- On Yedinci Söz İkinci Levha

Adsense kodları


On Yedinci Söz İkinci Levha

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
aysegul999
Sat 23 May 2015, 08:33 pm GMT +0200
İkinci Levha


Ehl-i hidayet ve huzurun hakikat-i dünyalarına işaret eder levhadır.

Demâ gaflet zevâl buldu, .... Ve nur-u Hak ayan gördüm.

Vücut burhan-ı Zât oldu, .... Hayat, mir'ât-ı Haktır, gör.

Akıl miftah-ı kenz oldu, .... Fenâ, bâb-ı bekàdır, gör.

Kemâlin lem'ası söndü, .... Fakat şems-i cemâl var, gör.

Zevâl ayn-ı visal oldu, .... Elem ayn-ı lezzettir, gör.

Ömür nefs-i amel oldu, .... Ebed ayn-ı ömürdür, gör.

Zalâm zarf-ı ziya oldu, .... Bu mevtte hak hayat var, gör.

Bütün eşya enîs oldu, .... Bütün asvat zikirdir, gör.

Bütün zerrat-ı mevcudat.... Birer zâkir, müsebbih gör.

Fakrı kenz-i gınâ buldum, .... Aczde tam kuvvet var, gör.

Eğer Allah'ı buldunsa...... Bütün eşya senindir, gör.

Eğer Mâlik-i Mülke memlûk isen.... Onun mülkü senindir, gör.

Eğer hodbin ve kendi nefsine mâliksen... Bilâ-addin belâdır, gör,

Bilâ-haddin azaptır, tad, .... Bilâ gayet ağırdır, gör.

Eğer hakikî abd-i hüdâbin isen, .... Hudutsuz bir safâdır, gör,

Hesapsız bir sevap var, tad, .... Nihayetsiz saadet gör.

Yirmi beş sene evvel Ramazan'da, ikindiden sonra Şeyh Geylânî'nin (k.s.) Esmâ-i Hüsnâ manzumesini okudum. Bana bir arzu geldi ki, Esmâ-i Hüsnâ ile bir münacat yazayım. Fakat o vakit bu kadar yazıldı. O kudsî üstadımın mübarek Münâcât-ı Esmâiyesine bir nazire yapmak istedim. Heyhat! Nazma istidadım yok. Yapamadım, noksan kaldı. Bu münacat, Otuz Üçüncü Sözün Otuz Üçüncü Mektubu olan Pencereler Risalesine ilhak edilmişti. Makam münasebetiyle buraya alındı.

هُوَ الْبَاقِى
حَكِيمُ الْقَضَايَا نَحْنُ فِى قَبْضِ حُكْمِهِ ... هُوَ الْحَكَمُ الْعَدْلُ لَهُ اْلاَرْضُ وَالسَّمَۤاءُ
عَلِيمُ الْخَفَايَا وَالْغُيُوبُ فِى مُلْكِهِ .... هُوَ الْقَادِرُ الْقَيُّومُ لَهُ الْعَرْشُ وَالثَّرَۤاءُ
لَطِيفُ الْمَزَايَا وَالنُّقُوشِ فِى صُنْعِهِ.... هُوَ الْفاَطِرُ الْوَدُودُ لَهُ الْحُسْنُ وَالْبَهَۤاءُ
جَلِيلُ الْمَرَايَا وَالشُّؤُونُ فِى خَلْقِهِ.... هُوَ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ لَهُ الْعِزُّ وَالْكِبْرِيَۤاءُ
بَدِيعُ الْبَرَايَا نَحْنُ مِنْ نَقْشِ صُنْعِهِ.... هُوَ الدَّۤائِمُ الْبَا قِى لَهُ الْمُلْكُ وَالْبَقَۤاءُ
كَرِيمُ الْعَطَايَا نَحْنُ مِنْ رَكْبِ ضَيْفِهِ.... هُوَ الرَّزَّاقُ الْكَافِى لَهُ الْحَمْدُ وَالثَّنَۤاءُ
جَمِيلُ الْهَدَايَا نَحْنُ مِنْ نَسْجِ عِلْمِهِ.... هُوَ الْخَالِقُ الْوَافِى لَهُ الْجُودُ وَالْعَطَۤاءُ 1



Dipnot-1
ODUR BÂKÎ.O, hükmünü hikmetle icrâ eden Hakîmdir; biz de Onun hükmünün elindeyiz. Hakem olan O, Adl olan O; arz ve semâ Onundur. Mülkünde gizli olanı, gaip olanı O hakkıyla bilir. Kàdir olan O, Kayyûm olan O; Arş da, yer de Onundur. San'atının nakışlarında ve vasıflarında görünen Onun lûtfudur. Fâtır Odur, Vedûd O; mahlûkattaki bütün hüsün ve güzellikler Onundur. Mevcudat aynalarında ve mahlûkatının keyfiyâtında tezahür eden Onun celâlidir. Melik Odur, Kuddûs O; izzet ve kibriyâ da Ona aittir. Mahlûkatını acaib-i san'at içinde icad eden Odur; biz de Onun san'atının nakışlarıyız. Dâim Odur, Bâkî O; mülk ve bekà Onundur. O atâsında pek kerîmdir; biz de Onun misafir kàfilelerindeniz. Rezzâk Odur, her hâcete Kâfi O; hamd ve senâ Ona mahsustur. Rahmet hediyelerinde görünen Onun cemâlidir. Biz de Onun ilminin mensucatındanız. Hâlık Odur, Vâfî O; cûd ve atâ Onundur.


سَمِيعُ الشَّكَايَا وَالدُّعَۤاءِ لِخَلْقِهِ.... هُوَ الرَّاحِمُ الشَّافِى لَهُ الشُّكْر ُوَالثَّنَۤاءُ
غَفُورُ الْخَطَايَا وَالذُّنُوبُ لِعَبْدِهِ.... هُوَ الْغَفَّارُ الرَّحِيمُ لَهُ الْعَفْوُ وَالرِّضَۤاءُ 1


Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:

Fâniyim, fâni olanı istemem.

Âcizim, âciz olanı istemem.

Ruhumu Rahmân'a teslim eyledim; gayr istemem.

İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim.

Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim.

Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen isterim.

Dipnot-1
Mahlûkatının şikâyet ve duâlarını işiten Odur. Merhamet eden O, şifâ veren O; şükür ve senâ Ona mahsustur. Kullarının hatâ ve günahlarını bağışlayan da Odur. Gaffâr Odur, Rahîm O; af da, rızâ da Ondandır.