Hadice
Sat 20 November 2010, 12:58 am GMT +0200
Ölüm Kokusu...
İnsan her zaman doğal olarak ölüm korkusunu hissedebilir.
Bu,insanın o an yaşadığı olaylara ve ruhsal durumuna
göre değişiklik gösterebilir.
Gördüğümüz bir olaydan etkilenip ölümü hatırlayabiliyoruz
veya hiçbir sebep yokken gece yatağımızda da
ölümü düşündüğümüz olur.
Tabi bu düşüncelere kapılan bir insan ölüm için iki olguyu düşünür;
ölüm şekli ve zamanı.
Zaman olarak çoğunluk ihtiyarlık evresinde ölebileceğini düşünür.
Ölüm şekli ise insanların çevreden etkileşimleri sonucu bilinçaltlarında
oluşan düşünceye göre şekillenebiliyor.
Bir kaza sonucu ölebileceğini de düşünen oluyor,normal bir ölüm halini düşünen de çıkabiliyor.
Bütün bunlar doğal bir ölüm senaryosu olarak algılanabilir.
Doğal olmayan ölümlerin-öldürülmelerin artmasıyla insanların
ölüme bakışlarıda bir değişim göstermiştir.
İnsanlardaki ölüm şekli ve zaman merakı "ansız bir ölümün"
korkusu olmuş artık.
Korkudan öte artık insanların üzerine bir "ölüm kokusu" sinmiş.
Nereye giderlerse,ne iş yaparlarsa o ölüm kokusu onlarla birlikte olacak!
Kaliteli bir parfümün uzun süren etkisi gibi,ölüm kokusu da uzun süre etkisini gösterecek niteliktedir.
İnsanın ruhuna yapışmış bu kokudan kurtulmanın,o kişinin kişisel gayretleriyle olmayacağı da bir gerçektir.
Bu noktada Toplumun çoğunluk tarafının irade gösterip göstermesi beklenir.Bu sayede aşılabilecek bir sorun haline gelir yaşanılanlar.
Bunu yaparken yine muhtemelen karşılarına bu kokuyu hazırlayan vampirler çıkacaktır.
Toplum olarak bu ölüm tacirlerine şunu dememiz lazım:
Yaşam sınavını bitirip kalemi (ruhumuzu) bırakıyoruz!
Biz iyi bir sınavı geride bırakıp öylece veda ediyoruz.
Ya siz hangi cüretle veda edeceksiniz dünyaya?
ALINTI