sidretül münteha
Tue 21 December 2010, 08:11 pm GMT +0200
(307) Ölüyü Gıybet Etmek
737— Ebü Hüreyre'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Mâiz ibni Malik El-Eslemî (işlediği zina günahını ikrar ederek) dördüncü defa gelince, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu recmetmişti, (ona taşla Öldürülme cezasını uygulamıştı). Sonra Resûlüllah (Sav) beraberinde ashabdan bir toplulukla ona (kabrine) uğradı. Bunlardan bir adam şöyle dedi:
«— Şu ahmak (adam), defalarca Peygamber (Salv) e geldi. Peygamber her gelişini reddediyordu. Nihayet kelb öldürüldüğü gibi öldürüldü.» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bunların sözüne karşı sükût etti. Nihayet bir eşek iaşesine tesadüf etti ki, ayağı yukarı kalkmıştı. Peygamber şöyle buyurdu:
«— Bundan yiyin!» Onlar dediler ki, himar İaşesinden? Ey Allah'ın Resulü! Hz. Peygamber buyurdu:
— Az önce kardeşinize hakaretten kazandığınız (günah) daha çoktur. Muhammed'kı nefsi kudret elinde olana yemin ederim ki, o (Mâiz), Cennet nehirlerinden bir nehir e dalıp duruyor.»[195]
Rivayet edildiğine göre Mâiz İbni Malik, bir cariye ile zina etmiş ve bundan pişmanlık duymuştu. Dünyada cezasını çekmek ve Allah'ın mağfiretini dilemek üzere Peygamber (Sav)"in huzuruna varıp günahını itiraf ettikten sonra : Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın hükmü ne ise ,onu bana uygula, demişti ve Peygamber onu geri çevirmişti. Nihayet dördüncü defa gelip itirafını tekrarlayınca onun recmedilmesİne hüküm vererek öldürülmüştü. Cenaze namazının kılınıp kılınmadığı üzerinde ihtilâf varsa da, kılınmış olduğu rivayeti daha kuvvetlidir.
Bu ve bundan başka recim olaylarının Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tarafından bizzat uygulanması, zina cezasını tespit etmektedir. Evli dlanlar hakkında uygulanan zina suçu böylece idamı gerektirmektedir. Ancak suçun ya müteaddit zamanlarda müteaddit ikrarlarla veya dört erkek şahidin bizzat hâdiseyi aynı zamanda ve aynı halde görerek şahitlik etmeleriyle sabit görülmesi şarttır. Bu husustaki geniş manada tafsilât fıkıh kitaplarında mevcuttur. Bekârlar hakkında sabit olan zina suçunun cezası da yüz kırbaçtır.
Hadîs-i şeriften anlıyoruz ki, ne kadar ağır suç işlemiş olursa olsun, bir mü'minin öldükten sonra da gıybetini yapmak helâl olmaz. Bunun için mü'minler, Ölmüş bulunan din kardeşleri aleyhinde kötü söylemez ve onlara hakarette bulunmazlar. Hususiyle Mâiz gibi tevbe edenler aleyhinde söz söylemenin büyük vebali vardır. Mâiz'in tevbesi hakkında Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«Öyle bir tevbe etmiştir ki, eğer ümmetimden bir taife böyle tevbe etse, ümmetime yeterdi.»
Ayrıca Mâiz 'in Cennetlik olduğuna dair hadîs-i şerîf de rivayet edilmiştir. Çünkü gerçek bir tevbe etmiş ve cezasını dünyada çekmişti.[196]
(308) Babası Yanındaki Çocuğun Başını Okşayan Ve Ona Bereketle Dua Eden
738— Ubâde demiştir ki, babam Velîd ile çıktık. Ben genç bir çocuktum. Bir ihtiyara rasladık; üzerinde bir hırka ve bir Meafirî (Yemen dokuması kumaş) elbise vardı. Kölesinin de üzerinde (aynen) bir hırka ve bir Meafirî vardı. Dedim ki:
— Ey Amca! Neden kölene bu Meafirî'yi verip de, ondan hırkayı almıyorsun da, sen de (aynı cinsten) iki hırkaya sahip olmuyorsun, kölenin üzerinde de (iki) Meafîr olmuyor? Adam babama dönüp şöyle dedi:
— Bu, oğlun mu? Babam :
— Evet, dedi. Ubade dedi ki, adam sonra başımı okşadı ve:
— Allah sana bereket versin. Peygamber(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu işittiğime şahitlik ederim:
«— Onlara (hizmetçi ve kölelere), yediğinizden yedirin ve giydiğinizden giydiriniz.»
Ey kardeşimin oğlu! Dünya malının gitmesi, âhiret sevabından azalmasından bana daha sevgilidir. Dedim ki:
— Babacığım! Bu adam kimdir? Babam:
— Ebû'l-Yeser, Kâb ibni Amr'dır, dedi.[197]
Bu hadîs-i şerif iki konuya temas etmektedir :
1— Olgun kimselere yaraşan; küçükleri okşayıp onlara güze! öğüt vermek ve onlara hayırla, bereketle dua etmektir.
2— Köle ve hizmetçilere hakaretle bakmayıp onlara sahip bulunanların yeme ve giymede adaleti gözetmeleri, üzerlerine düşen bir haktır. Hizmetçiye efendisi yediğinden yedirir, giyindiği cins kumaştan giydirir. Hİç bir düzende olmayan bu adalet İslâm'da vardır. Bunu uygulamayanlar muhakkak ki, dünya ve âhirette cezasını çekeceklerdir. Birinci cild 187 sayılı hadîs-i şerife ve açıklanmasına bakılsın.[198]
[195] Ebû Davud: Kitabu'l-Hudud, C. II, s. 459, 1952/Mısir bsk. Fadlu'llah: C. U, s. 202-203. El-İsdbe: C. III, s. 317, sayı: 7589. El-İstidb: C. II, s. 418.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/90-91.
[196] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/91.
[197] Müslim: (53) Kitabu'z-Zühd, Hadîs: 74. Fadlu'llah: C. I, s. 204.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/92-93.
[198] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/93.