sumeyye
Sat 25 August 2012, 02:45 pm GMT +0200
3- Ödeme için Belli Bir Zamanın Tahsisi: [613]
Ödeme zamanı için gerekli süre tamamlanmadan, mükellef zekât ödemeye zorlanamaz. Fakat ödeme için muayyen bir ay veya zaman tahsis edilebilir mi? Bu konuda, Hz. Peygamber devrine ait iki uygulama örneğimiz bulunmaktadır: İlk örnek Muharrem ayıdır, ikinci olarak Ramazan ayını görmekteyiz.
Bu soruyu, zekâtın tahsil ya da ödemesinin devletçe veya mükellefçe yapılmasına bağlı olarak cevaplandırmak gerekir:
1) Bölgelerin veya ödeme zamanlarının özellikleri dikkate alınarak devletin malî siyaseti ve ona bağlı gelişmelerin düzenli bir biçimde yürütülebilmesi için periyodik ödeme zamanlan tespit edilebilir.
Nitekim Libya Zekât Kanunu, bu maksatla, Muharrem ayını, ödeme devresi olarak belirlemiştir:
“Bu kanunun yürürlüğe girmesini izleyen ilk Muharrem ayında ve bu tarihte nisaba malik olanlar tarafından ödenir. Bu mükellefler, bundan sonra ancak bir kamerî yıl geçince, yeniden mükellef olurlar. İlk fıkradaki hükümler, ziraî mahsuller ile madenler için uygulanmaz.” [614]
“Beyanname, her yıl Muharrem ayının başından itibaren üç ay içinde verilir.” [615]
“Mükellef, beyanname verdiği tarihte, tarh ve tahakkuku yapılmış olan zekâtını ödemek zorundadır.” [616]
2) Zekâtı bizzat mükellef gerekli yerlere ödüyorsa, bu takdirde, ödeme zamanının muayyen bir aya tahsis edilmesi kamu yararı sağlamadığı için gereksizdir. Aslında herkes için malî yılbaşı değişik zamanlara rastlar. Çünkü, her mükellefin malının nisaba ulaşması aynı zamanda olmayacaktır. Fakat ülkemizdeki uygulama daha çok ödeme zamanının Ramazan ayı olarak standartlaşması yolunda olmuştur. Bütün bunlar yanında, zekâtın her mükellefin kendi yılbaşına göre ödenmesi, zekâtın ödenme yerlerinden önemli bir bölümü meydana getiren fakirlerin lehine olarak senenin çeşitli aylarına dağılacaktır.
[613] Tuğ, age, s. 74-75; Yeniçeri, İslâm'da Devlet Bütçesi, s. 268-271.
[614] LZK, m. 23.
[615] LZK, Uygulama Talimatnamesi, m. 3.
[616] LZK, m. 26.