sumeyye
Thu 3 June 2010, 09:44 am GMT +0200
Niçin yaptın ?
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsanın ömrü, dünyanın ömrüne nazaran, gelip geçen rüzgâr kadardır Ha var, ha yok! Bu hayatın içinde, çok acı çekilen günler oldu, hastalıklar, dertler oldu; ama bunlar da gelip geçti Bu rüzgâr gibi geçen ömrün içerisinde, çok da güzel günler oldu; fakat ne yapalım ki, onlar da bir rüzgâr esintisi kadar kısa geçti
Zalimler, emirlerindeki insanları gariplere karşı kullandılar, zulmettiler; çünkü onlar güçlüydü O da geçti; fakat mazlumdan geçmediHaksızlığa, iftiraya uğrayanlardan geçmedi Onların boynunda, yazılı olarak asılı kaldı Ahirete gittiği zaman Cenab-ı Hak bildiği halde soracak, (Kulum bu nedir, senin bu boynunda asılı olan?) O kul, (Ya Rabbi, dünyadayken ben gariptim, fakirdim, bana zulmettiler, eziyet ettiler Şimdi ben hakkımı istiyorum) diyecek ve orada, mutlaka adalet yerini bulacaktır
Onun için, hiç kimse zannetmesin ki, ben yaptım, ettim, bana dokunan yok Vallahi dokunacaklar! Dolayısıyla, ne mutlu, dünyadan ahirete, mazlum gidenlere! Bunlar, orada kârlı çıkacaklardır Ben haklıyım diye, davamızı ahirete bırakmayalım Orada haksız çıkabiliriz; çünkü Allahü teâlâ, bizim hak dediğimiz şeyin ölçüsünü, arzu ettiğimize göre vermeyecektir Rabbimizin kendi ölçüsü var O ölçüye girdiği zaman, kim haklı, kim haksız, kimse bilemez Onu ancak Allah bilir Onun için en iyisi, dünyadayken helalleşip gitmeli Belli olmaz, bakarız haksız çıkarız Dönüşü de yok! Orada para da geçmiyor Bu yüzden, dünyadayken iyi geçinmeye, ara bulmaya ve durmadan kardeşlerimize iyilik etmeye uğraşmalıYani akıllı olmalı Akıllı, ölümden sonrasına yatırım yapandır Ahmak, ahireti unutup da, sadece dünyasını imar edendir
Ahirette tek sual budur: (Niçin yaptın?) Allah için yaptıksa, yani Allah’ın dinini, itibarını korumak için yaptıksa, bizden sonrakiler dinimize hizmet etsinler diye yaptıksa, tamam Nitekim kabrin içindeki evliyanın, kocaman türbeye ne ihtiyacı var? O zaten Cennette Onun ihtiyacı yok; ama bizim ihtiyacımız var Saygı ve edeb gösterelim diye, âlimler buna fetva vermişler İçindekine değil, gelene ders olsun diye; çünkü yerde yatmış bir vaziyette görürse, edebde kusur işler Edebde kusur işlerse, ister dünyada olsun, ister ahirette olsun, o büyüklere karşı kusur işleyen, sıkıntı çeker Hiç gecikmeden hem de Mümin de, en iyi yerde yaşamalı, en iyi elbiseyi giymeli, en iyi vasıtayla gitmeli; çünkü bu zamanda itibar onun imanına değil, kılık kıyafetine, malına mevkiine veriliyor İşte, (Niçin yaptın?) diye sorulunca, cevabı Allah için olmalı…
Mehmet Ali Demirbaş