Hadice
Tue 15 February 2011, 01:47 pm GMT +0200
ON BEŞİNCİ MİSAL:
Başta Tirmizî ve İmam-ı Beyhakî gibi muhakkikler, Hazret-i Ebu Hüreyre'den nakl-i sahihle beraber haber veriyorlar ki:
Ebu Hüreyre demiş ki: Bir gazvede (başka bir rivayette, gazve-i Tebük'te), ordu aç kaldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti:

12

Ben aldım, elimi o heybeye soktum. Evvel getirdiğim kadar elime geçti. Sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hayatında, Ebu Bekir ve Ömer ve Osman hayatında o hurmalardan yedim. (Başka bir tarikte rivayet edilmiş ki: O hurmalardan kaç yük, fî sebilillâh sarf ettim.
On Dokuzuncu Mektup - s.404
Sonra Hazret-i Osman'ın katlinde o hurma, kabıyla nehb ve garat edildi, gitti.)
İşte, hoca-i kâinat olan Fahr-i Âlem Aleyhissalâtü Vesselâmın kudsî medresesi ve tekkesi olan suffenin demirbaş bir mühim talebesi ve müridi ve kuvve-i hafızanın ziyadesi için dua-yı Nebeviyeye mazhar olan Hazret-i Ebu Hüreyre, gazve-i Tebük gibi bir mecma-ı nâsta vukuunu haber verdiği şu mucize-i bereket, mânen bir ordu sözü kadar kat'î ve kuvvetli olmak gerektir.
12 "Getirdiğin şeyi al götür. Onu tut muhafaza et ve boşaltma." Tirmizî, Menâkıb: 47, no. 3839; Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve: 6:110 (muhtelif tariklerle); Müsned, 2:352; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:295; es-Sâ'âtî, el-Fethü'r-Rabbânî, 22:56; Tebrîzî, Mişkâtü'l-Mesâbîh, 3:191 no. 5933.