hafiza aise
Sun 14 August 2011, 04:36 pm GMT +0200
ÖNSÖZ
Hamd, Allah'a... O'na hamdeder* O'ndan yardım ve bağışlanma dileriz. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerimizden Allah'a sığınırız. Allah'ın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka tanrı yoktur ve O'nun hiçbir ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a.) O'nun kulu ve rasûlüdür.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.) peygamberlerin sonuncusu, ra-sullerin önderi ve Allah'ın bütün insanlara karşı hüccetidir. Allah Teâlâ, onu en mükemmel bir din ve dosdoğru bir yolla göndermiş ve kıyamete kadar bütün insanlara peygamber kılmıştır.
Allah, onunla eğri yolu doğrulttu; onun getirdiği hidayetle kör gözleri, sağır kulakları ve paslanmış kalpleri açtı. Onunla, yolunu şaşırmış insanlığı en doğru, en berrak ve en güzel yola iletti.
Allah Teâlâ, kullara, ona itaati, ona saygı ve sevgiyi, onun hareket tarzını takip etmeyi ve sünnetine uymayı farz kıldı. İzzet, kuvvet, zafer, hükümranlık ve yeryüzünde otorite kurmayı, onun hidayetine uyanlara ve onun adımlarını takip edenlere; zillet, küçüklük, perişanlık, bedbahtlık, zayıflık ve aşağılığı da ona karşı gelip isyan edenlere verdi.
Allah Teâlâ'ya nasıl ibadet edileceğini bilmek ve O'nun dünya ve ahi-rette kulların iyi halde olmaları için indirdiği dinle amel etmenin gerçekleşmesi, ancak Allah Rasûlü'nün (s.a.) kendisine gelen ilk vahiyden Allah Teâlâ'nın bu dini tamama erdirinceye kadar geçen süre içinde Allah'ın şeriatını pratik olarak açıklayış tarzını ve onun tutumlarını bilmeye bağlıdır.
Hadis, meğâzi, tarih ve şemail kitapları Hz. Peygamber'in (s.a.) çocukluk çağından Allah'ın onu kendi yanına tercih edip almasına kadar geçen sürede —özellikle peygamberlik görevini sürdürdüğü dönemde— söylediği sözleri, yaptığı fiilleri ve onun şahsi özelliklerini toplamış; onun küçük-büyük demeden hiçbir işini ve hiçbir durumunu bırakmaksızın derleyip toplamıştır. Öyle ki, bu kitaplarda Hz. Peygamber'in (s.a.) oturup kalkmasını, uyuyup uyanmasını, gülme ve tebessüm tarzım, gece ve gündüz yaptığı ibadetlerini, nasıl banyo yaptığını, nasıl yiyip içtiğini, ne giydiğini, insanlarla karşılaştığında onlara nasıl davrandığını, hangi renkleri sevdiğini, dış görünümünün ve vücut yapısının nasıl olduğunu ve ne gibi huylara sahip olduğunu bulmak mümkündür.
Tarih, peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.)'in hayatının ayrıntılarından sözettiği kadar, dünyada yaşamış hiçbir büyük kişinin hayatından bahsetmemiştir dersek, gerçeği söylemiş oluruz.
Bu konudaki en geniş kitaplardan biri, feyizli kalem, geniş bilgi ve doğru görüş sahibi, İslâm ilimlerinin gerek usul, gerekse furuunun büyüğünde-küçüğünde derin bilgisi bulunan İmam Şemsuddin Ebu Abdil-lah Muhammed b. Ebi Bekr b. Eyyûb b. Sa'd ez-Zer'î ed-Dımeşkî'nin Zâdu'l-Meâd Fî Hedyi Hayri'l-îböd adlı eseridir.
İbn Kayyım, bu kitabında Hz. Peygamber'in (s.a.) genel ve özel işlerindeki tutumlarını bir araya getirdi. O'nun, her müslümanm bilmesi ve araştırması gereken tavırlarından, karşılaştığı olaylardan ve ele aldığı işlerden ayrıntılı bir şekilde sözetti. Merhum bütün eserlerinde güzellik ve sağlamlık bakımından bir tek stilde ve konuyu, kendisinden sonra gelen bir araştırıcıya söyleyecek herhangi bir şey bırakmayacak kadar çepeçevre bütün boyutlarıyla kuşatarak ele alır.
İbn Kayyim'in eserlerini dikkat ve titizlikle okuyan herkes, merhumun gerek ezber, gerekse anlayış yönünden kendisinden önce yahut sonra yaşamış pek çok âlimde benzerini göremeyeceğimiz ölçüde Kur'art ve sünnet ilimlerini şahsında toplamış; selefin sözlerini, mezheplerin söz ve görüşlerini ihata etmiş bir âlim olduğunu hakkıyla anlar.
İbn Kayyım el-Cevziyye, Hz. Peygamber'den (s.a.) sağlam jyolla gelen hadislere son derece önem veren, onları alıp gerekleriyle amel etmeye ve bunlar dışında kalanları bırakmaya çok özen gösteren ve aynı zamanda hadislere muhalefet eden yahut onları olmayacak şekilde yorumlayan kim olursa olsun onun sözüne değer vermeyen bir âlimdi. Her ne kadar üstadı Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin (r.h.) yolunda yürümüş ve onun pek çok ferfilî ictihadlarını kabul etmişse de üstadına göre muhaliflere karşı daha yumuşak, daha mutedildir.
Müellifin, bu kıymetli eseri yolculuk esnasında yazmış olması, gerçekten hayreti mucibdir. Daha da şaşırtıcı olan yanı, bu eserde yer alan binlerce kavlî ve fiilî sünnet ve hadis, sahabe sözleri ve sair rivayetlerin kaynağı olan hiçbir eserin onun yanında bulunmamasıdır. Oysa bu rivayetler, Sahih, Sünen, Müsned, Mu'cem ve Siyer adlarını taşıyan eserlerde yer almaktadır. Bu durum, İbn Kayyim'in hadisleri mfzetmedeki maharet ve derecesini gösterir. O'nun, Ahmed b. Hanbeî'in otuz binin üstünde hadisi ihtiva eden Müsned'ım ezbere bildiğini de ilâve etmeliyiz. [1]
[1] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 1/13-15.