sidretül münteha
Tue 25 January 2011, 03:30 pm GMT +0200
b- Öpmek:
Yiyecek ve içecekler dışındaki, orucu bozan şeylere gelince: Ulema, meninin çıkmasına yol açan Öpüşün de orucu bozduğunda müttefiktirler.
îmam Mâlik «Eğer Öpüşle mezi de çıksa oruç bozulur» demiştir. Oruçlu kimsenin öpüşü hükmünde de ihtilâf etmişlerdir. Kimisi «Caizdir», kimisi «Yaşlıya caizdir, gence mekruhtur» kimisi «Genç olsun yaşlı olsun, her oruçluya mekruhtur» demişlerdir.
«Caizdir» diyenler, Hz. Âişe ile Ürnmü Seleme'den «Peygamber (s.a.s) oruçlu iken öperdi» [26] diye rivayet olunan hadise dayanmışlardır.
«Mekruhtur» diyenler ise «Çünkü öpüş, kişiyi cimaa sürükleyebilir» demişlerdir.
Kimisi de Meymûne binti Sa'd'den «Peygamber (s.a.s)'e oruçlu iken karısını öpen kimsenin hükmü soruldu. Peygamber (s.a.s): «ikisinin de orucu bozulur» dedi» diye rivayet olunan hadise dayanarak şâzz bir görüşte bulunup «Öpüşle oruç bozulur» demiştir. Bu hadisi Tahâvî rivayet etmiş ve fakat: «Zayıftır» demiştir [27].
Yemeğe zorlanan veyahut unutarak yiyen kimsenin hükmü ise, orucu
bozan şeylere dair bahsimizde gelecektir. [28]
c- Kan Aldırmak:
Mantuk (hükmü belirtilmiş) olan mes'elelere gelince: Bunlar da oruçlu iken kan aldırmak ve kusmak mes'eleleridir. Kan aldırmanın hükmü hakkında üç görüş vardır.
Kimisi «Oruçlu iken kan aldırılmaz ve alındığı taktirde oruç bozulur» demiştir. îmam Ahmed, îmam Dâvûd, Evzâî ve îshak b. Râhûye bunu Benimser.
Kimisi «Kan aldırmak orucu bozmaz, fakat mekruhtur» demiştir. îmam Mâlik, îmam Şafii ve Süfyan Sevrî de buna kaildirler. îmam Ebû Hanife ile tabileri ise kan aldırmanın, orucu bozmadığı ve kerahete yol açmadığını benimser.
B u ihtilâfın sebebi, bu mevzuda varid olan iki hadis arasındaki çelişkidir. Biri «Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in:
«Kan alan ve aldıranın orucu bozulmaz» [29] buyurduğuna dair Sevban ve Râfi' b. Hadîc'in hadisleridir.
Biri de, Ikrime'nin îbn Abbas'ian «Peygamber (s.a.s), oruçlu iken kan aldırırdı» [30]diye rivayet ettiği hadistir.
Hadis uleması bu hadisin sıhhatinde müttefiktirler. Ulema da, bu iki hadisin yorumunda üç yola ayrılmışlardır ki biri tercih, biri telif, biri de, iki hadis arasında çelişme bulunduğu ve hangisinin hangisini neshettiği bilinmediği zaman ikisinin de hükmü ıskattır. Tercih yoluna gidenler Sevban'ın hadisini tercih etmişlerdir. Çünkü bu hadis hükmü isbat öteki ise nefyetmektedir. Hükmü isbat eden hadis ise, ulemanın çoğuna göre daha racih (üstün) dir. Zira herhangi bir hüküm, kendisi ile amel etmeği gerektiren bir yolla sabit olduğu zaman, kendisi ile amel etmemeyi gerektiren bir diğer yolla nefyedil-medikçe kalkamaz. Sevban'ın hadisi ile amel etmenin vücubu ise sabit olduğu halde îbn Abbas'ın hadisi ile nesholunup olunmadığı kesin olarak bilinemez.
Bu da, «Şek yakînin hükmü üzerinde müessir olamaz» diyenlerin görüşüne göredir. Bu iki hadisi te'lif yoluna gidenler ise, yasaklama hadisini kerahete, îbn Abbas'ın hadisini de, kan aldırmanın orucu bozmadığı mânâsına hamletmişlerdir. Her iki hadisin de hükmünü iskat yoluna gidenler ise, oruçlu kimsenin kan aldırmasının cevazını benimsemişlerdir. [31]
d: Kusmak
Oruçlunun kusmasına gelince: Cumhur, «Kendisini kusturan kimsenin orucu bozulur, kusmak zorunda kalanın orucu ise bozulmaz» demiştir[32]. Ancak Rabia ile Tavus b. Keysân bu ayırımı yapmamışlardır. Rabia, «îster kendisini kustursun, ister kusmak zorunda kalsın orucu bozulur», Tavus ise;
«Bu iki şahsın da orucu bozulmaz» demişlerdir.
Bu ihtilâfın sebebi; hem bu mevzuya dair olan hadislerin birbirleriyle çelişmesi, hem de bu hadislerin sıhhatinde ihtilâf etmeleridir. Zira bu mevzuda iki hadis varid olmuştur. Biri Ebû Derdâ'nın -Peygamber (s.a.s) kustuktan sonra orucunu bozdu- mealindeki hadisidir.
Mi'dan «Şam camiinde Sevban'ı gördüm ve kendisine: Ebû Derdâ ba-. na: Peygamber (s.a.s)'in kustuktan sonra orucunu bozduğunu söyledi dedim. Sevban: Evet, Ebâ Derdâ doğru söylemiştir. Rasûlullah (s.a.s)'ın eline ben su döktüm dedi» demiştir.
Tirmizî Sevban'm bu hadisine sahihtir diyor [33]. Diğer hadis de Tirmizî ile Ebû Davud'un rivayet ettikleri Ebû'Hüreyre'nin «Peygamber (s.a.s)
«Kusmak zorunda kalan oruçluya kaza lâzım gelmez. Fakat eğer oruçlu kendini kusturursa ona kaza lâzım gelir» [34]mealindeki hadisidir. Bu hadis mevkuf olarak ayrıca îbn Ömer'den de rivayet olunmuştur. Bu hadislerin ikisini de sahih bulmayanlar: «Ne şekilde olursa olsun kusmakla oruç bozulmaz» demişlerdir. Yalnız Sevban'ın hadisini sahih bulan ve onu Ebû Hürey-re'nin hadisine tercih edenler, «Ne şekilde olursa olsun kusmakla oruç bozulur» demişlerdir. «Sevban'm hadisi mücmel ve Ebû Hüreyre'nin hadisi müfesserdir. Mücmeli ise müfessere hamletmek gerekir» demek suretiyle ki hadisi te'lif eden cumhur ise, mecburi kusma ile keyfî kusmayı birbirinden ayırıp birincisinde kaza lâzım gelmediğini, ikincisinde lâzım geldiğim söylemiştir. [35]
[26] Buhârî, Savm, 30/23, no: 1927,24, no: 1928.
[27] Tahâvî, ŞerhuMeâni'l-Âsâr, 2/88-89.
[28] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/33.
[29] Ebû Dâvûd, Savm, 8/28, no: 2367; Tirmizî, Savm, 59, no: 771.
[30] Buhârî, Savm, 30/32, no: 1938-1939.
[31] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/33-34.
[32] Hanefi mezhebine göre, kendisini kusturan kimsenin kusmuğu ağız dolusu olursa oruç bozulur.
[33] Tirmizî, Taharet, 64, no: 87.
[34] Tirmizî, Savm, 25, no: 716; Ebû Dâvûd, Savm, 8/32, no: 2380.
[35] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/34-35.