hafiza aise
Thu 26 April 2012, 02:26 pm GMT +0200
Onlar öndeler öncüler…
Mayıs 2007 20.SAYI
Bedir Muharebesi’nde, Allah Rasulü (s.a.v) düşmanın tam karşısında yer alan ashabını savaş düzenine uygun hale getirmeye çalışırken, saftan dışarıda kalan Sevad b. Gaziyye isimli sahabinin karnına eli ile dokunarak hizaya gelmesini söyler. Efendimiz’in (s.a.v) isteğini uygulayan sahabi, “Ya Rasulallah, canımı acıttın. Allah Teala seni hak ve adalet ile göndermiştir. Hakkımı isterim” der.
Birazdan savaş başlayacaktır. Canların verilmesine an kala, “Hafif bir dokunuşun sözü bile edilmez” diye düşünmeyen Efendimiz (s.a.v) kendi karnına işaret ederek “Haydi hakkını al” der. Herkes Sevad’ın hakkını almak için Efendimiz’in karnına vurmasını beklerken o, Efendimiz’in mübarek karnına yüz sürer. O esnada da biraz sonra başlayacak olan savaştan önce Efendimiz’le vedalaşmak için böyle yaptığını dile getirir. Efendimiz de ona hayır dua eder. (İbni Hişam) Sahabi efendilerimiz İslam’ın muzaffer kılınması için yılmadan yıkılmadan direndiler. Efendimiz’i canlarından, anne, baba ve evlatlarından çok daha fazla sevdiler. İman yolunda daima önde ve öncü oldular.
Peygamberimiz’in (s.a.v) tevekkülü
Fahri kainat Efendimiz’in (s.a.v) Mevlası’na olan sonsuz teslimiyeti, dualarına da belirgin bir şekilde nakşedilmiştir. “Rabbim; Sana teslim oldum, Sana inandım, Sana güvendim; yüzümü, gönlümü Sana çevirdim, Senin yardımınla düşmanlara karşı mücadele ettim, kitabın ile hükmettim… Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve Senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle.” (Buhari, Teheccüd; Müslim, Müsafirin 199)
Tövbe ile Rabbi’ne yönel
Ey oğul; bir kötülük işlediğin zaman Rabbi’ne dön ve tövbe et. O, kendine döndüğün için seni ayıplamaz. İşlediğin günahın cezasını vermekte acele etmez. Yaptığın suçu başkalarına bildirmez. Seni tövbe etmeye de zorlamaz. Niçin günah işlediğin hakkında seninle münakaşa etmez. (Hz. Ali k.v)
Baki olan saltanat kelime-i tevhid’in getirdiği güzellik
Hazreti Süleyman’ın (a.s) cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları bir araya toplanıyor ve onun tarafından düzenli olarak sevk ediliyordu. Karınca vadisine geldikleri zaman ordu, karıncalara yuvalarına girmelerini aksi halde çiğnenme tehlikesi altında kalacaklarını, Hz. Süleyman’ın saltanatının çok kudretli olduğunu belirtir. Hz. Süleyman (a.s) bu sözleri duyunca “Benim saltanatım geçici ve dünyevi hayatımla sınırlı. Kelime-i Tevhid’in saltanatı ve saadeti ise ebedidir” buyurur.
İyilik yapan ile kötülük yapanı bir tutma
Sana iyiliği dokunan kişiyi duanda unutma. İyiliği unutan dost değil düşmandır. Dostunun hatasına göz yummayan yalnız kalır. Dost; gözün gibi olan insandır. İyi arkadaş hayatın süsü, sıkıntılarda sana yardımcıdır. Arkadaşlık görüşmekle devam eder. (İ. Hakkı, Marifetname)
Sözüne sadık olmayan öbür alemde aciz olur
Müberra dinimiz, verilen sözlere sadık kalmayıp sözden dönmeyi münafıklık alameti olarak değerlendirir. (Buhari, İman 1,14) Allah Teala şöyle buyurur: “Allah ve insanlar arasında verdiğiniz sözü ve yaptığınız bağlantıları (anlaşmaları) yerine getirin.” (Maide,1) Yaptığı anlaşmadan ya da verdiği sözden dönen kişi için kıyamet gününde bir bayrağın açılacağını ve o bayrağın “Sözünden dönen filan kişiye aittir” diye ilan edileceğini, böylece o kimsenin insanlar karşında aciz duruma düşeceğini Efendimiz (s.a.v) haber verir. (Buhari, Cizye, 22, C. 4/72)
En güzel namaz duası uzun olandır
Ebu Zer (r.a) şöyle anlatır: “Mescide girdim. Peygamber (s.a.v) tek başına oturuyordu. Yanına oturdum. ‘Mescitlere selam verilir. Bu selam, iki rekat namaz kılmaktır. Haydi kalk ve kıl’ dedi. Kalktım, namaz kıldım. Sonra tekrar yerime oturdum. Namaz nedir diye sordum. Efendimiz (s.a.v), ‘Az veya çok olsun, yapılan en hayırlı farzdır’ dedi. En güzel namazın hangisi olduğunu sordum. ‘Duası en uzun olandır’ cevabını verdi.” (Ebu Nuaym-İbnü’l Cevzi, Allah Dostları)
Efser BERİN