- Önce tebessüm vardı

Adsense kodları


Önce tebessüm vardı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Wed 26 May 2010, 10:20 am GMT +0200
Önce Tebessüm Vardı

BİR İNSAN YÜZÜNÜN dile getirebileceği ifadeler arasında, tebessümün ayrı bir yeri vardır Yüzün düzenlenişinde ve insanın yaratılış ve yaşayışında, diğer bütün ifadelerden farklı olarak, tebessüme açık bir ayrıcalık tanınmıştır Ve bu ayrıcalık, insanın dünyaya geldiği andan itibaren kendisini belli etmektedir


Bir bebek, doğumundan sonraki birkaç saat içinde, görünürde herhangi bir neden olmaksızın, güler Bu süre yarım saate kadar kısalabilir; on iki saati bulduğu ise pek seyrektir Bebek güler Bu, meme emmekten daha da zahmetsizce ve “ustalıkla” yaptığı bir iştir Ve besbelli, başka bir âlemden, anne ile babaya getirdiği bir armağandır bu gülücük Bebek güler Anne ona bakar, güler Baba ona bakar, güler Ablalar, teyzeler, halalar, dayılar, amcalar, ağabeyler, nineler, dedeler ona bakar, güler İlk saatlerde, bir gülücük, ebedî bir bağ kurar bu yabancı varlıkla yeni geldiği dünya arasında


Aradan beş altı hafta geçtikten sonra, bebeğin gülücükte uzmanlaşma zamanı da gelmiş demektir En fazla birkaç ay içinde, bebek, sosyal tebessümü de öğrenir Artık insanlara bilerek, seçerek ve yüzlerine gözünü dikerek gülümsemektedir bebek Çoğu zaman, ses ve fiziksel temas da bu gülücüğe arkadaşlık eder ve onu karşı konulmaz hale getirir


Hayatımızın ilk saatlerinden itibaren bizimle beraber olan tebessümle o kadar iç içeyizdir ki, buna otomatik olarak cevap veririz Yüzümüze gülen birisi, bazan biz farkında olmadan, yüzümüzden bu tebessümün cevabını alıverir Hattâ, çoğu zaman, gülenin bir “kişi” olması da gerekmez Mütebessim bir resme bakarken, bizim yüzümüzde de kendiliğinden bir tebessüm beliriverir Ve hiç kuşkusuz, bütün yüz ifadeleri içinde hergün en fazla kullandığımız yüz ifadesidir tebessüm


Yüz ifadesini okuma mesafesi açısından da tebessümün yine bir ayrıcalığı vardır Uzaklaştıkça, insanların yüzünü okumakta güçlük çekmeye başlarız 50 metre mesafeden baktığımız zaman bir insan yüzünde seçebildiğimiz iki ifade vardır: hayret ve tebessüm Bir o kadar daha uzaklaşacak olsak, 100 metre uzakta sadece tebessüm kalır Bir insanı ancak tanıyabileceğimiz bir uzaklıktan, onun tebessümünü de tanıyabiliyoruz Bu da bizi hayatın en temel gerçeklerinden biriyle karşı karşıya getiriyor:


Bir yüz ifadesinin vücuda gelmesi nasıl tesadüfe bırakılamayacak kadar ayrıntılı bir düzenlemenin sonucuysa, yüz ifadeleri içinde tebessüme tanınan ayrıcalık da, aynı ölçüde, tesadüf olasılığını bütünüyle reddedecek bir düzeydedir Buna bakarak, insanın güldürülmek istendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz Gerçi hayatta üzüntü de, korku da, olumlu veya olumsuz başka duygular da vardır Fakat bütün bu duygular arasında, hayata asıl rengini veren duyguların sevinç, mutluluk ve sevgiden başka birşey olamayacağı aşikârdır Çünkü bunların evrensel ifadesi olan tebessüm, hepimizin hayatına, silinip atılması imkânsız bir mühür gibi basılmıştır


Ne var ki, insan, kendi eliyle başına açtığı dertler yüzünden, hayatın bu en esaslı ve en tatlı gerçeğiyle arasındaki bağları gün geçtikçe daha da zaafa uğratıyor “Bugünün çocuklarının pek çok sosyal kötülüklere doğru dolu dizgin gittiğinden endişeliyim,” diyor Brezilyalı davranış bilimcisi Silvia Cardoso“Çünkü oyun ve eğlence zamanlarında öylesine yalnızlar ve gülmek için sahip oldukları o kadar çok şansı kaybediyorlar ki Onlar birbirlerine bakıp gülecekleri yerde gözlerini bilgisayar ekranlarına dikiyorlar Bu ise onların doğalarına bütünüyle aykırı”


Çocuklar bilgisayar ekranına bakarken, büyükler de televizyon ekranlarına kilitlenmiş durumda İnsanlar gülmeyi unutmadılar çok şükür; ama güldüklerinde, çoğu zaman ekrandakilere gülüyorlar


Oysa onlar, birbirlerinin yüzüne bakmak, birbirlerinin yüzündekini okumak ve birbirlerine gülmek için yaratılmışlardı


Ümit Şimşek