Tahâvî ve İbn Seyyidinnâs da bu görüşü benimsemiştir. [126]
Bütün bu açıklamalardan ortaya çıkan sonuç şudur: Cem konusunda DM’in en genişi Hanbelî Mezhebidir, en darı ise Hanefî Mezhebidir. Bu ikisi arasında yer alan Malikî Mezhebi birincisine, Şafiî Mezhebi ikincisine yakındır. [127]
Mezheplerin sûrî veya gerçek cem konusundaki görüşleri, farz namazı vaktinde kılma hususunda bazı sıkıntılı ve zorlu durumlarla karşılaşan ve bu yüzden namazını vaktinde kılma imkânını kaybeden müslümanlar için zaman zaman uygulama imkânı verir. Sözgelimi ameliyattaki doktor, nöbetteki asker, bekçi ve polis, mesai saatindeki işçi ve memur, çok önemli bir toplantıdaki ilim adamı gibi çalışma ve nöbet saatleri iki namaz vaktini kaplayan müslümanlar, önce sûrî cem, sonra da gerçek cem imkânını gözönüne alarak namazlarını gönül huzuru içinde kılabilirler.
3- Cem’in Genel Şartları: [128]
Cem’i benimseyen görüşler, namazların bu şekilde kılınması için, yukarıda açıklanan özel şartlar yanında, bazı genel şartları da benimsemişlerdir
[117] Humeynî, age, s. 46-47; Şehhate, Fıkhu'l-îbâdât, s.21.
[118] San'ani, age, c. II, s. 451.
[119] San'ani, age, c. II, s. 452.
[120] c. II, s. 359.
[121] İbn Kudâme, age, c. II, s. 278; Begavi, Şerhu's-Sunne, c. IV, s. 199; Seyyid Sabık, age, c. I, s. 246.
[122] Şeltut-Sayis, age, s. 44.
İbn Teymiye'nin belirttiğine göre (İbn Teymiye, age, c. I-III, s. 246, 264-265, 272), hastalık ve yağmur dolayısıyla hadarda cem'in meşru kılınmasının illeti, sefer, değil ihtiyaç olduğu için, kısa yolculuklarda da cem yapılabilir. Cem, bir ruhsattır; yağmur, sefer, hac işlemi vb. ile kayıtlanamaz.
[123] İbn Kudâme, age, c. II, s. 278 .
[124] Müslim, no: 705; Ebu Davud, no: 1211; Timizi, no: 187; Nesai, c. II, s. 451. Sıddık Hasan Han (er-Ravdatu'n-Nediyye, c. I, s.74), bu hadisin suri cemden söz ettiğini belirtir.
[125] San'ani, age, c. II, s. 451.
[126] San'ani, age, c. II, s. 451.
[127] Şeltut-Sayis, age, s. 40.
[128] İbn Kudâme, age, c. II, s. 279-281; İbn Teymiye, age, c. I-III, a. 255, 257-258; Cezîrî, Fame, c. I, s. 487-488, 495.