- Öğle-İkindi Namazlarında Kıraatin Mikdarı

Adsense kodları


Öğle-İkindi Namazlarında Kıraatin Mikdarı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Wed 4 January 2012, 06:18 pm GMT +0200
126-127 Öğle-İkindi Namazlarında Kıraatin Mikdarı

 

805. ...Câbir b. Semure'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.) öğle ve ikindi (namazlarında): surelerini ve bunlar kadar olan diğer sûreleri okurdu.[350]

 
Açıklama
 

Bu hadis-i şerif, Resûl-i Zişân Efendimiz'in öğle ve İkindi namazlannda Tarık süresiyle Bürûc sûrelerini veyahutta bunlara denk uzunlukta olan evsat-i mufassal denilen surelerden birini okuduğu­nu beyân etmektedir. Biz 786 numaralı hadisin açıklamasında, sûrelerin uzunluk bakımından kısımlarını beyân etmiştik. Bilindiği gibi cemaate ağır gelmeyeceği bilinirse, imamın kıraati uzatması Hanefî mezhebine göre sün­nettir. Ağır geleceğini bildiği halde uzatması ise, mekruhtur. Diğer mezheb imamlarına göre de bazı şartların bulunması halinde durum böyledir. An­cak Hanefi ulemâsına göre, sabah ve öğle namazlarında Hücûrât'tan Bürûca kadar olan ve Tivâl-ı Mufassal denen sûreleri, ikindi ile yatsı namazlarında Bürûc'da Beyyine'ye kadar olan ve Evsat-i Mufassal denen sûreleri,akşam namazında da Beyyine'den Nâsâ kadar olan sûreleri okumak sünnettir. Ce­maatin durumuna göre daha uzun veya daha kısa okumak caizdir. Nitekim Resûl-i Ekrem'in bazı değişik uygulamaları bunun caiz olduğunu göstermek içindir. Bu mevzudaki diğer mezhep imamlarının görüşünü 794 no'lu hadis-i şerifin açıklama kısmında yazdığımız için burada tekrara lüzum görmüyoruz.[351]

 

806. ...Câbir b. Semure demiştir ki: Resûlülallah (s.a.) güneş (tam tepe noktasından batıya doğru birazcık) kaydımı öğleyi kılardı ve aşağı yukarı Leyi suresi uzunluğunda bir sûre okurdu. İkindiyi de Öyle kıldırırdı. Ancak sabah namazını uzatırdı.[352]

 

Açıklama
 

Bu hadis-i şerifte namazının güneşin tam tepe noktasından  biraz batıya meyletmesiyle giren ilk vaktinde, vakit geçirilmeden kılınmasının lüzumunu ifâde etmektedir.Müslim'in bu mevzudaki rivayeti ise şöyledir: "Peygamber (s.a.) öğle namazım güneş meylettiği zaman kılardı." Hadis-i şeriften Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimizin öğleyi ve ikindiyi va­kit girer girmez, hiç beklemeden ve Leyi suresi gibi orta uzunlukta (Evsat-i Mufassal denilen) sûrelerden biriyle kıldırdığı anlaşılmaktadır.

Bu mevzudaki Hanefî Mezhebinin görüşü Hidâye isimli eserde şöyle özet­lenmektedir: Hazarda sabah namazının iki rekâtında Fatiha'dan sonra kırk yahut elli âyet kadar okunur. Kırk âyetten altmış âyete, altmış âyetten yüz âyete kadar okunacağına dair de hadisler vardır. Nitekim Müslim'in bu mev­zudaki rivayeti şöyledir:

"Resûlullah (s.a.) sabah namazında Kâf sûresini okurdu. Sabah nama­zından sonraki namazlarını daha hafif kıldınrdı."[353] Ebü Burde'den riva­yet edildiğine göre; "Resûlullah (s.a.) in sabah namazında 60 âyetten yüz 'ayete kadar okuduğu" olurmuş. İbn Hibbân'ın rivayeti, "Altmış âyetten yüz âyete kadar okurdu" şeklindedir. Hz. Abdullah b. Ömer'den gelen rivayet ise, şöyledir: "Peygamber (s.a.) bize Sâffât süresiyle namaz kıldırırdı." Bu farklı rivayetlerin arası şöyle uzlaştırılmıştır: İsteksiz olan cemaata kırk âyetle kıldırılır, istekli olan cemaata ise, yüz âyetle kıldırılır. İkisi arasında olan cemaate ise, elli ilâ altmış kadar âyetle kıldırılır. Bu mevzuda gecelerin kısa­lığına veya uzunluğuna göre hareket edileceğini söyleyenler olduğu gibi, ce­maatin meşguliyetine göre de okunacak âyetlerin sayısının değişebileceğini söyleyenler de vardır. Öğle namazında okunacak âyetlerin uzunluğu sabah namazındaki okunacak âyetlerin uzunluğuna denk olmalıdır. Çünkü her iki namazın vakti de genişlik bakımından aynıdır. Mebsût'ta; "öğle vakti meş­guliyet vakti olduğu için cemaate bıkkınlık vermemek maksadıyla sabah na­mazından daha az âyet okunur" deniliyor. İkindi ve yatsı namazlarında okunacak âyetlerin uzunluğu da biri birine denk olmalıdır. Bu bakımdan bu iki vakitte Evsat-i Mufassal denilen Bürûc Sûresi'nden Beyyine Sûresi'ne kadar olan sûreler okunur.

Akşam namazında ise, Kısar-i Mufassal denilen Beyyine Sûresi'nden Nâs Sûresi'ne kadar olan sûreler okunur. Bu mevzuda asıl delil, Hz. Ömer'in Ebû Musa el-Eş'arî'ye gönderdiği, Abdurrezzak'ın Musannaf'ında rivayet edi­len şu mektuptur: "Sabah ve öğle namazlarında Tıval-ı Mufassal'! (Hucurat'tan Bürûc'a kadar olan sureleri) oku, ikindi ve yatsıda Evsat-ı Mufassalı (Büruc'dan Beyyine'ye kadar olan sureleri) oku, Akşam namazında da Kısâr-ı Mufassalı (Beyyine'den Nâs'a kadar olan sureleri) oku. Çünkü akşam acele kılınmalıdır. Bu bakımdan kısa okuyarak kıldırmak daha uygun olur. İkin­di ve yatsı namazlarını ise geciktirerek kıldırmak müstehabtır."[354]

Konuya ait mezhep görüşlerini şöylece özetlemek mümkündür:

1. Hanefilere göre, sabah ve öğle namazlarında tıval, ikindi ve yatsı namaz­larında kısar bölümlerinden sûreler okunmalıdır.

2. Şâfiîlere göre de, durum Hanefîlerinki gibidir.Yalnız cuma günü sa­bah namazının ilk rekatında Secde Sûresini ve ikinci rekatında İnsan Sûresi­ni okumak sünnettir.

Hanefî ve Şafiî mezheplerine göre öğle namazında okunacak sûreler, sabah namazında okunacak sûrelerden biraz kısa olmalıdır.

3. Mâlikîlere göre, sabah ve öğle namazlarında tıvâl, ikindi ve akşam namazlarında kısar ve yatsı namazında evsat bölümlerindeki sûreler okun­malıdır. Bunlara göre bunun hükmü sünnet değil mendubtur.

4. Hanbelilere göre, sabah namazında tıval, akşam namazında kısar, Öğle ile ikindi ve yatsı namazlarında evsat bölümlerindeki sureler okun­malıdır.[355]

 

Bazı Hükümler
 

1. Öğle namazını vakit girer girmez kılmak müstehabtır.Nitekim ulemanın büyük çoğunluğu da bu görüş­tedir. Ancak Hanefilere göre, bu hüküm kış günlerine mahsustur. Yazın sı­cak günlerde serinlik zamanına kadar geciktirmek müstehabtır.

2. Öğle ve ikindi namazlarında evsat-i mufassal denilen, Burûc ile Bey-yine arasındaki sûrelerden okumak sünnettir. Ancak bu mevzuda mezheb imamlarının görüşleri 794 numaralı hadiste geçmiştir. Burada tekrara lüzum görmüyoruz.

3. Sabah namazında Tıval-i Mufassal denilen Hucurât ile Bürûc arasın­daki uzun surelerden okumak sünnettir. Çünkü sabah namazı uyku ve gaf­let zamanıdır, Namazın uzatılması sayesinde insanlar cemaate yetişmek imkânını bulmuş olurlar.[356]

 

807. ...İbn Ömer (r.a.) den; (rivayet edilmiştir ki) Resûlullah (s.a.) öğle namazında (kıyamdayken) secde etti sonra, ayağa kalktı, (bir miktar okudu) sonra da rükû'a vardı. Bunun üzerine biz O'nun Tenzîlü's-Secde sûresini okuduğunu anladık.

(Râvî) İbn İsa dedi ki; Mu'temir'den başka hiç kimse, senedde Ümeyye'yi zikretmedi.[357]

 

Açıklama
 

Resûl-i Ekrem'in yaptığı söz konusu secde, tilâvet secdesidir.Kıraat esnasında secde âyeti geçtiği için hemen secdeye varmış ve ayağa kalkarak kıraatine devam etmiştir. Bilindiği gibi namaz içeri­sinde okunan tilâvet secdesinin edası fevridir. Bu bakımdan hiç zaman geçirmeden, secde âyeti okunur okunmaz secdeye varılması icabeder. An­cak o rekatta daha okunacak olan âyet sayısı üç veya üçten daha az ise, o zaman ayrıca bir tilâvet secdesi yapmaya lüzum kalmaz. Çünkü bu durum­da rüku secde yerine geçer. Abdullah b. Ömer (r.a.)'ın ifâdesinden anlaşıl­dığına göre gerek Resûl-i Ekrem (s.a.)'in secdeye varışından ve gerekse okuduğu âyetlerin bazılarının işitilmesinden dolayı, arkasında bulunan ce­maat Nebiyyi Zîşan Efendimizin Secde Sûresini okuduğunu anlamışlardır.798 numaralı hadis-i şeriften de anlaşıldığı gibi Peygamber (s.a.) namazda okuduklarının cemaate kapalı kalmaması için okuduğu sûrenin bir veya iki âyetini cemaate işittirirdi. Ancak gerek İbn Hacer'in Tehzîbu't-Tehzîb isim­li eserinde ve gerekse İmam Nevevî'nin Takrîb isimli eserinde açıklandığı üzere bu hadisin râvileri arasında bulunan ümeyye kimliği belli olmayan bir kişi­dir. Bu kimsenin isminden sadece Mu'temir bahsetmektedir. Bu yüzden bu hadis zayıftır.[358]

 

Bazı Hükümler
 

1. Namaz içerisinde okunan tilâvet secdesinin hemen o anda edâ edilmesi vâcibtir.Namaz içerisinde geçen tilâvet secdesi okunur okunmaz hemen secdeye gidilir, secde edâ edildikten sonra ayağa kalkılarak kaldığı yerden kıraate devam edilir.

2. Öğle namazı gibi sessiz kılınan namazlarda da secde âyetlerini oku­mak caiz, nitekim Şafiî uleması bu görüştedirler. Fakat Hanefîlere göre cu­ma ve bayram namazı gibi kalabalık cemaatlerle kılınan namazlarla sessiz kılınan namazlarda secde âyetinin okunması mekruhtur. Çünkü cemaatin şaşırmasına sebep olur.[359] Cuma namazı gibi kalabalık cemaatle kılınan namazlardaki şaşırmanın sebebi cemaatin kalabalığıdır. Sessiz kılınan namazlardaki karışıklığın sebebi , imamın secde âyetini okuduğu için üzerine ti­lâvet secdesi vâcib olduğu halde cemaatin üzerine secde âyetini işitmediği için tilâvet secdesinin vâcib olmamasıdır. Bu durumda imamın secdeye gitmesi hâlinde cemaatin onu beklemesi gerekirken, cemaatin içinde bu hükmü bil­meyen bazı kimselerin de imamla beraber secdeye giderek karışıklığa sebep olmaları mümkündür.[360]

 

808. ...Abdullah b. Übeydillah dedi ki: Beni Haşim gençlerinden oluşan bir toplulukla beraber Ibn Abbâs'ın yanma vardım. İçimizden bir gence dedik ki:

Sor (bakalım) İbn Abbâs'a Peygamber (s.a.) öğle ve ikindi na­mazlarında (Kur'ân) okur muydu? (O gene bu soruyu sorunca İbn Abbâs); "hayır, asla!" diye cevap verdi. Bunun üzerine İbn Abbas'a; "Belki de içinden okuyordu" denildi. O da "Tuh sana bu birincisi (olan hiç okumamak) dan daha fena! (Çünkü) O (s.a.) kendisine gönderile­ni tebliğle memur idi. Üç özelliğin dışında bizi diğer insanlardan ayırmadı:

1. Bize abdesti güzelce almamızı; 2. Sadaka yemememizi; 3. Eşe­ği ata çekmememizi emretti" dedi.[361]

 

Açıklama
 

Metinde geçen "şebâb" kelimesi genç anlamına gelen "şâb” kelimesinin çoğuludur. Bulûğ çağından itibaren otuz yaşına kadar olanlar genç sayılır. İbn Abbâs (r.a.)'a soru yönelten gencin ismi ha­dis kitaplarında açıklanmamıştır. Hz. İbn Abbâs'ın bu soruya "hayır hayır” diye iki defa üst üste cevap vermesinden maksadı Resûl-i Ekrem'in öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân okumadığını kesinlikle ifâde etmektir. Daha önce de belirttiğimiz gibi İbn Abbâs gerçekten Resûl-i Ekrem'in öğle ve ikindi na­mazlarında Kur'ân okumadığını zannediyordu. Çünkü Hz. Peygamber'in sağ­lığında küçük bir çocuk olduğu için devamlı surette namazını çocuklara ayrılan saflarda kılmış ve bu yüzden de Fahr-i Kâinat'ın öğle ve ikindi namazların­da Kur'ân okumadığını zannetmiştir. Halbuki 805-807 numaralı hadisler ve bunların dışındaki pek çok sahih hadisler Resûl-i Zişân'ın diğer namazlarda olduğu gibi öğle ve ikindi namazlarında da Kur'ân okuduğunu ortaya koy­maktadır. Hz. İbn Abbâs'ın; "bu birincisinden daha fena; (çünkü) o kendi­sine gönderileni tebliğle memur bir kul idi” sözü, "O kendisine verilen emri başkalarına ulaştırmakla yani tebliğ vazifesiyle görevli bir kuldu. İnsanlara tebliğ ile görevli olduğu bir işi onlardan gizli tutması düşünülemez. Siz nasıl oluyor da Resûlullah'ın öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân'ı insanlardan gizliyerek sessizce okuyabileceğine ihtimal veriyorsunuz? Sizin bu düşünce­niz Hz. Peygamber (s.a.) hakkında bir su-i zan, hatta büyük bir iftiradır. Buna nasıl cür'et ediyorsunuz? Gizli okuması hiç okumamasından daha sa­kıncalı!..." anlamına gelir.

Hz. Abdullah b. Abbas (r.a.) kendisine soru yönelten gencin Hz. Pey­gamber sülâlesinin dinî emir ve yasaklar karşısında diğer insanlardan tama­men farklı zannettiğini anladığı için Haşimî sülâlesinin üç meselenin dışında dinî hükümler karşısında diğer insanlardan farklı olmadığını hatırlatmak lü­zumunu hissetmiştir. Bu üç mesele şunlardır:

1. Abdesti çok güzel almalarıdır. Abdesti farz, vâcib ve sünnetlerine ri­âyet ederek almak yalnız Ehl-i Beyt'e has olan bir hüküm değildir. Bütün mü'minlere Şâmildir. Hz. Peygamber Ehl-i Beyti üzerinde titizliği ve onlara da aynı tavsiyeyi daha çok yapması dolayısıyla İbn Abbâs (r.a.) bu hususun kendilerine has olduğunu sanmış olabilir. "Her ne kadar bu durum önceleri Ehl-i Beyt'e farz idiyse de daha sonra neshedildi" diyenler de vardır.

2. Hâşimî sülâlesinin dinî emirler karşısında ikinci özel durumları sada­ka almamalarıdır. Bazıları, zekât, öşür, keffâret gibi farz olan sadakalar ha­ram olmakla beraber, vakıf malı ve nafile sadakanın da helâl olduğunu söylemişlerse de muhakk ik İbn Hümam, nafile sadakanın da haram oldu­ğunu söylemiştir ki, bu görüş hem Şafiîlerin hem de Hanefîlerin görüşüdür.

3. Peygamber (s.a.)'in sülâlesinin üçüncü özelliği, eşeği kısrakla çiftleştirmenin kendilerine haram oluşudur. Halbuki eşeği kısrakla çiftleştirmek diğer insanlar için mekruhtur.[362] Resül-i Ekrem'in ve sülâlesinin en büyük özelliklen mücâhid oluşlarıdır. Eşeğin kısrakla çiftleşmesiyle en kıymetli cihad vasıtası olan at nesli azalır ve tükenir. Eşekle kısrağın çiftleşmesinden doğacak katırda ise, atın özellikleri yoktur. Nitekim Tirmizî bu hadisi cihâd bölümünde nakletmiştir.[363]

 

Bazı Hükümler
 

1. Ehli Bevt'e sadaka almak caiz değildi.

2. Abdestin erkanına ve adabına riayet ederek alın­masının, Ehl-i Beyt için özel bir önemi vardır. Bununla ilgili hüküm yukarı­da açıklanmıştır.

3. Merkebin ata çekilmesinin caiz olmadığı, yine Ehl-i Beyt'e has olan bir hükümdür. Bununla ilgili tafsilât yukarıda verilmiştir.

4. Her ne kadar hadisin zahirinden öğle ve ikindi namazlarında kıraa­tin olmadığı anlaşıyorsa da gerçekte pek çok sahih hadis öğle ve ikindi na­mazlarında da kıraatin bulunduğunu ortaya koymaktadır.Doğru olan  da budur.[364]

 

809. ...İbn Abbâs'dan; demiştir ki: Ben Peygamber (s.a.)'in öğle ve ikindi namazlarında (Kur'ân) okur muydu, okumaz mıydı bile­miyorum.[365]

 

Açıklama
 

Bundan önceki Resûl-i Ekrem (s.a.)'in öğle ve ikindi namazlarında hiç Kur'ân okumadığını kesinlikle ifâde eden İbn Abbâs hadisiyle, yine ibn Abbâs'dan rivayet edilen bu hadis, arasında her han­gi bir çelişki yoktur. Çünkü Hz. İbn Abbâs'ın başlangıçta Resûl-i Ekrem (s.a.)'in öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân okumadığına kesinlikle inandı­ğı halde, sonradan Peygamber (s.a.)'in iki vakitte Kur'ân okuduğunu söyle­yen sahâbîleri dinleyince bu kuvvetli kanaatinin sarsılmış olması ve neticede bu iki vakitte Resul-i Ekrem (s.a.)'in Kur'ân okuyup okumadığı hakkında kesin birşey söyleyemeyeceğini ifade etmiş olması mümkündür. Hatta daha sonraları Resûl-i Ekrem'in bu iki vakitte Kuran okuduğuna dair sahâbîlerden işittiği rivayetler tevatür derecesine erişince, bu iki vakitte Kur'ân oku­nacağına kesinlikle inandığı söylenir.[366]

[350] Nesâî, ıftıtâh 59, 4; Tirmizî, mevâkît 113.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/253.

[351] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/254.

[352] Müslim, mesâcid 188; Nesaî, mevâkît 16, 20; Ahmed b. Hanbel, IV, 420, 423.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/254.

[353] Müslim, salât 167.

[354] Merginânî, Hidâye ve Kemaleddin b. Humam Fethu'l-Kadîr, I, 236.

[355] Hatiboğlu Haydar, Sünen-i İbn Mâce Terceme ve Şerhi, III, 50-51.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/254-256.

[356] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/256.

[357] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/256-257.

[358] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/257.

[359] Bezlu’I-mechud, V, 21; Bilmen, Büyük İslam İlmihali s. 200.

[360] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/257-258.

[361] Tırmızî, cıhâd 23; Nesâî, tahâre 105, hayl 10, Ahmed b Hanbel, I, 78, 95, 132, 225, 234, 249.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/258.

[362] el-Menhel, V, 232.

[363] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/259-260.

[364] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/260.

[365] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/260.

[366] Menhel, V, 233.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 3/260-261.


Rüveyha
Sun 22 May 2016, 08:17 pm GMT +0200
Esselamu aleykum ve rahmetullah..Çok değerli konular..Hangi namaz da nasıl uzunluktaki süreleri okumamız gerektiği güzel açıklanmış.İnşaAllah bu sünneti seniyyelere hakkıyla uyanlardan oluruz.Rabbim razı olsun

ceren
Sun 22 May 2016, 08:35 pm GMT +0200
Aleykumselam.Namazlarda tutulacak kiraati bilen ve ona gore okuyup namazi hakkiyla kilan ve faziletine eren kullardan olalim inşallah...

Bilal2009
Sat 25 March 2017, 06:20 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri dosdoğru namaz kılanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

HALACAHAN
Sat 25 March 2017, 11:31 pm GMT +0200
Rabbim bizleri namazlarını doğru bir sekilde huşu içinde kılmayı nasip eyle

Sevgi.
Sun 26 March 2017, 12:44 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah. Eğer Namazımızı hakkıyla ve huşulu kılmak istersek adabına uygun abdestimizi alıp okunucak sûreleri güzelce manalarını düşünerek kılmalıyız inşaAllah. Mevlam bizleri hakkıyla kılanlardan eylesin. Amin ecmain
  Bilgiler için Allah Razı olsun